'Aydın'ın sınırlarını çizerim herkese yapı izni vermem'
Aydın'ın akil adamlarından Orhan Erdem, doğayı ve çevreyi korumanın şart olduğunu belirterek, "Kent içi yapılaşmaya şiddetle karşıyım. Ben yerel yönetici olsam Aydın’ın sınırlarını çizerim, bunun haricinde yapı izni vermem” diyor ve çözümün uydu kentlerde olduğunu söylüyor.
Orhan Erdem, Aydın’ın akil adamlarından. Dededen, babadan geliyor tüccarlık. Mülkiye’de hem de Mümtaz Soysal, Nermin Abadan gibi hocalardan feyz almasına karşın ticareti seçmiş meslek olarak. 40 yıllık Arçelik bayiliğine İstikbal bayiliği de eklenmiş. Şimdilerde dükkanı oğluna emanet edip gerek ülke gerekse Aydın için bir şeyler yazıyor, bir şeyler söylüyor.
Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu için, “Ben kentime hizmet edeni takdir ederim. Özlem Hanım, halka yakın sıcak ve sevecen. CHP’lilerden çok farklı. Açılımı olan bir insan” deyince şaşırmadan edemiyorum. Ancak sağ görüşlü olan Erdem’le biraz sohbet edince onun hem nalına hem mıhına vuran karekterini görüyorsunuz. Liderine itaat eden, her dediğini alkışlayan biri değil. Onun için insani değerler ön planda. Sanatla, edebiyatla uğraştığı için de çok yönlü. Yerel gazete ve sitelere yazdığı yazıları kitaplaştırma uğraşısında. Yazıları ağırlıklı olarak çevre ve Aydın üzerine.
'AYDIN TARIM KENTİ'
--------------------------
'YUKARIDAKI LÜZUMSUZLARI DEĞIL AŞAĞIDAKI LÜZUMLULARI YAZDIM'
Orhan Erdem, 1955'ten 2000'e kadar Aydın’da yaşamış insanların öykülerinden oluşan kitabının son rötuşlarını yapıyor Kuşadası’ndaki yazlıkta. Çok enteresan tipler var kitapta, Gevrekçi Sabri gibi. Yaşayanları değil, ebediyete göç edenleri kaleme alan Erdem, “Önemsenmeyen insanları yazdım. Yukarıdaki lüzumsuzları değil, aşağıdaki lüzumluları yazdım” diyor. Sadece yazmıyor, bol bol da okuyor. 'Doğu Batı' dergisini okuyor aksatmadan. Derginin dosyaları çok ilgisini çekiyor. Deniz hastası. Sabah denize atlamadan gazetelere göz atıyor. Özellikle Milliyet’i okuyor. Deniz sonrası dostlarla buluşuyor, tavla atıyor. Toprakla uğraşıyor. Zeytin dikiyor, meyve dikiyor. “Hayvan sevgisi, bitki sevgisi olmayanın insan sevgisi olur mu?" diyen Erdem, Türk Sanat Müziği’ni sadece sevmiyor, söylüyor da.
------------------------
'KÖYDEKİLER OKUDU EKONOMI GELİŞTİ'
- Gündem Suriye...
Suriye politikasına çok kafa yurdum. Orta Doğu’ya Selahattin Eyyubi vizyonunda liderler lazım. Çünkü, dinsel ve mezhepsel bölünmüşlük var. Batılıların Orta Doğu çıkarlarını ancak mezhepleri, din ve ırk farklılıklarını kıracak bir lider önleyebilir. Erdoğan, Orta Doğu’nun lideri olabilir diye düşünüyorum.Tabii talimatı dışarıdan alıyorsa olmaz, kendi yapacak.
- Amerika’nın bilgisi dışında...
Şöyle bir şey yapacağım diyebilir Amerika Başkanı'na.
- Türkiye’nin geleceği de iyi o zaman size göre.
Gelecek güzel. İyi kötü bir üniversiteleşme oldu, bu çok faydalı. Yine dış ticaretin önemini anladık. Ticareti öğrendik. Ticaret demokrasinin temelidir. Ticaretini geliştirmeyen toplumlar özgür olamaz. Özgür yaşamak istiyorsan ticaretin düzgün olacak. Ticaret özgürlüktür. Karamsar taraf, nüfus artışının 1,8 olması. Başbakan'ın "3 çocuk yapın" lafını şiddetle destekliyorum.
- Ekonomik gelişme olumlu diyorsunuz.
------------------------------
'Yanlış yapan bedelini öder'
- Gezi olaylarında bayisi olduğunuz Koç grubunun yaklaşımını nasıl buldunuz?
Ali Koç, Divan Oteli’ni açtı; 30 bin kişiye yemek verdi. Açmayacaktı, ticaretin de kendine göre kuralları var, karışmayacaksın. Misal, Aydın Doğan 28 Şubat'ta yanlış işler yaptı, bedelini ödedi. Yanlış yapan bedelini öder. Gezi parkı kendiliğinden olan olaylar değil. Benzer olaylar Brezilya’da da oldu. Niye? Brezilya, "Çin’le ticarete başlıyorum dedi" ondan. Dolara karşı tavır aldığınız an başınıza belayı bulursunuz. Gezi Parkı olayları da böyle, yurt dışı bağlantılı. Mürekkep yalamışlar Amerika’nın oyununa geldiler, farkında değiller.
- Başbakan gibi konuşuyorsunuz.
Doğrular kesişir, yanlışı da direkt söylerim. 3. köprünün adı yanlış. Ayrımcılık olmaması için Yavuz Sultan Selim yerine Barış ya da Mevlana köprüsü olmasını isterim. Türkiye’de 15 milyon Türkmen Alevi var. Osmanlı’ya kafa tutmuş bu insanlar. Türkiye’de Alevileri dışlayan iktidar, iktidarı kaybeder. Alevilerin çok güzel yönleri vardır. Her kesime insanca yaklaşmak lazım. Mevlana, Konya’da müritleriyle giderken papazla karşılaşmış ve selamlarken ondan daha çok eğilmiş. Müriterleri, “Onlar batıl efendim” deyince, "Tevazuda onları geçmemiz lazım" diye cevap vermiş. Bir deyiş, "Eğer sevgiden yoksun bir icraatın varsa, zındıktan daha aşağılıksın" diyor, "Boşuna namaz kılma" diyor.
- Din ile siyaset de iç içe girdi.
Siyaset ile dinin bir alakası yok, ayrı şeyler.
------------------
'Edebiyat öğretmenliği yaptı'