Kötü; bile isteye, planlı programlı bir şekilde bir başkasını söz, davranış ve duruşuyla duygusal veya fiziksel olarak zarara uğratan veya uğratmaya çalışan kişiye verilen sıfat görünümlü bir tanımsal isimdir.
Kötü olma, kötülük yapma arzu ve eylemi bireyin kendi seçimidir yani.
İyi, bu tanımın tam tersi olmakla birlikte en şanslı insandır da aynı zamanda.
İşte tam da bu noktada Allah, kendi yarattığını en iyi bilip tanıdığından; bilinçsiz yaptığı bir yanlışından dolayı denkliğinde bir bedel ödemesi veya olası bir kaza bela durumunda güç kazanması için iyiyi bazı sınavlara tabii tutar. Ve seçimini kötülük yapmaktan yana kullanan kötüyü, maşa olarak kullanır. Böylelikle iyi, bir kötünün kötülüğüne maruz kalır kötünün eylemi sonucu kalbi kırılabilir, mal varlığını, sağlığını veya kariyerini kaybedebilir, fiziksel travmalar yaşayıp acılar çekebilir.
Bu noktada da intikam hırsıyla karşı atağa geçip içini ferahlatma derdine düşebilir.
İyinin gönül yetkinliği bu noktada devreye girer işte içine ayna tuttuğu taktirde.
Maruz kaldığı kötülüğün, kendi gönül zenginliğine katkısı üzerinde akıl yürütür, iyiler ölçeğinde karşı davranış sergiler ve Allah'a da kişisel gelişimine katkıda bulunduğu için nasuh/eşdeğer tövbe eşliğinde şükrünü ederse "iyiler - en iyiler- en üst iyiler" tanımlı billur insan haline dönüşür.
"En üst iyi" denilenler konumuna geçmek için gerekli karşı davranışlara gelince; birinci ve en önemlisi, öfkesini kontrol ederek karşılaştığı mağduriyeti gidermek veya asgari düzeye indirmek için ilk müdahaleyi ussal ölçeklerle kendine karşı yapmaktır.
Sonrasında sırayla bu mağduriyeti hangi eksiği yanlışı veya ihmali sonucu yaşamış olabileceği üzerinde sağduyulu bir iç bakışla kendisini tartmak ve tamamlama çabasına düşmektir.
Çoğumuzun yapmaktan kaçındığı ama aslında illaki yapması gereken şey ise hiçbir şey ve hiç kimseden korkmadan kötüyü, yaptığı kötülüğün kendisine verdiği zararla yüzleştirmektir. Duygularını en açık şekilde karşısındakine ifade etmek ve hak ettiği karşılığı vereceğini bildirmektir.
Nedir bu karşılık peki?
Kötü, hayatında yer alan herhangi biri ise gerekçesini açıkça belirttikten sonra ilişkisini kesmektir.
Mesela, her sıkıntısına koşup tüm çevremi de kendisine destek olmaları adına harekete geçirdiğim bir arkadaşımın beni ve çevremi bilinçli bir şekilde kullandığından emin olduktan sonra "Arkadaşım, kendin dahil hiç kimse için iyi, güzel, doğru olan hiçbir davranışta bulunmadan beni ve başkalarını kullanıyorsun. Bu davranışın bana kendimi kötü hissettiriyor. Değişme ihtimalin de yok maalesef zira uyarılarımın da işe yaramadığını görüyorum. Bu nedenle artık seninle iletişim içinde olmak istemiyorum." dedim ve sıfır iletişim noktasındayım şu an kendisiyle.
Kötü, hasbelkader aileden biri ise! Olur ya! Ailelerimizi seçme şansımız yok maalesef. Onlardan akrabalık gereği olan her iyi davranışta bulunduktan sona olabildiğince uzak durmak ve kendisini akıl yoluyla korumaktır yapması gereken şey.
Şayet kötü, sizin yabancınız olan herhangi biri ise yasal ve etik çerçevede, girişimde bulunarak hak ettiği karşılığı bulması için sorumluluk sahibi bir insan gibi adımlar atmaktır.
Unutmayalım ki kötü, iyinin hem cenneti hem cehennemidir.
Uzun vadede Allah, hiçbir mazlumun ahını hiçbir zalimde bırakmaz.
Kötünün hakkından hemen gelmeyişinin sebebi, iyinin gerekli olan iyi davranışlarda bulunmasına fırsat vermek, kötünün de olası iyi olma ihtimaline zaman kazandırmaktır.
Rabbim hepimizi üst iyi olma yolunda kolay sınavlara tabii tutsun. Kötülerden ve kötülüklerden sevgisiyle şefkatiyle rahmetiyle gözetip korusun inşallah.
Amin.