İnsanın hayata bakışı iş ve siyaset yaşantısında da duruşunu belirler. İster bürokrat ol, ister iş adamı, ister milletvekili ya da belediye başkanı. Hatta belediye meclis üyesi…
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu gibi ‘ne şiş yansın ne kebap’ anlayışıyla ‘Kardeşim Erkan Karaarslan benim danışmanım değil, o belediyenin danışmanı’ da diyebilirsiniz…
Böylelikle ‘ne yardan geçer ne serden’ vazgeçmeyeceğinizi de vurgulayabilirsiniz…
Bu tamamen kendi seçimin…
Seçeceğiniz danışman konusunda ahkâm kesecek değilim. Ancak o danışman kente zarar veriyorsa… Aydınlı bir vatandaş olarak iki kelam etme hakkımın olduğuna inanıyorum.
İslam peygamberi öyle buyurdu:
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”
Bugün Aydın Büyükşehir Belediyesi soyulurken, sessiz duran, kalbi burkulmayan kişi dilsiz şeytandır.
Aydınlının hakkı gasp edilirken, buna seyirci olarak duran kişi dilsiz şeytandır.
Aleyhine de olsa adaletin ve haklının yanında saf tutmayan kişi dilsiz şeytandır.
Ben hayatta hep rantın karşısında durdum…
Çünkü benim bildiğim rant, haksız kazançtır bir anlamda…
Baştan adaletsizdir…
Türk Dil Kurumu (TDK) da bakın rantı nasıl tanımlıyor:
“Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeksizin sağladığı gelir”…
Bu anlamda, Aydın’da rantın en çok konuşulduğu yer Aydın Büyükşehir Belediyesi’dir.
Hal böyleyken Erkan Karaarslan’ın elde ettiği gelirin TDK’daki karşılığı düpedüz ranttır.
Aksini iddia etmek haksız kazancı savunmaktır…
Ranta karşı ayağa kalkmak, karşı durmak, tepki göstermek gerek…
Bu satırların yazarı dilsiz şeytan olmayı tercih etmedi.
Tehdit, küfür ve her türlü saldırıya aldırış etmeden…
Yazdı, yazıyor, Allah nefes verdiği sürece yazacak…
Çünkü benim hayatım rant değil…
İmkânım el verdiği ölçüde rantla mücadele etmek…
Bu mücadelenin bir parçası olarak, ‘FETÖ’cü Erkan Karaarslan’a Kıyak’ başlıklı haberi kaleme alarak yayımladım. Haberde hem ‘rant’ hem de ‘kıyak’ somut olarak anlatılıyordu…
FETÖ’ye finansal destek sağlamaktan tutuklu Erkan Karaarslan’a ait ya da ona yakın bazı firmalara imtiyazlı davranıldığı ve belediye bünyesinde gerçekleştirilen hizmet alımlarının istenilen kişi ya da firmadan yapıldığı ve Karaarslan’a yapmadığı işler için ücret ödenmesiyle ilgiliydi.
Konuyla alakalı olarak ASKİ Genel Müdürlüğü son derece acemice hazırlanmış bir ‘düzeltme ve yanıt metni’ göndermiş. Neymiş efendim haber, somut bilgi ve belgeye dayanmıyormuş…
Sorumlu gazetecilik adına açıklamayı yayımlayacaktım ama onlar habere cevap vermemiş, iddiaların karşısına belgesini koyup açıklama yapmak yerine kolaycılığa kaçıp, inkâr yolunu seçmişler.
Ama olsun! ASKİ Genel Müdürü Erdoğan Öztürk’ün istediği belge olsun. Onu kırmaz belgeyi önüne koyarız ama önce Sayın genel müdüre iki sorum olacak:
Soru 1:
1 Nisan 2014 tarihinden bu güne KAMUSİS A.Ş., BEKAD, DKR DENETİM, E YÖNTEM A.Ş., VİZYON Yayıncılık, MUHKEM A.Ş., YEKÜD, GLOKAL A.Ş. isimli firmalara kaç liralık ihale verdiniz?
Soru 2:
İhale Danışmanlığı Hizmeti, Mali Danışmanlık Hizmeti ve Stratejik Plan Yöntem ve Süreç Danışmanlığı ile Eğitim Satın alınması işini hep Erkan Kaararslan’a ya da onunla bağı olan şirketlere neden verdiniz?
Bu sorulara Özlem Çerçioğlu cevap veremez.
‘Odasındaki saksının yerini değiştirme yetkisi olmayan’ Erdoğan Öztürk cevap verebilir mi?
Veremez ama beni yanıltır verirse, onu belgeden mahrum etmeyeceğim.
Bu defa yanılmayı umuyorum.
Haydi Erdoğan Öztürk!
Soyadına layık davran ve beni yanılt…
Son söz:
“Devlet atını da itini de iyi tanır. Vakti geldi mi atı nallamasını, iti bağlamasını iyi bilir.”
FETÖ’CÜ ERKAN KAARARSLAN'A KIYAK BAŞLIKLI HABERİ OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ