Yanıp tutuştuğum, kavuşamadığım,
Bir türlü gerçekleştiremediğim
Özlemlerim var...
Ertelenen, boş verilen, yasak edilen
Yaşayamadığım
Özlemlerim var....
Ey insanoğlu ne oldu sana?
Nerede o sonsuz hevesin?
Hiç doymayan arzu, istekler...
Har vurup, harman savuranlar...
Bol keseden atıp tutanlar.
Şimdi nerede? Ne yapıyor?
Söyle bana? Ne oldu sana?
Nerede o keyif, saltanat?
O çalım, fiyaka, caka?
Nerede lüks arabalar, yatlar, villalar,
Gezmeler, tozmalar....
Vur patlasın, çal oynamalar...
Nerede altınlar, milyar dolarlar, köşler-saraylar?
Nerede mazlum insanları ezen gücünüz?
Ne oldu İtalya, İspanya, Avrupa?
Ne oldu Çin, İran, Amerika?
Söyle, söyle nerede?
O çılgın egolar, özgürlükler...
Nerede sömürdükleriniz?
Çılgın zenginliklerimiz, petrolümüz,
Doğal gazınız, teknolojiniz nerede?
Kamlumboğaya,Yunus balıklarına göz yaşı döken,
Hayvansever, doğa düşkünü, çevreci duygularınız,
Çin-Doğu Türkistan'da, Irak'ta Suriye'de, Afganistan'da
Gözyaşı, kan, zulüm, işkence ve ölüm...
Bunları yaşarken, sizin barış ve insan haklarınız nerede?
Döktüğünüz timsah gözyaşlarını görmek istiyorum.
Sahiden gözyaşı mı? İnanmak istiyorum.
Yoksa kahkahalar, sevinç çığlıkları mı?
Koronavirüs denen küçük bir mikrop,
Hepinizi dize getirdi, dünyayı salladı.
Ağalar, beyler...küresel güç patronları...!
Şimdi neredesiniz? Yoksa sizde mi karantinaya girdiniz?
İşte görüyorsunuz!
Ne kamu düzeni kaldı?
Ne de sağlık sistemi?
Koronavirüs mikrobu bulaşmış insanlar...
Her gün..binler..on binler, yüzbinler....
Hastaneler, insanlar, yaşlılar...
Sıra sıra dizilmiş tabutlar...
Şehirler, meydanlar, sokaklarda ölüm sessizliği,
Hiç ayırımsız, çaresiz, herkesi..
Herkes can derdine düşmüş...
Koşuşmalar, çırpınışlar, haykırışlar, iniltiler...
İnsanlık sanki bir kıyamet gününü yaşıyor...
İkinci Dünya Savaşı Almanya’sı Hitler'in Yahudi kıyımı gibi,
Sabunluk bunlar, bit iğnelik işi var, muamelesi yaşıyor.
Modern, çağdaş bilinen Avrupa'da,
İnsanlar, insanları yok ediyor bu Avrupa'da.
Bu vahşet, bu trajediyi bütün insanlık seyrediyor.
Ülkeler, devletler, kıtalar dengeler bozuldu.
Yorgun, bitkin bu koca dünyada...
Bunları yaşayan insanlık ya akıllandı,
Ya da kendi sonunu hazırladı.
Tarihimizde söylenmiş bir atasözümüz vardır;
"Ya devlet başa, ya kuzgun leşe "
***
İşte çağı, gelişmeleri, olabilecek değişmeleri okumak,
Hep düşünüp, tartışıp sorgulamak,
Bu sınavı, akıl ve bilimle kazanmak...
Kurulacak yenidünya düzeninde;
İnsanlığa yeni umutlar, müjdeler vermek,
***
İnsan olma ve insanca yaşama yolunda,
Temiz, lekesiz beyaz bir sayfa açabilmek,
Ya da tarihin çöplüğünde yok olmak...
Ne dersin? Tercih, seçim senin!
Bu acı gerçeği düşünecek beyinlere, aydınlara, kadrolara...
Özlemlerim var...
Zor günler yaşadığımız şu günlerde,
Tünelin ucundan, karanlığa bir mum ışığı yakacak,
Çaresiz insanlara, çaresizseniz, çare biziz diyecek,
Bir aşı, bir ilaçla umut olacak,
Doktorlara, proflara, bilim insanlarına...
Özlemlerim var... Hem de çok, çok...
***
Yüreklerimize su serpecek,
Müjdeli bir umut ışığına inancım var...
Zamanları ve mekânları aşan,
Bütün insanlığı adaletle kucaklayan,
Vicdanları ve insanlığımızı yeniden aydınlatacak,
Muhteşem bir güneşe ihtiyacım var...
Bizi, sevgi ve muhabbetle kucaklayacak,
Barış, huzur ve mutluluk verecek,
Hepimizin üzerine doğacak...
O muhteşem güneşe özlemlerim var...
Bu yaşlı, yorgun, mutsuz, hasta dünyada.
Sağlıkla yeniden doğmak ve yaşamak için,
Gerçekten o güneşe özlemlerim var....
Kalın sağlıcakla.