Sayın okurlar, bundan sonra burada, bu köşede birlikte olacağız… Sizlerden aldığım destekle bu işe daha çok sarılmaya başladım. Yazı yazmak çok güzel. Ayrıca bunları başkalarının okuması, beğenmesi, fikirlerime katılıyor olması daha da güzel. Kendi düşüncelerimi aktarmaktan ayrı bazen de okurlarımın bana ilettikleri, yazmamı istedikleri onların duygularına, düşüncelerine tercüman olmamı istedikleri yerler, konular oluyor. Bunları dile getirebilmek, birilerinin konuşan ağzı olmak ve kitlelere ulaştırmak güzel bir iş. Bir sanatçı olarak toplumun bir adım önde gideni olmak gibi bir misyonumuz varsa; bunu en iyi şekilde yerine getirmeyi isterim. Elimden geldiği kadar yapabildiğimi, olaylara toplumun çaresiz kaldığı yerden bakarak, bir çözüm bulunabilir mi noktasında fikren, belki çaresizliklerden çareler yaratmaya kalkacak cesareti kendimizde bulmaya çalışıyoruz. Bir ses, bir çok ses demektir. İnşallah sesimizin yankısı bir gün kulaklarımıza gelecektir dileğim bu!
Ben bir sanatçı olarak duygularımı düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. Burada sizlerle birlikte paylaşacağımız küçük makalelerde, hayatın her alanından enstantaneleri kendi yorumumla size aktarmaya çalışacağım.
Bazen birlikte hüzünleneceğimiz, bazen de umutla dolu sevinçlerle birlikte yolculuk yapacağımız zamanlar olacak.
Zor günlerden geçiyoruz ülke olarak. Çok iç açıcı yazılar yazmak belki de mümkün olmayacak. Ancak elimden geldiği kadar iyi şeyler yazmaya gayret edeceğim. Bunca şehit haberleri gelirken nasıl huzurlu ve nasıl mutlu yazılır bilmiyorum?
Hep mutlu bir ülke olmanın hayaliyle yaşadım. Ülkem ve insanları, milletim; en az bir Avrupalı kadar mutlu, huzurlu, yaşanabilir bir ülkede olsun istiyorum. Çok şey mi istiyorum?
Neden biz?
Neden hep İslam coğrafyası bu sıkıntıların içinde?
Neden birlik sağlayamıyoruz?
Biz sağlam durabilseydik, yıkılmayacak kadar güçlü ve sağlam. O, güç temsili amerika (küçük yazılır) bunları yapabilir miydi kendi refahı için? Oynayabilir miydi Müslüman ülkeleri üzerinde? Her yerde kendi sözünü geçirebilir miydi? Taa! kilometrelerce uzaktan?
Şimdi bizim masum evlatlarımız neyin uğrunda savaştıklarını bile bilmeden. Ülke dışında savaşıp şehit oluyorlar. Bu neyin savaşı? Nasıl buralara gelindi? Bu iş; hiçbir evladımızın kaybı olmadan masa başında çözülemez miydi? Şimdi amerika denen kendi vatandaşına bile acımasız davranan vicdansız dev. Terörü destekleyip, silahını onlara verip bizim çocuklarımızla karşı karşıya görünmeden savaşıyor.
Lafı daha fazla uzatıp kimsenin ruhunu karartmayalım. Söylenecek çok söz var aslında ama şimdi susmak daha iyisi. Daha sonraki günlerde konuşmak için çok daha mutlu Türkiye hayaliyle şimdilik hoşça kalınız.
Bir gün dünyayı damıtacağım. İmbikten sadece insan olanlar geçecek.