Kutadgu Bilig’i Neden Okumalıyız?
Kutadgu Bilig, Türk Tarihinde millî temalarla tarihî, cihanşümul/evrensel bilgiyi sunan muhtevasıyla zaman üstü bir metindir. Bu bakımdan geçmişin geleceğe ilham ve mefkûre aktardığı özümüzü muhafaza eden hafıza bir metindir. Eserde giriş kısmında kitabın bu özelliğiyle kendi çağındaki kabulünü ve faikıyetini gösteren bu Türkçe eserin müellifi Yusuf Has Hacib kullandığı milli metaforlar vasıtası ile cihanşümul muhtevayı ortaya koymuştur. Bu sebeple bir medeniyet klasiğidir. Kutadgu Bilig’in bu özelliğini anlamak için giriş bölümünde çok da dikkat edilmeden geçilen kısımlara bu nazarla dikkat edilmelidir. Bunun ötesinde insan topluluğunun iki büyük meyvesi olan devlet ve medeniyetin bu değerli rehberinde insan tasavvurumuza ve bunun muhtevasındaki çağlara konuşan tespitler vardır. İyi ve fayda merkezli bu bakış gelecek adına fevkalade muhtaç olduğumuz bir muhtevayı göstermektedir. Buna ilave olarak devlet felsefemizde yer alan adalet mefhumunun eserde çok önemli yer aldığı görülmektedir. Eser toplum hayatımızın devlete kadar varan düzeyinde pek çok konusunu ele alırken aile konusunu da ortaya koyar. Bir babanın oğul terbiyesi örneğinde görüleceği üzere eser her zaman geçerli bir muhtevayla fikrimizi aydınlatmaktadır. Nihayet eserin geleceğimize kaynaklığını gösteren bir başka konu yazarın kendi zamanına dair şikâyetlerinin tanıdık muhtevasıdır. Bu eser, yazıda ortaya konulan bu örneklerde görüleceği üzere, geleceğimiz için yenilenmeyi ve aydınlanmayı sağlayacak bir kaynaktır.
İnsan Tasavvurumuz Kutadgu Bilig’de mevcuttur: İnsanların iyisi başkalarına faydalı olur. İnsan hayatından kendisini yükseltmek ve adını yaşatmak için, başkalarına faydalı olmalıdır. Başkalarına faydası dokunmayan ölü gibidir; faydalı ol, ölü olma; ey mert yiğit. Ey hakîm, Tanrının kullarına faydalı ol; insanlara faydalı olan kimselere ancak insan denilir. Kendi menfaatini güden insan mı olur; insan olan halk menfaatini güder. İnsanlar arasında insan olan kimse, başkalarına faydası dokunan kimsedir.”, gibi tespitlerle bu tasavvur ortaya konur. Kutadgu Bilig’le yerli malzemeyle evrensel bilgi üretilir: “Ömür aziz değil, emek azizdir; bu emeğe sarf edilmeyen hayata yazıktır”, tespiti emeği merkezileştirmesiyle 11. asırda kültürümüzden insanlığa yansıyan, modern atıfları çokça olan, emek bağlamında Kutadgu Bilig kavram dünyasının zenginliğinin göstergelerinden biridir. Türkistanlılık düşüncesinin bu büyük medeniyet kaynağı, Türk kültürünün ve medeniyet tarihinin yadsınamaz en büyük Türkçe kaynaklarından biridir. Balasagunlu Yusuf'un Türkçe adlar ve Türkçe ile cihanşümulü gösterişi bize ve idrakimize bir irade vermeyecekse nerede, hangi kaynakta ilham bulacağız? Türkçe bırakın bilim dili olmamak! görüleceği üzere büyük bir medeniyet dilidir. Devlet felsefe ve bilincimiz bu eserde ortaya konur: Devlet teşkilatlı insan cemiyetinin medeniyetle birlikte en önemli tezahürlerinden biridir. Devletin teşekkül töresi olarak işlev ve ahlak olarak adalet çok merkezi bir yerde durur. Zira insanlar devleti yani nizamı kendi aşırılıklarını sınırlamak, doğalarında vaki zarar verme ihtimallerini bir had çizmek için bu teşekkülü var ederler. Bir kanun koyucu ve yönetici seçerler. İşte bu faaliyetin ruhunu izah eden kavram ise adalet olur. Mülkün temeli olması da bundandır. İşte tam burada birey ve devlet tasavvurlarını Kutadgu Bilig’de ele aldıktan sonra ikisinin arasında toplumun esası aile üzerinden eserimizi ele almaya devam edebiliriz.
Kutadgu Bilig insan, aile/toplum ve medeniyet hayatımız için geçmişten geleceğe yazılmış bir mirastır. Mazide biçimlenen üslubumuz içinde yeşeren manalarımız meknuz olduğu bu eserle geleceğimize saçılan bahar tohumları gibi rüzgârını bulduğunda bugünün bahçelerinde de çiçeklerini açtırmaya kadirdir. Küresel fırtınaya maruz kaldığımız zamanımızda zihnimizi ve geleceği korumak adına akılla ve hamasetten uzak bir nazarla okuduğunda fevkalade önemli esaslara ulaşmamızı sağlayacaktır.”
ESVAK’da (Eskişehir Mezunları ve Eskişehir’den Yetişenler Vakfı) her hafta düzenlediğimiz “MEFKURE MEKTEBİ” kitap okuma faaliyetimizin 14 Aralık 2019 tarihindeki çalışmamızda değerli tarihçilerimiz Prof.Dr. Altan ÇETİN, Dr. Galip ÇAĞ ve Anıl AVCU beylerin değerli yorumları ve derse katılan genç arkadaşlarımızın değerli katkılarıyla yukarıdaki metin hazırlanmış ve siz aziz dostlarımızın istifadesine sunulmuştur.