Orman yangınları yüreğimizi de yakıyor

Orhan ERDEM

Ülkemizin orman varlığı sıcak geçen yazın ardından ihmal ve kasıt yüzünden yangın tehdidi altındadır. Sebep ne olursa olsun orman yangını haberleri yüreğimizi derinden yaralamaktadır. Çarpık yapılaşma, bilinçsiz sanayileşme girişimleri, eğitimsizlik, rantçılık yüzünden ülkemizin tabiat varlıkları büyük tahribata uğramaktadır. Türkiye’nin dört bir yanından özellikle Ege ve Akdeniz’de meydana gelen yangın haberleri sahip olduğumuz orman varlığının ciddi olarak tehdit altında bulunduğunu gösteriyor.

İlimiz son on beş yıl içinde Dilek yarımadasında, Güzelçamlı, Davutlar orman alanında büyük yangın felaketleri yaşandı. 20 askerimizin şehit olduğu büyük yangın hala acı bir anı olarak hafızalardadır. Bu olaydan 5 yıl sonra çıkan büyük orman yangını 3 gün sürmüş, Güzelçamlı – Davutlar sahilindeki vatandaşlarımız çaresizlik içinde yangını gözyaşları ile seyretmiştir. İlgililer yangını sadece insan gücüyle önlemeye çalıştıklarından aciz kalmışlar, yangın büyük bir alanda tahribat yapmıştır.

Bu yıl havaların çok sıcak gitmesi orman yangınlarını tetiklemiştir. Gelibolu yarım adasında çıkan yangın yüreklerimizi dağlamıştır. İzmir Menemen, Aydın Çine Gökbel’de yangın büyük tahribat yapmıştır. Geçmiş yıllardaki büyük Marmaris yangınının yol açtığı doğa tahribatının acıları dinmemişken bu hafta Çine Gökbel’de ve Aydın’ın doğusundaki Pınardere yangını hepimizi derinden üzmüştür.

Orman teşkilatının yangınlar hususundaki hassasiyeti milletimizin malumudur. Orman teşkilatındaki yangın söndürmede kullanılan helikopter ve uçaklar ve eğitimli personel milletin umudu olmuştur. Anında müdahale yangınların tahribatını büyük ölçüde önlemektedir. Özellikle Ege ve Akdeniz’de ki orman varlığımız her geçen yıl kayba uğramaktadır. Hızla ağaçlandırma çalışmaları yapılmakta yangınların kaybı telafi edilmektedir. Yunanistan’da, İtalya’da, Amerika’da yaz aylarında çıkan yangınlar dünyanın ekolojik varlığının kayıplarıdır. Amazon ormanlarının insan eli ile tahribi insanlığın yaşanabilir bir dünya sorunu olmaktadır. Bu durum kapitalizmin aç gözlülüğünün bir göstergesidir. Türkiye’deki orman yangınları eğitimsiz kişilerin yapmış olduğu yanlışlar yanında, doğadaki ısınma ve sabotajların da etkisi küçümsenemez. Ormanı sevmek ve yaşatmak milli ve dini bir görevdir. Yaş ağacı kesmek ve kasten yakmak dinimizce büyük günahlardandır. Atalarımız  “yaş kesen baş keser “ diyerek bu husustaki milli duruşumuzu göstermiştir. Bir müslümanın hayatında en az 40 ağaç dikmesi dini bir görev olarak teşvik edilir. Ülkemiz yüzölçümünün yüzde 20’si ormanlarla kaplıdır. Bunu korumak milletçe en önemli görevlerimizden birisidir. Semavi dinler Cenneti yeşillik, pınarları şırıl şırıl akan, meyve bahçeleri ve köşkleri olan bir yer olarak tarif eder. Ülkemizde son 30 yılda rahmetli Hayrettin Karaca’nın kurduğu TEMA vakfı bugün yeni nesillere doğa sevgisini aşılayan, doğayı koruyan bir kuruluş olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Aydınımızda da Tema vakfının başkanı hepimizin çok sevdiği emekli öğretmen Mehmet Özdemir gayretli çalışmaları ile örnek olmuştur. Bu hususta hepimiz el birliği ile çevre ve orman sevgisini genç kuşaklara her vesile ile sevdirmeye çalışmalıyız. Orman Bakanlığının personelinin fedakâr çalışmaları her türlü takdirin üzerindedir.

Ekonomik ve Sosyal kalkınma beşeri kalkınma ile beraber yürürse anlamlıdır. Her türlü yabancılaşma doğadan kopma neticesinde olur. İnsanlığı arayan doğaya baksın, Tanrıyı arayan doğaya baksın, güzelliği arayan doğaya baksın. Bütün güzellikler doğayı sevmekle başlar. Doğayı seven insan iyiliklere ve güzelliklere kapı açan muteber insandır.   

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.