İran Türkü Mesud PEZEŞKİYAN, 5 Temmuz 2024 Cuma günü yapılan seçimlerin sonucunda İran’ın yeni CUMHURBAŞKANI seçildi.
Kamuoyuna dönük beyanatlarında: “"Evde çocuklarımla Farsça yerine Türkçe konuşuyorum. Annem de babam da Türk. Türklüğümle gurur duyuyorum" sözleriyle dikkât çeken Mesud PEZEŞKİYAN İran'ın 9. Cumhurbaşkanı oldu.
Seçim sonucunda, İran İçişleri Bakanlığı Seçim Merkezi Sözcüsü Muhsin İSLÂMÎ, ülke genelinde 30,53 milyon oy kullanıldığını, MesudPEZEŞKİYAN’ınoyların %53,7'si olan 16,38 milyonunu alarak İran’ın yeni Cumhurbaşkanı seçildiğini açıklamıştı.
İşte bu açıklama ve seçim sonuçlarıyla birlikte gizliden ya da açıktan insanlarımızın zihninde konuya ilişkin sorular gelip gittiği kanaatindeyim: “Bir kısmı, bu açıklama da nereden çıktı? İran’da Türk mü vardı? İran Farsların değil miydi? Derken, bir kısmı da Aman, İran’dan da bana ne? Ne gerek vardı şimdi yok “Annem de babam da Türk. Türklüğümle gurur duyuyorum!..” vb..
Bu noktadan hareketle de biraz İran’ın bugünü ve dününden söz etmek ve kamuoyunu bilgilendirmek gerektiğini düşündüm… Düşünmekle de kalmadım; Aslen Kayserili ve DTCF Tarih Bölüm mezunu, emekli tarih öğretmeni olan fakülte arkadaşım Osman Köroğlu ile Aslen Iğdırlı olan emekli ziraaat mühendisi ve Sanat Değirmeni Başkanı Aygün Eroğlu dostlarımızla konuyu enine boyuna sohbet konusu da yaptık.
İlk merak edilen konu MesudPEZEŞKİYAN’ınsoy adındaki –iyan ekidir. Çünkü bizim kamuoyumuz Nalbant-yan, Nubar Terzi-yan, Tuma-yan, Garo Mafyan vbiyan ya da yan ile biten Ermeni isimlerine alışkın olduğu için ilk duyduğunda acaba MesudPzeşkiyan da Ermeni de bize mi farklı göstermeye çalışıyorlar gibi sorular gelip geçmiştir bilinç altından…
Farsçada -an/-yan/iyan ekleri vardır ve Türkçedeki –lar ekinin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Ör: Sûfyân; sofular, Bâbekân da; Bâbek’e mensup anlamındadır.
Pezeşkiyan da; Tabipler zümresinden olan kimse demektir. Ayrıca bu ek hem İran dillerinde, hem Pehlevî dilinde yer almaktadır.
Şu anda Türkiye dışında en kalabalık Türk nüfusun da İran’da yaşadığını ve 45 milyon civarında Türk olduğu bilgisini paylaşmak isterim: Türkiye Türkleri olarak bizler genel anlamda bağımsız bir devlet olmasından kaynaklanan konumundan dolayı Kuzey Azerbaycan ile sıcak ilişkilerle Azerbaycan Türklerinin varlığını içselleştirirken Güney Azerbaycan’da merkez Tebriz olmak üzere yoğun bir Türk nüfus olduğunun belki de farkında değilizdir. Bu insanlar da yaşadıkları coğrafyayı vatanları olarak bilmekte kabul etmekte ve devletlerini de sevmektedirler.
Türklerle İranlıların ilk ilişkilerinin daha ziyade destanlar aracılığıyla öğrenmekteyiz.
ALP ER TUNGA destanında Saka hakanı Alp Er Tunga’nın İranlılarla yaptığı savaşlar anlatılır. Bu konudaki bilgiler, Firdevsi’nin Şehnamesine dayanmaktadır. Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig adlı yapıtında bu kahramanla ilgili beyitler bulunmaktadır. Kaşgarlı Mahmut‘un “Divan-ı Lügati’t Türk” adlı eserinde Alp Er Tunga Sagusu vardır.
İranlıların meşhur destan şâiriFirdevsî’ye göre Farsların millet olma bilinci de Afrasiyab adını verdikleri Alp Er Tunga ile yaptıkları mücadeleyle oluşmuştur.
Alp Er Tunga’nın hayatı savaşlarla geçmiştir. Uzun süre mücadele ettiği İranlı Medlerin hükümdarı Keyhusrev ‘in davetinde hile ile öldürülmüştür.
Alp Er Tonga; Asur kaynaklarında Maduva, Heredot’taMadyes, İran ve İslâm kaynaklarında Efrasiyab adlarıyla anılmaktadır.
Türklerin ana vatanları Türkistan’dan batıya olan göçleri iki güzergâh takip etmiştir. MÖ Hunlar, Hazar Denizi’nin kuzeyinden Avrupa içlerine doğru olurken, Oğuzlar da Hazar Denizi’nin güneyinden İran+Anadolu+Balkanlar şeklinde olmuştur.
İşte Türkistan’dan Anadolu’ya doğru oluşan ve zaman zaman tekrarlanan göç harekâtında atalarımız İran’da da yerleşmişler ve aynen Anadolu gibi bir Türk vatanı eylemişlerdir. Özellikle Büyük Selçuklu Devleti’nin İran coğrafyasına egemen olmasıyla birlikte Türkler Fars edebiyatı ve kültüründen etkilenirlerken, 20 yy başına kadar İran’da kurulan her devlet bir Türk hanedanı tarafında yönetilmiştir.
16. yy’daSafevilerin İran’da iş başına geçmesiyle Osmanlı-İran ilişkilerinde çokça savaş da yaşanmıştır. Bunun sonucunda Bağdat, Tebriz, Karabağ ve Gürcistan bölgeleri çok kez el değiştirmiştir. 1639’da imzalanan Ksr-ı Şirin Antlaşmasıyla Türk-İran sınırı belirlenmiş, o günden bu güne de değişmemiştir.
1932 yılında sınır değişikliği yapılarak, Kotur kasabası verilip Küçük Ağrı Dağı tamamen Türkiye Cumhuriyetine bırakıldı.
Rıza Şah Atatürk'le yakın bir ilişki kurdu. 2 Temmuz 1934'te Türkiye'ye bir ziyaret yaptı, 8 Temmuz 1937 tarihinde de Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sadabat Paktı imzalandı. Sınır sorunun çözülmesini hemen ardından 1937 yılında Sadabad Paktı kuruldu.
Rıza Şah Atatürk Devrimlerini İran'a örnek aldı. Oğlu Muhammed Rıza Pehlevi de babasının izini takip etti. Pehleviler döneminde Türkiye-İran ilişkileri olumlu bir düzeyde gelişti. 3 Kasım 1955'te İran Türkiye'nin de üyesi olduğu Bağdat Paktı'na katıldı.
İran ile Türklerin aşağıda isimlerini vereceğimiz, özellikle Osmanlı Devleti döneminde yaşadıkları sorunlar ve savaşlar her iki ülkeyi de batı karşısında zayıflatmıştır elbette:
1514’te yaşanan Çaldıran Savaşı, Safevî devleti Şah İsmail ile Osmanlı Devleti de Yavuz Sultan Selim olduğu halde savaşmışlardır.
1533-1536 Osmanlı-İran Savaşı -Irakeyn Seferi-
1548-1549 Osmanlı-İran Savaşı
1552-1554 Osmanlı-İran Savaşı; Nahcıvan SeferiAmasya Antlaşması
1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı: Ferhat Paşa Antlaşması
1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı
1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı: Nasuh Paşa Antlaşması-Serav Antlaşması
1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı: Kasr-ı Şirin Antlaşması
1730-1732 ve 1735-1736 Osmanlı-İran Savaşları
1742-1746 Osmanlı-İran Savaşı
1775-1779 Osmanlı-İran Savaşı
1821-1823 Osmanlı-İran Savaşı ve Erzurum Antlaşması
1906-1907 Osmanlı-Kaçar Savaşı
Değerli okurlarım, “… Annem de babam da Türk. Türklüğümle gurur duyuyorum" sözleriyle dikkât çeken Mesud PEZEŞKİYAN İran'ın 9. Cumhurbaşkanı olması Türkiye Cumhuriyeti olarak bizleri sevindirir ve mutlu eder.
Dileğimiz odur ki sayın MesudPEZEŞKİYAN’ın İran’da Cumhurbaşkanı seçilmesi Türkiye-İran ilişkilerinde dostluk ve karşılıklı güven içerisinde ülkelerimiz ve Orta Doğu ülkelerinin lehine sonuçlar verir.
Bu duygularla biz de MesudPEZEŞKİYAN’ı kutluyoruz…
GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…
Yazımı ALP ER TUNGA SAGUSU ile noktalamak istiyorum değerli okurlarım:
Alp Er Tunga öldi mü
İsiz ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur
Ödlek yaragközetti
Ogrı tuzak uzattı
Beglerbegin azıttı
Kaçan kalı kurtulur
Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıpüniyurlayu
Sıgtapközi örtülür
Begleratunargurup
Kadgu anı turgurup
Mengziyüzisargarup
Körkümangartörtülür
Ödlek arıgkevredi
Yunçıg yavuz tavradı
Erdem yeme savradı
Ajunbegiçertilür
Ödlek künitavratur
Yalngukküçünkevretür
Erdin ajunsevritür
Kaçan takı ertilür
Bilge bögüyançıdı
Ajun atı yençidi
Erdem eti tınçıdı
Yergetegip sürtülür
Ögreyükimundak ok
Munda adın tıldak ok
Atsa ajunograp ok
Taglar başı kertilür
Könglüm için örtedi
Yitmiş yaşıgkartadı
Kiçmişödikirtedi
Tün künkeçipirtelür
Kaşgarlı Mahmud