Mahallenin delikanlısı, aynı mahal-le-de oturan birine âşık olur. Onun düsturuyla oturur, onun düsturuyla kalkar. Her hadiseye onun düsturuyla bakar. “Leyla” demiştir kendisine.
Her ne kadar mahallenin işlerini delikanlı görse de, arka planda “Leyla”sı vardır. Süre gelen zaman da “Leyla”sı sayesinde mahalleliden çok iltifat görmüştür. Adına delikanlı diyenin yanında usta diyen de çıkmıştır. Zamanla delikanlı oluvermiş “usta delikanlı”.
Gel zaman git zaman, “Leyla”nın niyeti sağlam olmadığından, Alttan alttan mahalleyi ele geçirmenin planlarını yapar. Usta delikanlının da sırtına binmiştir bir kere. Usta delikanlı bu durumu geç fark eder. Düşünür: “ mahalleye göz koyan demek ki beni kullanıyor. Benim aşkımın da bu netice de bir anlamı yok. Öyle ise…” der ve karşısına dikilir.
Karşısına dikilir ama iş işten geçmiştir. Zira “Leyla”m dediği etrafında bir sürü hayran toplamıştır. Tek hayran toplamakla kalmamış usta delikanlının açıklarını yakalamıştır. Ne olur ne olmaz, bu delikanlı asabidir, bir gün niyetimi anlar, bana diş biler, en iyisi dersime iyi çalışayım demiş ve dediği gibi de olmuştur.
Nasıl olsa mahallenin çoğu yanımda diyen delikanlı, dikilmiş eski “Leyla”sının, yeni “bela”sının karşısına. Ama o eskiden “Leyla” görünen “bela” sumenin altındakileri gösterince delikanlı susuvermiş. Susmakla kalmamış pusuvermiş.
Tabi bu hadise delikanlıyı pek üzmüştür. Zira her imkânı sunduğu, her şeyiyle güvendiği, aşkını itiraflarla ve iltifatlarla süslediği birisi tarafından bu hamleyi beklemiyordu.
Mahalleli tarafından hüsn-i niyeti muhafaza için ve art niyetlilere fırsat vermemeleri için vaveylayı bırakırlar, ikisi de birbirlerine sun’i iltifatlarda bulunurlar.
Mahalleli her ikisi içinde hüsn-i niyetini muhafaza ediyor. Tabi kişileri ve olabilecekleri mahallenin bir sokağında oturanlar var ki; onlar biliyorlar. Nazar-ı Hakikat makamında olan bu sakinlerin nazarı da çok önemli. Hikâyenin sonu hayır olur inşallah.