Bizi yönetenlerin yıllardır kullandığı dil küfür ve nefret dili olursa, işlenen suçun gerçek karşılığının olmaz suçluyu, haksızı cesaretlendirmiş, masum ve haklıyı sindirmiş, gücü yetenin güçsüzü istediği cezalandırma alınca kendi adaletini kendisinin sağlayacağı kaos ortamı yaratılmıştır maalesef.
Bir ülkede zamanın ana muhalefet partisi genel başkanı şehit cenazesinde yumruk atılıp, linç edilebiliyorsa…
Sokak ortasında Teksas vari cinayetler işleniyorsa…
Esrar, eroin ve diğer uyuşturucu kullanımının ilkokul çağındaki çocuklara kadar uzandıysa…
Her sokak başında milyonerler türediyse…
Yabancı ülkelerin uyuşturucu baronları kendi aralarındaki çatışmada infaz ediliyorsa…
Üç kuruşa vatandaşlık satılıyorsa…
Futbol müsabakalarında rakip oyuncuya orta sahaya kadar koşturup uçan tekme atabiliyorsa, saldırganı yakalayıp mağduru koruyan rakip takım futbolcusu ödüllendirilmek yerine cezalandırılıyorsa…
Ankara gücü teknik direktörü tahrik edip sözde kulüp başkanı hakemi yumrukluyorsa, diğer kişiler yerde yatan hakemi tekmeliyorsa; bu olaylar ülkenin başkenti Ankara stadyumunda yaşanıyorsa bu ülkenin güvenlik sorunu, adalet sorunu, can güvenliği sorunu var demektir.
Rüzgar eken fırtına biçermiş. Yıllardır bizleri yönetenlerin küfür ve nefret dilini kullanması, her olumsuz olayda karşısındakini suçlaması suyun bulandırılıp gerçeklerin örtbas edilmesine sebeptir.
Hukuk devletine yakışmayan işlenen suçların suça göre değil kişiye göre cezalandırılması veya görmezden gelinmesi suçluyu, güçlüyü cesaretlendirmiş, masumu, haklıyı sindirmiştir.
Gücü yetenin güçsüzü ezdiği, istediği gibi mafya vari yöntemlerle cezalandırdığı adaletin değil kurşunların konuştuğu, can güvenliğinin ortadan kaldırıldığı kaos ortamının yaratıldığı böylece ülkenin asıl sorunları olan, üç haneli enflasyon, yokluklar, yolsuzluklar, yasaklar, ilkokul çağına kadar indiği söylenen uyuşturucu kullanımı, neredeyse her iki kişiden birinin anti depresan ilacını kullanır haline getirmesi, eğitimdeki yozlaşma, artan işsizlik, fırsatını bulan her gencin yurt dışına gitmek için fırsat kollaması, en iyi doktorların yurt dışına gitmesi, çevre sorunları, üç kuruşa satılan vatandaşlık uygulaması, ülkenin mülteci kampına dönüştürülmesi, ülke kaynaklarının hoyratça kullanılması her gün sürekli artan iç ve dış borçlarımız, katlanarak büyüyen bütçe açığı bunların konuşulması gerekirken Dilan Polat’lar, fenomenler, Seçil Erzan'lar para kaptıran futbolcular, Fatih Terim fonu olarak anılan fonlar, ülkenin başkenti Ankara’da oynanan futbol müsabakasının hakemi Teknik direktör Emre Belezoğlu’nun da kışkırtması neticesinde kulüp başkanı tarafından milyonların önünde yumruklanıp yere düşürülmesi yerde yatan adamın orada bulunan kişiler tarafından alçakça, acımasızca tekmelenmesi, daha önce başkentte hunharca katledilen eski ülkü ocakları başkanı Sinan Ateşin katillerinin bulunamaması, milyonlarca emeklinin sorunları, işçinin ev kirasına yetmeyen maaşı, intihar eden öğrencilerinin gündem olmamas,ı KYK yurtlarında art arda düşen asansörler, her fırsatta yurt dışına kaçmak isteyen gençler, yurt dışına gitmiş uzman doktorlar, üç kuruşa satılan vatandaşlıklar, Devlet Malzeme Ofisinden çalındığı söylenen 75 bin ton buğday, bir gecede Merkez Bankasından buharlaşan 128 milyar dolar bunca sorunun altında ezilen, rüzgarla sarsılıp fırtınayla savrulan ülkenin vatandaşı olmak kolay değildir.