Ülkede Anayasa referandumu yapılacak. Hayır diyenlerin de bu ülke insanı olduğu düşünülmeksizin gafil, hain, terörist denilecek. Oğlu teröristlerce şehit edilen baba hayır diyecek, fakat terörist denildiğini duyunca zıvanadan çıkacak… OHAL nedeniyle toplanmak yasak, afiş asmak yasak, Broşür dağıtmak yasak, Yürüyüş yapmak yasak, ülke bu şartlarda referanduma gidiyor.
Din ve manevi duygular da “evet” uğruna kullanılmaktan çekinilmiyor. Camilere ve duvarlarına Evet afişi asıldığını okuyoruz. Cami içinde ve bahçesinde Evet amaçlı propagandalar basında yer aldı. Evet demenin Kurtuluş Savaşı olduğunu söyleyenlere de tepkiler var. Evet, oyu verenler Beytullah’da (Kâbe) ebabil kuşu olacakmış, referanduma dair hadisten söz edenlerin de olduğu malum. Evet, uğruna Şeyh Sait de gündeme geliyor, Diyarbakır’da AKP İl Başkanlığı Pankartında, “Her evet oyu, Şeyh Sait için bir Fatiha” yazıyor.
Ak Partiye oy vermişler fakat; Cumhurbaşkanın isteyip de yapamayacağı bir şey olmadığı halde bu referandumu hayretle karşıladıklarını söyleyenlerin “Hayır” oyu vereceklerini ifade etmeleri de çok ilginç bir anekdot. Hayır deyip de ürken Demokrat kesim yanında Ak Partili bir kesim de var.
Gerilimli siyaset sürüyor. Fakat ana muhalefet Partisi lideri Sayın Kılıçdaroğlu’nun izlediği politika sonucu iktidar cephesinin beklediği sertliğe uymadığı gibi dik ve kararlı bir rota izlemesi göz ardı edilmemektedir. “Yetkiler tek elde toplanmalı” denilmesini tebessümle karşılayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, gerçeğin itirafı diyerek nasıl teşekkür ettiğini anımsayanımız olacaktır.
Partili Cumhurbaşkanı hatta parti Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı, hem partisini hem de Cumhurbaşkanlığı makamını mı temsil edecek? Diğer Partilerin Genel Başkanları ile eşit mi olacak? Bir an şöyle de düşünelim; Cumhurbaşkanı başka partili, milletvekilleri bir diğer parti çoğunluğunda olursa; Cumhurbaşkanı Ana Muhalefet Parti Genel Başkanı da mı oluyor?
Seçme seçilme yaşı 18 olsun tamam da Allah aşkına 18-19 yaşında hangi orta direk ailenin, yoksulun çocuğu vekil olacak? Size inandırıcı geliyor mu? Baba parası yiyen, yüksek mevkilerde olanların birkaç mahdumu olabilir hem de askerlikten yırtarak…
Evet, açıklamaları payanda cephesinde de hamaset nutuklarından öte geçmiyor. “Terör bitecek, Ülke şahlanacak, işsizlik bitecek, ülke kalkınacak” Neden, niçin, nasıl es geçiliyor. Bu ülke için yemini olanlar CHP’yi yalancılıkla suçluyor.
Bir kişi gelecek zannedersin ortalık güllük, gülistanlık olacak…
İktidar olmak, zamanla zaaf ve güç zehirlenmesi yaratır.
İbretlik bir haber; Azerbaycan’da Eylül ayındaki referandum ile yetkilerini arttıran Devlet Başkan İlhami Aliyev, eşi Mihriban Aliyev’i birinci başyardımcısı yaptığı haberi yer aldı. Başkan, yurtdışına çıktığında, hasta olduğunda ülkeyi karısı yönetecek… Demokrasilerde çareler tükenmez de peki, benim Mihriban’dan neyim eksik ben de yardımcın olmak isterim denilmez mi?
Asıl önemlisi bugün Cumhurbaşkanını illerde valiler temsil ediyor. Partili Cumhurbaşkanının partisini de Parti İl Başkanı temsil edecek. Kim kimi nasıl temsil edecek? Hangisi daha etkin olacak?
Sonuçta;
Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi,
Parlamentoyu adeta işlevsizleştirircesine Parti Devletine doğru gidişin göstergesinden başka bir şey değil anlaşılan…