Bazı insanların düşündükleriyle yaptıkları bir olmaz. Oysa dürüst insanın özü sözü bir olmalıdır. Kişi ne düşünüyorsa ona göre hareket etmelidir. Bu konuyu en güzel anlatan Mevlana'nın “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” sözüdür.
Genelleme yapmayalım ama bazı insanlar göründükleri gibi değil maalesef… Bir insanı konuştuklarıyla değil, yaşattıklarıyla tanımak doğru olan ancak olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan yüreği güzel insanların nesli galiba tükenmek üzere…
Hele hele siyasetçiler… Sıkıştılar mı yalana sarılıyorlar. Vaatlerinde yalan söyledikleri yetmiyormuş gibi rakiplerini itibarsızlaştırmak için dalavere çeviriyorlar. Bu nedenle gazetemiz yazarı Servet Töz imzasıyla yayınlanan “Hangi Çerçioğlu’na inanalım” yazısını okuyunca şaşırdık mı? Elbette şaşırmadık. Yazar, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun söylem ile eylemindeki çelişkisini açık açık ortaya koymuş.
Aslına bakarsanız yalan söylemek siyasetçinin doğasında yoktur. Ancak başarısız olduklarında, isimleri yolsuzluğa karıştıklarında iktidarı kaybetmemek için yalan söylemeye başlıyorlar. Dertleri vatandaşın emanet olarak verdiği koltuğu bir daha oturmaktır.
Oysa siyasi varlıklarını yalan üstüne kuran siyasetçiler, siyaset sahnesinden çekildikten çok kısa bir süre sonra artık hatırlanmazlar bile ama toplum yalanı kabullenmiş olmalı ki hiç itiraz etmezler. Yalan söylemek siyasetçinin doğası olarak kabul gördüğü için yalan söylemler meşrulaştırılıyor. İşte bu durum daha vahim bir durumdur.
Aydın’dan ülke gündemine uzanacak olursak, Ankara’da yaşananlar Aydın’dakinden farksız gibi görünüyor.
PKK denen terör örgütü tarafından Gara’da 13 masum insanımız alçakça bir yöntemle vurularak şehit edildi. Operasyonun başında ise indirme aşamasında kahraman üç askerimiz şehit oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ülkemize başsağlığı diliyorum. Daha şehitlerimizin kanı kurumamışken, şehitlerimiz üzerinden siyaseten prim yapma gayretleri milletimizi derinden üzmüştür.
Bu acı, elem verici milli bir olay karşısında 83 milyon acısını yüreğine gömerek bu hain PKK terörüne karşı dimdik ayakta durmaya çalışırken siyasetçiler millet vicdanındaki samimiyet sınavında kırık not aldı.
Diğer taraftan ateş düştüğü yeri yaktı!..
Ne yazık ki, şehitlerimizin aziz ruhlarını incittik!
Şehitlik gibi çok yüce ve kutsal makama ulaşmak için şehadet şerbetini içen askerlerimizin vatanı uğruna yaptıkları büyük fedakârlıkların rahmani ve manevi iklimine gölge düşürdük! Milletimizi derinden üzdük.
Değerli dostlar!
“Samimiyet öyle bir dildir ki; kör de görür, sağır da duyar!” demiş Cemil Meriç.
Daha güvenli bir toplum, daha güvenli bir gelecek istiyorsak, en güvenilir insan önce biz olmalıyız. Özü, sözü ve her şeyi ile… Samimiyet, samimiyet, samimiyet.
Kalın sağlıcakla.