Narenciye üreticisinin gerçek sorunu

Fügüran TÖZ

Doğal güzellikleriyle dikkat çeken Aydın'ın Kuyucak ilçesi, Aydın'ın önemli tarım alanlarından birini oluşturur. Özellikle zeytin ve narenciye üretimiyle bilinir.

Doğup büyüdüğüm Kuyucak ilçemizde, babamdan kalan portakal bahçesinin hasadını yapmak, zorlu bir iş olsa da, doğayla iç içe olmanın ve toprağın değerini bilmenin keyfini yaşattı. Ancak, günün sonunda portakal fiyatını öğrenince, "Bu iş ailemizin geçim kaynağı olsaydı, ne olurdu?" diye düşündüm. Çiftçilerin emeği ve bu emeğin karşılığı, özellikle de narenciye üreticilerinin içinde bulunduğu zor durum aklımdan çıkmadı.

Son yıllarda, özellikle Kuyucak’ta narenciye üreticileri, portakal ağaçlarını kesmeye başladı. İklim değişiklikleri, girdi maliyetlerinin artması, ürün fiyatlarındaki düşüş gibi nedenler, bu zor kararı aldıran en büyük sebepler. Gittikçe daha fazla çiftçi, narenciye ağaçlarını terk etmeyi tercih ediyor. Baba yadigârı bahçemizde de benzer bir durumun olabileceği düşüncesi beni derinden üzdü.

Bu noktada, belediyelerin gösterişli, algı yaratmaya yönelik portakal alımları ile üreticiyi yalnızca kısa vadede rahatlatması, sorunun köklü çözümüne katkı sağlamıyor.

Bilindik bir söz vardır:

“Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret.”

Bu söz, belediyelerimizin geçici çözümler yerine kalıcı ve sürekli çözümler sunması gerektiğini çok güzel özetliyor. Portakal alımlarıyla çiftçiye yardımcı olunmak istense de, bu tür adımlar sadece geçici bir rahatlama sağlar. Gerçek çözüm, narenciye üreticisine uzun vadede fayda sağlayacak projelerde saklıdır.

Narenciye üreticisinin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, ürünlerinin değerini bulamamasıdır. Portakal, limon, mandalina düşük fiyatlarla alıcı bulsa da, sanayi ürününe dönüşemediği için gerçek değerini kazanmıyor. Belediye, portakal alımı yapmak yerine, narenciye ürünlerini işleyip sanayi ürünü haline getirecek bir tesis kurmayı düşünebilir. Portakal suyu fabrikaları, marmelat üretimi tesisleri, portakal tozu, aromatik yağ üretimi gibi sanayi alanları, narenciyenin katma değerini artırabilir ve üreticinin ekonomisini güçlendirir, çiftçinin tükenmiş umutlarını yeniden yeşertir.

İşte bu yüzden, narenciye üreticilerinin derdiyle gerçekten ilgilenmek, yalnızca "göstermelik" alımlar yapmakla sınırlı olmamalıdır.

Üretici konusunda belediyelerle birlikte devletimizin de üzerine düşen görevler var. Devletimiz narenciye üreticisini desteklemeli, ürününü sanayiye dönüştürecek yatırımları da teşvik etmelidir. Narenciye işleme tesisleri, üreticiyi uzun vadede kalkındıracak en önemli adımlardan biridir. Bir tesis, sadece üreticiyi desteklemekle kalmaz; aynı zamanda bölgenin ekonomik kalkınmasına da katkı sağlar.

Sonuç olarak, narenciye ürünlerinin, sadece yerel alıcılar tarafından satın alınıp tüketilmesinin ötesine geçmesi gerektiğini düşünüyorum.

Narenciye çiftçiliğinin zorluklarına rağmen, miras bıraktığı bahçeyle bizlere toprağın değerini bilmenin keyfini yaşatan babam Burhan Aksaraylı'ya Allah’tan rahmet diliyorum.

Sevgiyle kalın.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.