“Ne olursan ol, yine gel…” ile başlayıp devam eden sözün İran’da yetişmiş iki alimin eserinde yer aldığını, Hazreti Mevlana’ya ait olmadığını biliyor muydunuz? Bu iki âlimin isimlerini de zikredeyim isterseniz: Ebu Said Ebu Hayr’ın Divan- Eş’ar’ındaki rubailerinde geçer bu söz. Öbürü Baba Efdal-i Kâşi’ye atfedilir.
Durup dururken bunu neden yazma gereği duydun dediğinizi hisseder gibiyim. Bu sözün nasıl ve ne maksatla Mevlana’ya atfedilmesi, hele hele son dönemlerde dillendirilmesi manidar değil mi? Bu sözün hangi çıkarlara alet edildiğini hiç düşündünüz mü?
Bizi bizim silahla avlamaları bayadır en bilinen yöntemdir. Hani bazı TV’lerde, yayın organlarında, bazı âlim geçinenlerin mesnetsiz ve uydurukça ifadeleriyle hiristiyanın da, yahudinin de, mecusininde iyilik yaptıktan sonra cennete gireceği işlenir hale geldiği şu dönemde bu sözün sık kullanılması manidar değil mi sizce?
İslamı yumuşatma ve alkış dini haline getirme adına kullanılan basit bir yöntem. Söz ne kadar doğru olursa olsun, söyleyeni yanlış olunca maksadı da yanlış oluyor. Bu sözün anlatmak istediği açık açık “iman etmeyenin iman edip İslama girmelerini” öğütlemesiyken, bu söze neden başka manalar yüklenmek isteniyor acaba?
Yıllar önce tekke ve zaviyelerin kapatılmasına rağmen Hz. Mevlana’nın türbesinin de ziyarete devamlı açık tutulmasının gizli bir sebebi olabilir kanaatindeyim.
Diyeceksiniz ki; ortalığın toz duman olduğu şu günlerde, bu konularla ne uğraşıyorsun? Kendimi bildim bileli falan kazandı, falan kaybetti. Falan iktidar, falan muhalefet. Ne komplolar kuruldu, ne soyanlar çıktı. Ne tuzaklar kuruldu. Nice Müslüman ülkelerinde iç savaşlar var iken, nice Müslüman ülkeler kan ağlıyorken memleketime hiç bir şey olmadı. Bunda bir hikmet olamaz mı? Bunda büyük hikmetler var.
Yukarıda yazdığım konu da bir tuzak. Sinsi bir tuzak. Buna benzer yüzlercesini sayabilirim. Size sadece bir tane örnek verdim. Siz sanır mısınız sadece tavandakilere tuzaklar kuruluyor. Esas tabandakilere tuzaklar kuruluyor. Onların saf duygularıyla, imanlarıyla oynanmak isteniyor. Ne hikmetse memleketime yine de bir şey olmuyor.
Bütün yazılarımın hülasası şu: bizi ne şekilde vurmak isterlerse istesinler, bu milletin devleti cihanşümul bir devlet olacaktır. Gelecek bizimdir. Müteessir olmayınız.
Ne olursanız olun yine gelin. Ama değerlerini bilen olarak gelin. Bu memleketin kendine has değerleri vardır. Bu değerleri, isminizi bilir gibi, bilerek gelin.