Müjdeler olsun!
Kentimize komplo mevsimi geldi. Bilirsiniz, seçim önleri hepimizi tatlı bir fesat telaşı, bir komplo heyacanı basar. Yanaklarımız al al olur.
Sıcacık iftiralar, dedikodu mahfellerinden dumanı tüterek çıkar ve sohbetlerimize servis edilir.
Bunları, kim, hangi hayal gücü ile üretir?
Bir de hangi salaklar bunlara inanır?
Hep merak etmişimdir.
Fakat, bu defa, direkt fitnenin içinden bir gazeteci konuştu.
Komployu kuran ekipin tetikçisi, bu gazetecinin itirafları, kendi ağzından, tekmili birden yayınlandı.
Kimler yok ki?
Bas rolde ki kötü adamı, devletin Valisi oynuyormuş, Hüseyin Avni Coş...
Hakikatten coşmuş.
Amaç, Belediye Baskanı, Özlem ÇerÇioğlu’nu görevden aldırmak. Mümkünse tutuklatmak ve cezaevine göndermek.
İşin içinde Vali Yardımcısı,
Valilik basın müdürlüğü,
İftiracı, yalancı polisler,
Hatta AYDIN parkcılarını temsilen,
Meşhur Abdulrahim Tikbaş’da varmış.
Silah eline tutuşturulan da; okumuş gazeteci Metin Can.
Nam-i diğer; araştırmacı gazeteci,
Ama bu sefer araştırmadan soruşturmadan
Silahı ateşlemiş.
Ateşlemiş ama hedefi ıskalamış.
Özlem Çerçioğlu’nu vuracağına, Emniyetin içinde ki dürüst, ilkeli polisleri vurmuş. Komploya katılmadığı için AYDIN ilinin Emniyet Müdürü ve Emniyetdeki Şube Müdürleri, görevlerinden oluyor. Sürülüyor.
Zaman geçiyor, mahkemeler kuruluyor.
Fakat, bu arada, fevri davranışları, Ankara’da rahatsızlık yaratan, Valimiz, Adana’ya tayin oluyor.
Hamisiz kalan komplocular, mahkemelerde dağılmaya başlıyor ve ifadelerini değiştiriyorlar.
Bana tokat attı diyen polis; atmadı ama atcak gibi bakıyodu diyor.
Küfür etti bana diyen polis; yok küfür etmedi ama azarladı diyor.
Olayda adı gecen teröristlerin ise meğer Başkanın oğlunun özel ders öğretmeni olduğu anlaşılıyor.
Başkanın oğlu üniversiteyi kazandı mı bilmem ama, komplocular bugun itibari ile halkın hiddetini üzerine çekmiş vaziyetde, bu kesin.
Gelelim tefrikamızın final bölümüne......
Bu esnada, tetikci gazetecinin emekli polis babası vefat ediyor ve gazetecimiz, vicdan azabı ile kıvranmaya başlıyor.
Artık, kendinin nasıl ve ne amaçla kullanıldığını tam olarak idrak etmektedir amma ne yapabilir ki?
Silahı eline veren kişi olan A.Tikbaş ile karşı karşıya gelince, dayanamıyor ve kusuyor içinde ki zehiri, rahatlıyor.
Ohhhhhhh..Dünya varmış.
Sizlerde okudukça bu yazıyı, iciniz fitne ile titremedi mi ?
Fesat arzusu bedeninizi ele geçirirken, gazeteci Metin Can’ın maceralarını hiç mi kıskanmadınız?
Hayır mı ?
O zaman testi geçdiniz.
Siz Aydınlısınız.
Çünkü yukarıda adı gecen komploculara bakarsanız, mağdur ve tetikçi dısında hiçbiri Aydınlı değil.
Biz Aydınlılar, bunu yapamayız. Ne tayin olup gitme ne de göç etme şansımız olmadığından ve yüz yüze bakacağınızdan, birbirimize bunu yapamayız.
Ya tetikçi ya da mağduruz.
Du bakalım ava giden avlanacak mı?
Av, birden avcı olacak mı?
Bence olsun.
Bu yapılan suçtur.