Sapla samanın karıştığı,
Sevginin, saygının bir önem arz etmediği,
“Benden sonrasının tufan” dendiği hatta “bana sokmayan yılan bin yıl yaşasın” dendiği,
Güçlünün haklıyı sindirdiği,
Güneşin aydınlığından değil, gecenin karanlığından medet umulduğu,
Haklının değil güçlünün egemen olduğu,
Gerçekleri söyleyenin tu kaka ilan edildiği,
“Ya benimsin ya da toprağın” söyleminin hayat bulduğu anı yaşıyoruz adeta.
Karanlıktan kurtulmanın yolu geceye el sallamak değil, ışığı açmaktır.
Kaostan, karmaşadan, kurtulmanın yolu da okumaktır.
Yokluktan, yoksulluktan, karmaşa ve kaostan kurtulmanın yolu da okulları kapatıp, yurtları boşaltmak değil tam tersine, nitelikli, vasıflı, liyakatli, düşünen, düşüncesini ifade eden okullardır.
Oku, okut! Oku ki bilesin, öğrenesin. Okumazsan neyi nasıl bilip öğreneceksin?