Koronadan sonra

Ahmet KELEŞOĞLU

Elbet bir gün bu salgın hastalık bitecek. Belki biraz uzun sürecek ama sonuçta kötü günler geride kalacak. Dost ortamlarında bu hastalığın sohbetleri son bulacak. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Salgın bittiğinde, hayat normale dönmeye başladığında önce herkes birbirine uzaktan bakacak, sonra da küçük bir gülümseme ile mesafeyi koruyacak.

Eskiden olduğu gibi bir kucaklaşma sarılma olmayacak belki.

Hal hatır sorulacak ve yavaş yavaş ısınma başlayacak, sonra sessizce oturulup eski günlerde olduğu gibi ortam sağlanacak. İster istemez bir hüzün oluşacak ortamda. Çünkü hemen herkesin bir yakınını bu hastalıktan kaybettiği ve zorluklarla mücadele ettiği, ayrıca çekilen sıkıntıların kişinin o günkü haline nasıl yansıdığı görülecek.

Karşılıklı acılar paylaşılacak.

Birçok akraba ve dostumuzun şehirleri terk ettiğinin farkına bile varmadan uzun süre görmediğimiz bu kişilerin yüzlerini bile unutacağız belki.

Olası heyecan veren sohbetlerden veya bir futbol maçından eskisi gibi haz duymayacağız. En azından bu durum bir müddet böyle devam edecek. İçine kapanan insan kitleleri, travma yaşamış bir kaç neslin bir aradaki dayanışma zorluklarını göreceğiz.

Belki de, heyecan veren akşamın o nostaljik sokak turları, sıcak yaz gecelerinin neşeli konserleri bizi kendine çekmeyecek.

Belki de; Koronadan sonraki topluluk içindeki bir konferans ve toplanma isteği bazı çekincelere bağlı olacak. Dernekler, odalar ve sivil toplum kuruluşları işlevsel değişikliklere gidecek.

Kim bilir..

Kahvehanelerin çalışma biçimleri, toplu ulaşım, alışveriş ve bir kamu kurumundaki davranış dinamizmimiz değişecek.

Kamu ve özel kurumların Korona sonrası yeni yerleşik kuralları oluşacak belki de. Belki de iyi olan; Okulların ileride oluşacak uzaktan eğitimin provalarını yapmış olmasıydı bu süreçte.

Bu süreçte bilgi teknolojilerinin faydasının ve buna bağlı olarak öneminin bir kat daha arttığını gördük.

Gençlerin bilgisayar ihtiyacının öne çıktığını, bilgi çağının vazgeçilmezi bilgisayarlarların toplumun en önemli aygıtı haline geldiğini gördük.

Öyle ki; Herkes HES kodunu bilgisayardan, uzaktan eğitimi bilgisayardan, gıda başta olmak üzere diğer birçok alışverişi internetten yaptığımızı kim inkar edebilir?

Bu süreçte bankalara gidemedik. Ama İnternet bankacılığına aşina olduk.

Vergi dairesine gidemedik ama internetten vergi ödedik.

e-Devlet yapılanması ile daha birçok işimizi bilgisayar yardımı ile yaptık ve takip ettik.

Bundan sonra gözden kaçırılmaması gereken en mühim mesele; Evlerimizin teknoloji ile daha yakından tanışmış olmasıydı.

Şimdi; Millet yemeye ekmek bulamıyor sen bilgisayardan teknolojiden bahsediyorsun diyeceksiniz.

İkisi aynı şey değil tabii ki.

Ben Devletin Korona sonrası ele geçen bu fırsatı, teknoloji yakınlığını yatkınlığa çevirmesini istiyorum.

Bilgisayarı olmayan internete ulaşamayan fakir halkımıza Devletimizin yardımı ile karşılıksız olarak bilgisayar ve erişim kolaylığı sağlamasını istiyorum.

Neden olmasın?

Belki de olur.

Güzel günler ve sağlıklı güzel bir geleceğe kavuşmak dileğiyle.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.