Ben bilmen şunu bunu, ben bilmem yapılan bunca oyunu. Şu şunu yapmış, bu bunu demiş bana ne. Milletin geri kalmasını sadece bunlarda görmek bahane. Topyekun suçluyuz eğer kalmışsak geri. Topyekun düzelirsek ancak gideriz ileri. Şimdi suçlamak ve de iftiralar çok kolay. Gel gör ki hatamızı görmemek en büyük olay.
Ne zaman düzeliriz? Ne zaman oyunlara gelmeyiz? Diye sorarsanız, derim ki: dünü, bugünü okuyun. Okuduktan sonra olanları birazcık manayla dokuyun. Ders alalım tarihten. Uyanık olalım bugünler de yapılan tahriften.
Duayla kahkahayı ayırdığımızda, birini kazanıp birini kovduğumuzda kazanırız. Kula kulluğu bıraktığımızda, aynı mekânda buluştuğumuzda düzeliriz. Aynı mekânda iki yüz/lü/nün olması ne fena. Bir yanda gülenin, bir yanda hüznün olması ne fena.
Karanlığa sırtını dönmedikçe, aydınlığı görmedikçe düzelemeyiz. Fezaya uçarken, toprağa bakmadıkça, nesillere örf- ananeyi öğretmedikçe kazanamayız. Aynı mekândayız ama ikiyüzlüyüz dedim ya. Çok mana var bu sözümde anlayana. Zira Ramazan’da tam Müslüman olup, yılbaşında sarhoş oldukça, manadan uzak yaşayıp boş öldükçe düzelemeyiz. Zira yönümüzü batıya dönerken sırtımızı Kâbe’ye dönersek kazanamayız.
Hal böyle olunca soyanda çoğalır, soyulanda. Horoz dövüşüne dönüşür mücadelemiz. Didik didik yeriz birbirimizi. Düşmanı güldürürüz, kaybederiz sevdiklerimizi. Aynı mekândayız ama etmişiz Türkçeyi ihmal. Türkçenin yerine yabancı kelimeleri etmişiz ithal. Din itilmiş, dil atılmış.
Millet kavramını ırka sıkıştırıvermişiz. İnanç kavramını hizipleştirmişiz. Gençlere teknolojiyi, şehveti doğrultusunda kullanmasını sunmuşuz. İtibarı serveti olana sunmuşuz. Kadından hayâyı, erkekten kıskanmayı almışız. Şöhreti olanlar gibi yaşamış, onlara aldanmışız. En fena iş ise helale haramı katmışız. İnandığımız gibi yaşamaktan çıkmışız. Yaşadığımız gibi inanmaya başlamışız. Biz böyle ne düzeliriz, ne de kazanırız.
Âlimlerin siyasete alet olması ne acıdır. Onların zehir kusmaları var ya…. Gönlü boş, âlim geçinenlerin zehir kusmaları hep angarya. Ya hakiki âlimlerin de değerini bulmamalarına ne demeli. Bu duruma kafa yorup çok üzülmeli. Zira eğitim ve adaletin olmadığı yerde, millet ve devlet daima girer her derde.
Bir milletin ortak hedefi olmaz mı? Bir devletin ortak arması olmaz mı? Tarlamız neden aynı tohumdan türemez? Neden tarlamızda ayrık otları yeşerir? Neden birilerinin oyununa geliriz? Neden birilerinin boyunduruğuna gireriz? Nedenini yazdım yukarda. Sebebini de arayın manada.
Sadece birilerini suçlamayalım. Arada aynaya da bakalım.