Değerli okuyucular televizyondan izlediğim bir haber çok ilgimi çekti.
Bu haber belki dünyada ilk oluyor. Ukrayna’da Rus yanlısı bir milletvekilini çöp konteynıra atıyorlar. Bunu yapan kim bilinçli Ukrayna halkı.
Bu bilinçli halk bununla yetinmeyip icraatlarından ve yolsuzluklarından memnun olmadıkları bir üst düzey bürokratı da çöp kutusuna atıyorlar.
Ukrayna'da göstericiler, rüşvet aldıklarını veya yanlış icraatlar yaptığını düşündükleri yöneticileri kameralar önünde sokaktaki büyük çöp bidonlarının içine atıyorlar.
İlk olarak geçtiğimiz hafta, Sosyal Sigortalar Fonu Müdürü göstericiler tarafından bir çöp bidonuna atılmış ve bidonun kapağı kapatılmıştı. Dün de bazı göstericiler, bir Ukrayna milletvekilini sokaktaki büyük çöp bidonunun içine atıp bir süre çıkmasına izin vermediler.
Çok şükür ki bizim güzel ülkemizde hırsızlık yolsuzluk yalan ve talan yapan böyle bir durum yok. Yani anlayacağınız hırsızlık yolsuzluk yalan ve talanı olan milletvekillerimiz veya yöneticilerimiz iyi ki yok.
Bizim ülkemizde sadece muhalefet sorunu var. Çünkü onlarda yok bir bakan koluna rüşvet olarak yedi yüz bin liralık saat aldı. Yok, çikolata kutusunda şu kadar dolarlar alındı. Yok, zamanın içişleri bakanının oğlunun kasalarından şu kadar dolarlar çıktı demeleri muhalefetin çekememezliği.
Yoksa ne İranlı Zarrab’ın ne de halk bankası eski genel müdürünün evinde ve ayakkabı kutularında çıkan ve halkın günlerce gördükleri yalanlara inanan olmadı.
Bu görüntüler kimin işi mutlaka parelel yapının işi.
Bakınız dinlenen tapeler bile bir sene sonra düzmece ve tertip olduğu ortaya çıkmadı mı?
Sayın Erdoğan Bayraktar “Başbakan ne emir verdiyse ben onları yaptım. Ben suçluysam Sayın Başbakanda suçlu” demedi mi?. Ama bunu söyleten herhalde parelel yapıydı. Sonunda durumu o da anladı 180 derece çark ederek başka türlü bir demeç vermedi mi?
Koskoca anayasa prof. Sayın Burhan Kuzu 17 ağustos 1999 yılında olan depremin yıl dönümü nedeniyle attığı tiwitte yanlışla 17 Aralık 2013 yılı olarak yazınca sosyal medyada alay konusu olunca “Bazı kazmalar bir yanlışlığı alaya alıyorlar” diye yazmadı mı?
Ne var bu değerli ilim ve bilim adamı ile alay edilecek bir konumu?
Bakınız sosyal medya prof. için “içindekini, elinde ve dilinde olmadan dışa yansıması diyorlar. Anlayacağınız 17 Aralık bunların hücrelerine kazınmış artık bu yüz kızartıcı durum ömürlerinin sonuna kadar vicdanlarında ve beyinlerinde silinmez kara bir olarak duracaktır.
Bir de Avrupa birliğinden sorumlu devlet bakanımız vardı. Oda Twiter den bir arkadaşı ile yazışırken Bakara ayeti için “Bakara makara” diye Kuran’ın ayetleri ile dalga geçmedi mi? Maazallah bunu yapan bir muhalefet partili bir milletvekili olsaydı vay onun haline ne dinsizliği ne de densizliği kalırdı.
Diyorum ki iyi ki bunlar Ukrayna da yaşamıyorlar. İyi ki Türk halkı Ukrayna halkı gibi değil.
Yüce Atatürk “Bir Türk dünyaya bedeldir” Türk milleti çalışkandır zekidir…” demiş. Tabi Ulu Önder yıkılmış harap olmuş bir imparatorluğun küllerinden çağdaş bir ülke yaratmış.
Ama Rahmetli Aziz Nesin de “Türk milletinin yüzde altmışı cahildir” demiş.
Ben Rahmetli Aziz Nesin’in haklı çıkmasından utanıyorum.
Gazeteler yazdı:
“İktidarın “açılım” uğruna, şımarttığı bölücü örgüt PKK; okulların açılmasının arifesinde Diyarbakır ve Muş'ta 10 devlet okulunu yaktı…”
“… PKK Kürtçe eğitim için yola çıktı bile.
Bölücülüğün ilk adımını;
Hakkâri Yüksekova, Diyarbakır Lice ve Bağlar'da okul yaparak attı…
Kaymakamlık' suç' diye uyardı, ama Kürtçe eğitimin tabelası asıldı.
Okula, İranlı terörist Ferzad Kemanger'in adı veriliyor…
PKK, eğitim vermeye başlayacaktı, okul Valilik tarafından mühürleniyor,
PKK yandaşları gelip, mühürü söküp giriyorlar,
***
Her devlette olduğu gibi, TC resmi dili Türkçedir. Kürt, Laz, Gürcü, Çerkez gibi etnik kökenler elbette dilerini konuşacaklardır. Onların ana dilidir. Fakat Türkçe ortak anadildir. Bunun yanında ikinci dil asla olamaz.
Olursa ne olur. Bölücülerin yaptığı terörden daha beteri olur. O zaman ülke tam bölünür. Buna yöneticilerin izin vereceğini sanmıyorum. Eğer verirlerse bu vatana ihanet olur.
“DEVLET OKULLARINA SALDIRDILAR!
“İktidarın çözüm sürecinden şımaran Kürtçe eğitim için kolları sıvayan bölücüler;
Geçtiğimiz gece Lice'nin Yalaza köyünde,
Korsan okula inceleme yapmaya giden heyete roketatarla (!) saldırıyorlar,
Silvan' da 7 devlet okulunu molotof kokteylleriyle yaktılar.
Saldırılarda;
Atatürk İlköğretim Okulu ek binası,
Okul bahçesindeki anaokulu,
Silvan Lisesi,
İmam Hatip Lisesi,
Kız Teknik ve Meslek Lisesi,
Fevzi Çakmak Ortaokulu ve
Mehmet Adil Kepoğlu İlköğretim okulları kullanılamaz hale geldi.
Genel kurmayın açıklamasına göre PKK Ağrı’da mahkeme kurmuş,Kendi polis teşkilatını kurmuş.
Peki, yöneticiler uyuyor mu?
Bu mu barış! Bu mu kardeşlik?
YENİ OLUŞAN CHP İL YÖNETİMİ
Aydın CHP il örgütüne kayyum atandı. Kayyum heyeti başkanlığına Bozdoğan İlçe başkanı Sayın Hikmet Saatçi atandı. Hikmet Saatçi’yi pek tanımam ama rahmetli babasını iyi tanırım. Yıllarca Bozdoğanda CHP ilçe başkanlığı yaptı. Hikmet Bey babadan devir aldı CHP ilçe başkanlığını.CHP’de kongre olmasa babadan oğla geçen padişah düzeni diyeceğim…
1975 yılından beri Aydın’da siyaseti yakından takip eden birisi olarak kayyum heyetinden bir iki kişi dışında kimseyi tanımıyorum. O nedenle şimdilik yorum yapmayacağım. Tanıyıp tanımamak da önemli değil önemli olan yüreğinde vatan sevgisi olan her insan görevini en iyi şekilde yapacağına inanıyorum. Kayyum yönetimin hayırlı olmasını diliyorum.