Değerli okurlar köyün birinde bir garibanı muhtar yapmak istemişler. Köy halkı hep birlikte muhtar yapmak istediği kişiyi rica minnet razı ettikten sonra son bir isteğimde Anamın da rızasını ve onayını alın diye köylülerden rica eder.
Bunun üzerine anasının rızasını almaya giderler.
Anası gelen köylülere “etmeyin gitmeyin ne olur benim oğlum muhtarlık yapamaz. Muhtarlık zor iştir oğlumun başını belaya sokmayın” der.
Bunun üzerine ricaya gidenlerden birisi derki “merak etme senin oğlun muhtar olursa kurt olur kurt hiç merak etme” der.
Kadıncağız düşünür taşınır oğlunu da iyi tanıyor ya “Ne bileyim keşke kurt olsa da beni yese” der.
Sayın okurlar bunu neden anlatıyorsun derseniz şunun için anlatıyorum.
Geçenlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir televizyon programına konuk oldu. Gazetecilerin bütün sorunlarını en içten yalansız dolansız bir şekilde cevapladı. Programın sonuna doğru; “Yazın bir tarafa biz bu mahalli seçimlerde İstanbul’u, Ankara’yı, Antalya’yı Adana’yı, Mersin’i, Balıkesir’i Denizli’yi mutlaka alacağız” dedi. “Mutlaka alacağız” dediği iller arasında Aydın yoktu ama ben yine de yukarda anlattığım hanımın dediği gibi “keşke” dedim. Ama sonrada “ne bileyim umamıyorum ki” diye kendi kendime söylendim.
Değerli okurlar hükümet beyaz eşyada mobilyada ve arabalarda yüzde on sekiz olan katma değer vergisini araçlar da on puan düşürdü. Dolayısıyla araba alacaklar biraz rahatladı.
Araç alanların veya alacak olanların belirli gelir düzeyleri yüksek olanlar alır. Yoksa işçi, memur, emekli küçük esnaf ve köylünün alacak durumları hiç yoktur.
Bu sınıfa dahil olanlar zaten açlık sınırının altında yaşıyorlar. Kendilerine ve çocuklarına zor bakıyorlar.
Üniversiteyi bitiren gençlerin yüzde doksanı işsiz anasının ve babasını eline bakar durumdalar. Bu sınıfın araba almaları için gelir düzeyleri biraz yüksek olacak ki artan para ile araç alsınlar. Yoksa bunlar için araba hayalden başka bir şey değildir.
1977 yılında Didim Milet müzesin de yönetici idim. O zaman iktidarda olan Rahmet ve minnetle andığım Sayın Bülent Ecevit başbakandı. Pamuk taban fiyatı açıklanınca Balat köylüleri çok sevindiler. Çok güzel bir fiyat verdi yaşasın Karaoğlan diye minnetlerini belirtiyorlardı. Benim yanımda sohbet ettiğimiz arkadaşlardan birisi bana “Müdür bey bu hususta senin görüşün ne” diye sordu. Ben de anlattım "bu kadar yüksek taban fiyatına karşıyım fazla buluyorum” dedim.
Sohbet ettiğimiz arkadaşlardan biri “Müdürüm sen bu müzeye geldiğin günden beri Ecevit’i ve CHP savunuyorsun en azından biz öyle biliyoruz. Ne oldu da şimdi bu taban fiyatını yüksek buluyorsun köylünün üç beş kuruş fazla para aldığını istemiyor musunuz?" diye bana çıkıştı.
Ben de uzunca anlattım. “Bakın beni dinleyin bana hak vereceksiniz. Bu kocaman Balat ovasında Fahri Talman ve diğer beylerin kaç dönüm toprakları var. Yanlış bilmiyorsam Fahri Talman’ın doksan bin üzerinde arazisi var mı? Var. Diğer beylerin veya ağalarında o kadar olmasa da epey tarla var mı? Var. Pekiyi, Balat köyünde belirli birkaç kişinin dışında toprağı ve tarlası olan var mı? Yok.
Bu yüksek olan taban fiyatından en fazla yararlanan kimlerdir. Yukarda saydığımız beş altı zenginler. Fakir Balat köylüsünün cebine kaç kuruş girdi? Hiç. O zaman bu taban fiyatını savunmak zenginlerin daha da zengin olmalarını savunmaktır. Ha, bu taban fiyatı nasıl iyi olurdu biliyor musunuz? Çok güzel bir şekilde toprak reformu yapılır herkes eşit olarak tarlası takkesi olursa o zaman bu verilen taban fiyatı helal olurdu yoksa şimdi olmaz dedim.
Sohbete katılanların büyük çoğunluğu beni haklı buldu.
İçlerinden birisi “Müdür bey o zaman kominizim düzeni gelir olur mu vatandaşın toprağını alıp fakir fukaraya dağıtmak" diye itiraz etti. O Arkadaşa makul bir cevap verdim.
Şimdi Hükümet katma değer vergisini aşağıya çekti. Ama kime yarayacak yine zenginlere.
Yoksullar yine bakakalacaklar.
***
Cumartesi günü Aydın’da kurulan JES santrallarının kurulmasına ve kuyuların açılmaması için yoğun bir katılımla protesto edildi. Protestoda bütün partilerin temsilcileri olduğu halde AKP’den hiç katılım yoktu.
Aslında Aydınımızın zehir solumasına sebep olan AKP hükümeti. Çünkü onların verdiği ruhsat ve izinle bu kuyular açılıyor.
AKP Milletvekili Sayın Mustafa Savaş, CHP Efeler İlçe Başkanı Polat Bora Mersin'in sosyal medya paylaşımını eleştirmekle meşguldü.
İlçe başkanının sosyal medya paylaşımındaki üslubu asla tasvip etmiyorum. Çünkü bir kurumu temsil ediyor. Her attığı adımı kontrol ederek atması gerekir ki; kendisi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu CHP gibi köklü bir siyasi partinin ilçe başkanı.