31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçime artık sayılı saatler kaldı, söz konusu tarihte Aydın’da 1 büyükşehir başkanı, 17 ilçe belediye başkanı, meclis üyeler ile 671 muhtar seçmek için sandık başına giderek tercih kullanacağız.
Bugünün adayı olan bazı isimler bundan 5 yıl önce de adaydılar. Bulundukları makamı kazanmak adına bir dizi vaatte bulundular, karşısına çıkan her seçmenden oy desteği isteyerek koltuğa oturdular.
CHP Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve mevcut başkan Özlem Çerçioğlu bunlardan sadece biri.
2014 yılında 133 adet vaatte bulunarak Aydınlılardan destek isteyen Çerçioğlu, aradan geçen zaman içinde bu sözlerinin yüzde 90’ını yerine getirmedi. Örnek gösterilen Aydın, hızla büyük bir köye dönüşürken, Çerçioğlu seçilme gayesini unuttu ve kendi hükümranlığını kurdu. İstediğine iş verdi, istemediğine işinden etti. İşe gitmeden maaş alan bankamatiklerle doldurdu belediyeyi. Halkın kendisine emanet ettiği belediye kaynaklarını har vurup harman savurdu. Kent için değil, kendisine çalışarak en büyük kazığı Aydınlılara attı. Bu da içimizi acıttı.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun, 18 Aralık 2002'de öldürülmesine ilişkin yargılaması devam eden Levent Göktaş’ı avukat tuttuğu gibi belediyeden ihale verdi. Atatürk Spor Kompleksini şaibeli bir şekilde verdiği şahıs, “FETO Borsası” davasında yargılaması devam ederken, evinde öldürüldü.
Yani..
İş tuttuğu isimlerden biri cinayetten yargılanırken bir diğeri cinayete kurban gitti.
Belediye, 143 yıllık tarihinde olmadığı kadar yolsuzlukla, rüşvetle anılır oldu. Türkiye’de yolsuzluk nedeniyle hakkında en çok dava açılan büyükşehir belediye başkanı oldu. Bu da bizi rezil etti.
Acı çekmemiz de rezil olmamız da bir gerçek. Zihnimizi gerçekler yerine, nefret temelli yanlış fikirlere kapıldığımızdan acı çektik, rezil olduk.
Çerçioğlu’nun bütün bu kepazeliklerine rağmen; “Servet bey Çerçioğlu ile ilgili eleştirilerine itirazım yok, hepsi doğru ama AK Parti mi gelsin” diye başlayan cümleler kuranlar oldu.
İşte bu nefret temelli yanlış fikirler yüzünden, Aydın’ın geri kalmasına seyirci kaldığımız gibi; car cur edilen milyonlarca liranın hesabını soramadık. “Cinayet sanığını neden avukat tuttun” diyemedik. “Cinayete kurban giden, ‘FETÖ Borsası’ sanığıyla ne işin vardı” diyemedik. Maaşla izah edilemeyecek ölçüde zenginleşen belediye bürokratlarına “neden seyirci kaldın, yoksa onlarla ortak mıydın” diyemedik. "Neyin karşılığında ihale verdin" diyemedik.
Kısaca…
İçimize tıka basa doldurduğumuz soruları Çerçioğlu’na soramadık.
Kepazeliklerin hesabını sormak için fırsat, 31 Mart’ta bizi bekliyor.
Yaşadığımız kötü gidişata ‘dur’ demek, Aydın’ı hizmetsizlikten kurtarmak, hakettiğimiz hizmetle buluşmak için irademizi artık koymamız, Çerçioğlu’nu evine göndermemiz gerekiyor.
Bunun için de…
Cumhur İttifakı Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Savaş’ın şu çağrısına kulak vermek gerekiyor.
“Bu bir milletvekili seçimi değil. Bu parti seçimi değil. Bizim çocuklarımızın, torunlarımızın yaşadığı bu şehrin kaderini belirleyecek yerel bir seçim. Daha önce hangi partiye oy vermiş olursanız olun, bu seçimde oyunuzu Aydın’ın geleceği için kullanın. Evlatlarımızın geleceği için kullanın.”
Selam ve saygıyla.