Değerli okurlar Kuşadası’nda her sabah deniz kenarında arkadaşlarla bir saat yürüyüş yaparız. Yürüyüş arkadaşlarımdan birisi olan Sayın İlyas Cabadağ kardeşim ülke sorunlarına çok duyarlıdır. Televizyonlarda olan açık oturumları hiç kaçırmaz. Gece yarılarına kadar izler sabah yürüyüşte de bana açık oturumlarda yapılan konuşmaları uzun uzun anlatır. Bazılarının göz göre göre yalan söylediğini bazıları da şarlatanlık yaparak karşısındaki muhatabını susturmaya çalıştığını bir bir anlatır.
Evet, bu tartışmaları zaman zaman ben de izliyorum. Tartışmaya katılanlarının bazıları inanınki ülke gerçeklerinden ya haberi yok yahut birilerine yaranmak için yalakalık yapanlara bakınca yüzüm kızarıyor.
Ülkemde olaylar öyle hızlı bir şekilde gelişiyor ki, neredeyse keskin bir viraja girilmiş gibi.
Hak-Hukuk ihlalleri alabildiğince vatandaşlar aleyhine bozularak zor dönemeçlerden geçilmektedir.
Yanlı ve güdümlü basın, çıkarcılar ve çeteler ekonomik ve siyasal yapının içine çöreklenmiş durumdadır.
Türk basının bir kaçı hariç neredeyse bazıları merkezden gelen emirlerle manşetlerini süslemektedir.
Siyasi ortamı fırsat bilenler cumhuriyetin temel ilkelerine karşı savaş açmış vaziyette
Uzun zamandır sürdürülen terör, zülüm, ortamının yanında birde ekonomik koşullar ve işsizlik ülkemin insanlarının üzerine kâbus gibi çökmüş durumda.
Daha fazlasına sahip olmak, kendisine hizmet ettirmek, ayrıcalıklı olmak, iktidara sahip olarak her istediğini elde etmek ve yapmak, insanoğlunun bilinçaltı hırsıdır.
Amacına ulaşmak için ise; hemen her yöntemi, her aracı kullanır. Silahlardan daha etkili olanı ondan daha tesirli olan öldürücü olan, sözler ve yazılardır. O nedenle karar veren, konuşan veya yazan yalakalar esip gürlüyorlar.
Bilgi birikiminden, tarih bilincinden, gerçekler dünyasından uzak, devlet, millet, vatan, kültür kavramını kavrayamayanlar, kişisel çıkarları için her türlü biat ediyorlar
İnsanlar vardır, siyaseti bilimin emrine verirler!
Bazı insanlar vardır, bilimi siyasetin emrine verirler
Bazı İnsanlar vardır, nefesini ve kalemini hakkın ve doğruluğun emrinde kullanırlar.
İnsanlar vardır gücü, yetkiyi, serveti, bilgiyi; insana, topluma doğaya, evrene sunarlar.
Ama bazıları Kimlik, kişilik, fikir değiştiren siyasetçiler, gazeteciler, sözde akademisyenler ülkemin en büyük talihsizliğidir. İlkesiz, yüzsüz, onursuz insanlar için önemli olan kişisel çıkarlarıdır.
Her insan aydın olamaz
Aydın, zalimlerin, soyguncuların, hainlerin yanında değil, bildiklerinden asla taviz vermeyen bu doğrultuda mücadele eden onurlu olan kişilerdir.
İşte toplum olarak bizlere doğru ve gerçekleri, söyleyenlere bu günlerde çok ama çok ihtiyacımız var.