Bu ülkede son yıllarda hiç kimse Muharrem İnce kadar heyecan yaratmamıştı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde herkes birbirine Muharrem İnce'nin mitinglerini soruyordu. İnce’nin gösterdiği performanstan övgüyle bahsediliyordu.
Muharrem İnce kimseye eyvallah etmedi ve kimseye karşı da kırıcı olmadı.
Cumhurbaşkanı adayı olurken partisinin disiplin kurallarına uydu ve bu doğrultuda adaylığını açıkladı.
Peki CHP ne yaptı?
Muharrem İnce'yi partiden soyutladı. Partinin içindeki birtakım kişiler Muharrem İnce'yi itibarsızlaştırmak için elinden geleni yaptı.
Ömrünü CHP'ye adamış geleceği parlak bir Atatürkçü partiliyi acımasızca harcadılar. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da bu haksız muamelelere göz yumdu.
Deniliyor ki;
Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetti.
Seçim sonuçlarını kabul etti.
Seçim gecesi ortadan kayboldu.
Günlerce herkes Muharrem İnce'ye yüklendi durdu.
Hiç kimse Kılıçdaroğlu'nun seçim gecesi nerede olduğunu ve Muharrem İnce’ye niçin sahip çıkmadığını sorgulamadı.
Neden?
Oysa Muharrem İnce son yılların en büyük başarısını elde etmiş ve en yüksek oranda oy almıştır.
Maalesef yükselen Muharrem İnce başarısı itibarsızlaştırılmak istenmiş ve yalnızlaştırılarak partiden uzaklaştırılmıştır. Daha önceki yıllarda da parti içindeki demokrat ve aydın birçok kişi partiden uzaklaştırılıp küstürülmüştür.
Şimdilerde Muharrem İnce'nin partinin içinde bir çete olduğunu söylemesi ciddi bir durumdur. Bu doğru ise durum çok vahim ve tehlike arz etmektedir. Bu iddiayı doğrulayan göstergeler var ise araştırılmalıdır. Zira parti içindeki hizip ve ayrımcılık hiç tükenmeyecektir.
Gelelim bir başka talihsizliğe;
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi kurarken kimseden ve hiç bir kuruluştan icazet almamıştır.
Halkından başka kimseye inanmamış, gücünü hep halktan alarak daima milleti ile birlikte hareket etmiştir
Hele ki Sevr'in projesini yazan ve Türkiye’nin parçalanmasını planlayan Chatham House gibi kuruluşlara, Bilderberglere hiç gitmemiş, onlardan icazet almamıştır, Atatürk.
Chatham House İngiltere'de faaliyet gösteren bir kurumdur.
Açılımı ise şöyledir: (Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü)
Kısacası bu kuruluşlar, bizim gibi az gelişmiş ülkelerin nasıl bölünüp parçalanacağı yönündeki icazetleri ile öne çıkarlar. Maalesef birçok siyasi gibi önemli bir belediye başkanımızda bu kuruma gitmiş ve fotoğraf vermiştir.
Üzülerek söylemeliyim ki; CHP'nin bugünkü çizgisi Atatürk'ün çizdiği Altıok’un dışına çıkmıştır. CHP savrulmuş, dinamiklerini kaybetmiştir.
Partideki önemli ve ileri gelen CHP'liler acımasızca uydurma bahanelerle partiden atılmışlardır.
Kılıçdaroğlu, adalet diye yollara düşmesine rağmen parti içindeki adaleti sağlayamamıştır.
Atatürk çizgisinden hızla sapma gösteren parti bir omurga kayması yaşamaktadır.
***
Aydın 24 okuyucularının ve tüm halkımızın yeni yılını kutlarım.