Siyasi partileri kendi mülkleri gibi görenler birde zenginleşme aracı gibi görenlerin sayısı arttıkça etik değerlerin yerle yeksan olduğu, haklının veya hak edenin değil biat edenin veya güçlü olanın haklı çıktığını maalesef yaşayarak görmekteyiz.
Siyasi partileri amacından çıkarıp ticarethane veya özel işletmeleri gibi görenlerin, eski mücahitlerin müteahhit olduğu, yüzükle gelenlerin Karun gibi yaşadığı bu söylemi sloganlaştırıp daha sonra aynı saflara katıldığı, bir çok insanın sebepsiz ve haksız zenginleştiği, devlet kaynaklarının özelleştirme adı altında yok pahasına el değiştirdiği, üç kuruşa vatandaşlığın satıldığı, yetişmiş beyin göçünün yaşandığı, yokluğun, yoksulluğun, yasaklar ve yolsuzlukların en çok konuşulduğu, kanunların yerine kanun hükmünde kararnamelerle günü birlik yaşanıyor olması atasözündeki gibi “Açlıktan verem olana bal ye demek” gibi bir şeydir.
Bir parti düşünün…
21 yıldır tek başına iktidar olsun yargıyı, yürütmeyi ve yasamayı kendi istediği gibi dizayn etsin.
Yakınındakiler salkımı alttakiler ise talkını yesin.
Gelir dağılımındaki dengeler dar gelirliler aleyhine bozulsun, enflasyon yıllar sonra tekrar üç haneli rakamlara ulaşsın. Tasarruf aracı altın, dolar, euro korkunç ulaşılamaz olsun.
Eğitimde, sağlıkta, hukukta, gelir dağılımında dünya sıralamasının en altlarında yer alsın.
Yetişmiş beyin göçünün yurt dışına kaçırılması görmezden gelinsin.
Ne idügü belirsizlerin demografik yapıyı bozacak rakamlara ulaşılmasına farklı kılıflar uydurulsun.
Sonuç:
Siyasi partiler ticarethane veya kendi işletmeleri gibi “kazan kazan” yerleri gibi görülmemelidir. Halka, hakka hizmet veren şeffaf, denetlenebilir, herkesin hesap verebil olmalıdır. Haksız ve sebepsiz zenginleşmelere fırsat verilmemelidir.
Bütün bunların gerçekleşmesi için iktidarın iptal ettiği “Nerden Buldun Yasası” Meclis’in tamamının onayıyla derhal ve yeniden kabul edilmelidir.
Aksi halde yokluk, yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar boynumuza asılı duracak.
Benden söylemesi.