Nysa Aydın’ın Sultanhisar ilçesinde eski çağda Messogis olarak anılan bugünkü Aydın dağlarının güneye bakan yamacında. Kışın su taşmalarına neden olan ve buna karşı yazın kuruyan Tekkecikdere adlı bir akarsuyun çevresinde çok dik bir boğazın oluşturduğu arazinin topografik yapısın uygun, olarak kurulmuştur. Kentteki bazı yapılar, tonozlu alt yapılarla desteklenerek inşa edilmiştir. Mimarideki bu ustalık önemli ve etkileyicidir.
Karia bölgesinin önemli merkezlerinden biri olan Nysa antik kenti Athymbra adlı eski bir yerleşimin üzerine M.Ö.3 Y.yılın ilk yarısında Suriye kralı Seleukos’un oğlu 1.Antiochos Soter (M.Ö.281–261) tarafından kurulmuştur. Kentin adının Seleukos ailesinden gelmiş olabileceği tahmin edilmektedir. Antiochos’un eşinin adının verilmiş olduğu sanılmaktadır.
Nysa hakkında bilgileri ünlü gezgin ve coğrafyacı Amasyalı Strabon’un anlattıklarından öğreniyoruz. Nysa antik çağda eğitim alanında çok önemli bir kentti. Ünlü bilgin Strabon’da eğitimini bura da yapmış.
Nysa’daki kütüphane ve Gymnasion Nysa’daki bu eğitim yapısını oluşturmaktadır.
Nysa’da ilk sikke Romalıların zamanında basılmıştır.
1. mithridates savaşı sırasında Nysa’lı Chairemon adlı varlıklı bir kişi Romalıları desteklemiş bunun üzerine Mithridates bu zengin kişiyi yakalattırıp öldürtmüş.
Bugün Nysa’da gördüğümüz pek çok yapı Romalılar döneminden kalmıştır. Bazı yazıtlarda imparator Vespasian, Antoninüs Pius, Marcus Aurelius ve Commodus’un adlarına rastlanmaktadır. Bu dönemlerde Nysa gelişip zenginleşmiştir. Bizanslılar döneminde ise çok az yapı kalıntısı mevcuttur.
Nysa M.S 12 Y.Yılda geçici olarak Selçukluların eline geçer. Daha sonra 1402 de Timurleng tarafından istila edilir. Bundan sonra kent yavaş yavaş önemini kaybeder. Bugünkü Sultanhisar ilçesi 14–15 yüzyılda kurulmuş ve gelişmiştir.
Nysa’da 1990 yılından beri Prof Vedat İdil tarafından kazılar yapılmaktadır. Her nedense değerli hocanın bu seneki kazıları engellenerek ödenek gönderilmemiştir.
NYSA’DAKİ BAZI ÖNEMLİ YAPI KALINTILARININ BAZILARI:
Kalıntılar incelendiğinde yaşamının bir bölümünü Nysa’da geçiren Strabon Nysa için hızlı akan ve derin bir boğaz oluşturan bir dere ile ikiye ayrılmış bir tür “çifte kent” olarak tanımlar ve ayrıca yapıtları anlatır.
KENTİN SURLARI:
Bugün Nysa’yı çevreleyen Helenistik devir surlarına ait her hangi bir kalıntıya rastlanmamaktadır. Ancak yer yer Bizans döneminden kalma sur izleri görülmektedir.
GYMNASIUM: Bugün tiyatronun önüne kadar yolun sağ tarafında bilet gişesinin sağında antik kentin sağında yer almaktadır. Tahminen 165 m.uzunluğun da 70 m genişliğinde dikdörtgen şeklinde büyük bir alanı kaplamaktadır. Nysa’lı gençlerin düşünsel ve bedensel olarak eğitim gördükleri bir yerdir.
TİYATRO:
Yaklaşık 12 bin kişilik bir oturma kapatesine sahiptir. Bu tiyatronun sahne yapısının podyumlarında bulunan bağcılık ve şarap tanrısı Dionysos’un yaşamına ait kabartma ve kabartmalı frizler çok önemlidir.
AGORA:
Agoranın kuzeyindeki alanın büyük bir kısmı renkli mozaiklerle kaplıdır.
BOULEUTERİON : (Meclis binası)
KÜTÜPHANE: M.S.2 yüzyılda inşa edilmiştir. Tahminen iki katlı bu yapı Efes Celcus kütüphanesinden sonra antik çağın iyi korunmuş ikinci kütüphanesidir. Okuma salonunun yüz ölçümü 13.40x14.80 m.lik bir alanı kaplar. Rulolar ve yazmalardan oluşan ciltler nişler içindeki raflarda korunuyordu. Ünlü coğrafyacı Strabon burada eğitim görmüştür.
Tünel: Tonozlarla örtülü 100 metre uzunluğundaki tünel, yine Strabon’un belirttiğine göre yeraltı geçidi. Bu tünel Aydın dağlarından (messogis) dağlarından hızlı akan sular için bir kanal görevini de yerine getiriyor. Aynı zamanda tiyatro önünde oluşan alanı da alttan destekliyor. (KÖPRÜLER)
Tiyatronun önünden başlayıp agoraya giden yolun sol tarafında halen ayakta duran dükkânlar mevcuttur.
Nysa antik kenti Aydın dağlarının göksüne takılmış bir nazar boncuğu gibidir. Messogis dağı eteğinde kurulan bu antik Nysa kenti Portakal, limon zeytin ve incir ağaçları ile çevrili bir doğa harikasıdır.
Mutlaka yurttaşlarımızın ama mutlaka bu olağanüstü güzel yeri görmelerini dilerim.
Kaynakça: Vedat İdil Nysa kazıları