YÖK Başkanı Çetinsaya, Türkiye’de 170 Devlet- Vakıf üniversitesinde öğrenim gören yaklaşık 4 milyon 300 bin öğrenci olduğunu açıkladı.
YÖK Başkanı ülkede ''yeni üniversitelerin de kurulmasına ihtiyaç” olduğunu da dile getirdi.
Peki devlet ha bire Üniversite açıyor da buralarda okuyacak öğrencilerin barınma ihtiyacını karşılıyor mu?
Bakan Kılıç Devlet yurtlarında kalmak isteyen gençler için en sağlıklı barınma koşullarını oluşturma mücadelesini verdiklerini söyleyerek, "Yurt yatak kapasitesini 165 binde devraldık. Bugün 310 bine çıkmış durumda. Diye övünçle söylemiş. Devlet üniversitelerde okuyan öğrencilerine yüzde 10 oranında bile barınma imkanı sağlayamamıştır. Önümüzdeki yıl hedefimiz 450 bin yatak kapasitesine ulaşmak olduğunu da açıklamıştır.
Buraya nereden geldik. Başbakan öğrencileri itham altında bırakacak içerisinde onları fuhuş yapmakla ima edecek açıklamalarının ardından günlerdir neredeyse tüm televizyon kanallarının en önemli konusu ‘öğrenci evleri’ tartışılıyor.
Bakan Kılıç gençler üzerinden yürütülen tartışmaların zina, fuhuş ya da cinsellik ekseninde yürütülmesinin son derece yanlış olduğunu söyleyerek. Başbakanın yanlış anlaşıldığını söylemiş, "Bu gençler Cumhuriyetimizin geleceği, Türkiye'nin aydınlık yarınlarının güvencesi. Gençlerin sağlıklı koşullarda barınması, gençlerin doğru yerlerde kalması, geleceğe en sağlıklı koşullarda hazırlanması elbette ki Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevidir” diye görevinin bilincinde olduğunu itiraf etmiş, Başbakanımızın söz ve cümlelerini bulunduğu noktadan alıp tamamen farklı bir noktaya taşımaya, gençleri ve ailelerini incitecek bir tartışmaya zemin oluşturmaya hiç kimsenin hakkı yoktur" diyerek de başbakanı kurtarmaya çalışmıştır.
Başbakanın ortaya attığı ‘kız-erkek’ mevzuu giderek, Başbakan’ın çalımıyla döndürülen ‘apart’ sorununa dönüşmüştür.
Apartlar ne büyük meselemizmiş de haberimiz yokmuş. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç tekrar bu apart belasına dokundu. Ruhsatları tam mıymış, doğalgaz tesisatında kriterler yerine getirilmiş mi, yangın merdivenleri var mıymış... Bunu bir standarda kavuşturacaklarını müjdeliyor. Evet, çok ikna edici. Mesele gerçekten de yangın merdiveni eksikliğiydi.
İçişleri Bakanımız Güler de konuyu terör meselesi olarak düzeltme gereği duydu. Bu öğrenci evleri birer terör yuvası tabii ki.
Ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde yaptırımda bulunmak zaten mümkün değildir. Türkiye Hukuk devleti ise Anayasal ev mahremiyeti olan evlere terör gibi suçlar olmadan hakim kararı olmadan müdahale edilemez. Bizleri rahatlatmak için Şimdi de deniyor ki Aynı evde yaşayan karşı cinsler komşuların da uyarısı sonucu tespit edilirse polis bu gençlerin ailelerine telefon açıp ‘İşte oğlunuz veya kızınız şu evde şu kişilerle birlikte yaşıyor’ diye bildirimde bulunacak. Polis Muhbir ihbarcı olacak gençleri korumak için. Başbakanımız Gezi olaylarında da tencere tava çalan komşularınızı ihbar edin dememiş miydi?
Amaç kız öğrencileri okutmamak mı acaba? Ne de olsa eğitim seviyesi yükseldikçe iktidara destek verenlerin oranı da ters orantıda düşmektedir. Ülkede kadınlara bu kadar şiddet uygulanırken, hatta devletin korumasındaki kız yurtlarındaki kızlarımız fuhuşa sürüklenirken, her gün beş kadın öldürülürken bu vebal kimin olacak?
Ben günlerce konuşulan öğrenci evlerini Başbakanın gündemi değiştirme çabası olarak görüyorum. Ülkemiz de İmralı müzakereleri, TC’ler kaldırılırken, milli olan her şey yok edilirken, işsizlik, ekonomi ve yakın komşularımızla çerisine sürüklendiğimiz bataklık ve o kadar önemli konu varken biz öğrenci evlerinde boğulmayalım. Buna izin vermemek gerekiyor.
Hayat tarzı tartışmasına sıkışmayan, hakiki bir demokrasi ve özgürlük tonlamasıyla hatırlatmak gerekiyor ‘Ne münasebet!’i