Suriyeli kâğıt toplayıcısı çocukların bazıları alıştılar, her gün işyerimde sıcak çay içerler. Çaylarını aldıktan sonra “şükran” derlerdi, ‘Allah razı olsun’ ya da ‘teşekkür ederim’ demeyi öğrendiler.
Zaman içinde hal hatır sormaya da konuşmaya da başladık. Daha dün birisi çayını alırken, “Amca sen, Atatürk’ü mü, Tayyip’i mi seviyorsun?” dedi.
Atatürk’ü dedikten sonra, “Tayyip kim, senin okul arkadaşın mı?” diye sordum. Yarım yamalak Türkçesiyle, “Cumhurbaşkanı” dedi. Öyle soracaksın, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Beyi mi diye soracaksın” dedikten sonra durakladı.
-Atatürk, Müslüman değil sen nasıl onu seversin?
- Onu da nereden çıkardın?
- Öyle diyorlar.
- Kim diyor, hangi şerefsiz diyor onu?
Çocuk kızdığımı görünce sustu.
-Bak evladım, Atatürk bizim Başkomutanımız, bu ülkeyi Yunan işgalinden kurtarmak için ülkeyi örgütleyen, Türkiye’yi yeni baştan imar etmek için seferberlik başlatan, 10 yıl içinde kendi kendisine yeten ülke yaratan, yüzlerce fabrika kuran, üretmeyi çalışmayı ve onun onurunu bu ülkeye öğreten benim atamdır.
-Siz Suriye’den neden kaçtınız?
- Savaş vardı ondan kaçtık.
- İşte o büyük insan, Atatürk, bizim kaçmamızı değil de savaşmamızı, ülkemize sahip çıkmamızı, öğretti. Sizin gibi kaçsaydık, Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Devleti olmazdı. Sizlerin de sığınacağı bir Türkiye yerine, Yunan’ın, Fransız’ın, İngiliz’in, İtalyan’ın parçaladığı ve sizlerin giremediğiniz ülkeler olurdu. Anladın mı?
- Anladın mı koçum?
- Anladım amca.
-Onun Müslüman olmadığını söylemiştin, doğru mu?
-Evet amca.
- Sizin ülkede Kur’an-ı Kerim’i parasız dağıtan bir idareci oldu mu hiç?
- Hayır amca.
- İşte o, İslam değilmiş dediğin, Büyük Atatürk var ya, kendi maaşından Türkçe Kur’an-ı Kerim bastırıp parasız olarak Milletine dağıtan ilk ve tek lider, biliyor musun?
Çocuk bombardımana uğramış gibi bakmaya başladı.
-Evet, Kur’an-ı Kerim’in Türkçesini maaşından bastırtıp, milletine ücretsiz dağıtan ilk ve tek liderdir. Ondan öncekilerden de, sonrakilerden de, hiç biri bunu yapmadılar evladım.
Müslüman olmayan birisi bunu yapar mı sence?
Yapmaz amca.
Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan beye gelince, Bizim Cumhurbaşkanımızdır, saygı duyarım, İyi yaptıklarından dolayı, takdir eder, teşekkür ederim. Yanlış uygulamalarından dolayı eleştirimi yaparım, yazarım, söylerim ama ikisini asla bir kefeye koyup kıyaslamam evladım anladın mı?
Anladım amca.
Sakın ola o size Atatürk hakkında yanlış bilgi veren şeref yoksunu, Yunan artığı, insanlara inanma olur mu?
Yunan artığı ne amca?
Bu bölge Yunan işgaline uğradığında, Yunanlı işgalci kuvvetleri ile düşüp kalkan onlarla iş birliği yapan, onlarla birlikte olanların çocukları ve torunlardır aslanım. Anladın mı?
Anladım amca.
Haydi evladım, çayın da bitti, ekmek paranı kazanmaya, kağıt toplamaya devam et!
Hayırlı işler amca.
“Sana da bol kâğıt toplamalar evladım. Her zaman gele bilir, kafana takılanı sorabilir, çayını içebilirsin” deyip uğurladıktan sonra şu sorunun cevabını aradım; Kimler yıkıyor bu çocukların beynini?
Saygılarımla.