Anayasa değişikliği için referandum tarihi 16 Nisan olarak açıklandı .Tek adamlığın ülkeleri ne hale getirdiğini tarihte ibretlerden görüyorsunuz. Ders alınsaydı tekerrür eder miydi tarih sözü boşuna söylenmemiştir. Bir Adolf Hitler, bir Mussolini, bir Saddam yakın tarihten bir örnektir. Belki de şimdi başkanlık değil de Partili Cumhurbaşkanı denilecek. İlerde ülkemizin Ortadoğu ülkelerine benzememesi tek dileğimiz ve korkumuz…
Yasama…
TBMM 600 milletvekiline çıkarılıyor. İlave 50 milletvekilinin halkın getireceği yük için ise, nüfus artışı gereği denilmektedir. Meclis kanun çıkaracak. Kanun elbette Kanun Hükmünde Kararnamelerden (KHK) yüksektir. Partili bir Cumhurbaşkanın çıkaracağı KHK kendi vekillerince engellenmeyecektir. Kaldı ki Cumhurbaşkanının istemediği bir kanun hakkında veto yetkisi vardır. Güvenoyu, gensoru, önerge vermek yok. Cumhurbaşkanı meclisi feshedebilme yetkine de sahip oluyor.
Yürütme;
İktidar epeydir yürütmenin başıdır. Bakanları Partili Cumhurbaşkanı atayacak, istediğinde azledecek. Rektörleri seçecek. Bütçeyi hazırlayacak. Kamu kurumlarını kuracak, kapatacak, açacak. Cumhurbaşkanı partili hatta parti Genel Başkanı olabilecek. Hal böyle olunca vekilleri belirleyecek. Partili olması nedeniyle tarafsız nasıl olabilir? Parti devleti olması uzak ihtimal midir? Cumhurbaşkanı kişi ile ve siyasi hak ve ödevleri konusu haricinde KHK çıkartabilecek. Tek başına her konuda kararname çıkarabilecek, ülkeyi tek başına yönetecektir. Yürütme elinde olan Partili Cumhurbaşkanı yasamaya da ortak.
Yargı;
Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlar suç işledikleri takdirde, 301 milletvekili (Meclis salt çoğunluğu) soruşturma açılmasını isteyebilecek. Soruşturma açılmasının kararı için(3/5) 360 vekil, Yüce Divana sevk için (2/3)400 milletvekili imzası gerekecek. Partili bir Cumhurbaşkanı için gerçekleşmesini düşünebiliyor musunuz?
HSYK ise, HSK (Hâkimler ve Savcılar Kurulu) olarak değişecek. 22 üye sayısı 13 olarak belirleniyor. Adalet Bakanı ve Müsteşarı doğal üye, 4 üyeyi Cumhurbaşkanı seçeceğine göre 7 üye Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen Mecliste seçiliyor.
AYM (Anayasa mahkemesi) 15 üyenin 12 üyesini Cumhurbaşkanı seçiyor. Kalan 3 üyeyi meclis seçiyor. Yüce Divan işlevi de görecek, Cumhurbaşkanı ve yardımcılarını yargılayabilecek bir Yüksek Mahkemede adaletten söz edilebilir mi?
Yasama, yürütme, yargı ve Güçler ayrılığı böyle bir halde…
**
“Fetö, PKK hayır dediği için evet diyoruz” sözü basit bir yaklaşım tarzı…
“Ey CHP! Sen bölücüler ile kol kolasın” deniliyor.
Rejim değişiyor sözünü, beslenme rejimi ile karıştırmak…
Şimdi birileri de CHP ile HDP’ yi aynı çizgide gösterme derdinde.
Oslo’da masaya kim oturdu?
Barzani'yle gurur duyulmadı mı?
Habur’da davullu zurnalı karşılama düzenleyip çadır mahkemesinde teröristleri yargılayıp beraat ettirilmedi mi? Valilere ‘Operasyon yapmayın…’ denmedi mi? Dolmabahçe’de resim çektirenler kim? Şivan Perver ile şarkı söyleyip, PYD' nin başındaki Salih Müslim'i defalarca Türkiye'de ağırlanmadı mı?
**
Lütfen! Geçtiğimiz yıl bu günleri anımsayalım…
Başkanlık için CHP, MHP ve HDP’ de “Hayır” demiyor mu idi?
Bugün söz söyleyenlerin o günlerde ağızlarından çıkan sözlerini sosyal medya dâhil birçok yerde hayretle dinleyebilirsiniz. Dün öyle, bugün böyle siyaseti üretmenin anlamsızlığı ortadadır. Geçtiğimiz yıl ile bugün arasında çelişki içinde olup da şimdi “Evet” diyenlerin bir açmaz yaşamaları manidardır.
Bu arada CHP dün ne diyorsa, bugün de aynı sözü söylemektedir…
**
Rektörlerin, futbol ünlülerinin, bazı ünlülerin evet’li video ve açıklamaları…
Cami hocalarının dine siyaseti karıştıran, taraflı ve yakışıksız davranışları…
Reis yaparsa iyi yapar diyerek gözü kapalı evet diyenler…
Eyy… Çanakkale… Şehitler… Gaziler… Vatan bölünmesin, PKK’ya karşı evet Diyerek milliyetçilikten dem vurarak, nutuk atanları ibret ve hayretle izliyoruz.
**
Sistem değil rejim değişiyor.
Şu an "hayır" demek memleket meselesidir.
Bir partinin meselesi değildir.