Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, "Tarımı terk eden, arazilerini satan politikaya, yaşlanan kırsal nüfusa karşı önlem almamız gerekiyor. Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir" dedi.
Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, gıda enflasyonu, Türkiye tarım politikasıyla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünden konuşma yaptı.
Çiftçilerin ürettiği mahsulünün tarlada para etmemesinin, fiyatlarının ise soframızda yangın çıkarmasının nedenlerinin araştırılması gerektiğine dikkat çeken Milletvekili Sema Silkin Ün, "Salgın hastalıktı, pandemiydi, küresel krizdi, Rusya-Ukrayna savaşıydı, hepsi geçti. Depolar basıldı, üreticiler terörist ilan edildi, o da geçti. Dünyada kriz varken dünya suçlandı, dünyada fiyatlar inmeye başlayınca ise sesler kesildi. Dünyada gıda fiyatları gerileme sürecinin başladığı Mart 2022'den bu yana yüzde 25'e yaklaşırken bu düşüş Türkiye'de aynı dönemde yüzde 210 artış yaşandı. Dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde yüzde 70'lere yükseldi. Dünyanın hemen her yerinden yaklaşık aynı şartlarda tarım yapılıyor ama onlar enflasyonu dizginleyebiliyor, biz ise kontrol altına alamıyoruz. Bu, hem yanlış enflasyon politikalarının hem de sistemsizlik sorununun sonucudur. Yaz aylarında tarlalarda çiftçilerimizle beraberdim ve hepsi mahsullerinin para etmeyişinden yakınıyordu. Karpuz tarlada 80 kuruştu, 8 kilometre ötesindeki markette 8 liraya satılıyordu. Biberin kilosuna tüccar tarlada 9 lira veriyordu, pazarda o tarihte 35 liraydı. İşte, birkaç hafta evvel limonun başına gelenler, çiftçi "Para etmiyor." diye dökerken tezgâhta 100 liradan satıldı. Tarlada sanayilik domates 2 lira, sofralık domates 5 lirayken biz soframızda 70 liraya yedik" dedi.
"Önlem almamız gerekiyor"
Çiftçilerin, üreticilerin yaşadığı sorunlara acilen çözüm bulunması gerektiğine dikkat çeken Milletvekili Sema Silkin Ün, şimdiden önemli adımlar atılmazsa hakkında konuşulacak tarım meselesinin kalmayacağını ifade ederek, "Çiftçi ürettiğinden para kazanamıyor. Kazananlar ortada. Enerji maliyetleri fırladı, konuşan yok, hal kanununun çıkmasını ise kimse istemiyor. Bunlar eğer konuşulmuyorsa bunlara göz yumuluyor demektir ve mutlaka birilerinin çıkarı var demektir. Tarım politikalarındaki yanlışları daha ne kadar inkâr edecek, çözümü daha ne kadar öteleyeceksiniz? Maliyetler düşürülmez, üretici para kazanamazsa, aracılara çekidüzen verilmezse fiyatlardaki kaos engellenemez ve gıda fiyatlarında düşüş sağlanamaz. Tarımı terk eden, arazilerini satan politikaya, yaşlanan kırsal nüfusa karşı önlem almamız gerekiyor. Üretim planlaması sadece neyin ekilip ekilmeyeceğine karar vermek değildir; destekleme politikası, dış ticaret politikası, su, iklim, bölgesel dengeler, ürünün işlenmesi, taşınması, aracı kurumlar ve daha birçok faktörün gözetilerek yapılması gerekiyor. Destekleme politikaları ise tam bir fiyasko hâline geldi. Tarım Yasası'na göre tarımsal desteklemeye ayrılacak bütçe gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'i ama bu hükme rağmen hiçbir zaman uygulanmadı. Nakliye, lojistik politikalarında da yine sıkıntılar var. Nakliye mesafelerini düşürecek bir planlamaya gidilmesi gerekiyor. Dış ticaret politikamız da yine yanlışlarla dolu. Fiyatı artan ürünlerin fiyatları ithalatla düşürülmeye çalışılıyor, ihracat yasaklarıyla da fiyat artışları önlenmeye çalışılıyor. Bu, kısa vadede belki fiyatları düşürüyor ama orta ve uzun vadede üretime ve üreticiye verdiği zarar nedeniyle üretici üretmekten vazgeçiyor. Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir. Yarın hakkında konuşulacak bir tarım meselemiz kalmayabilir" şeklinde konuştu.