Bir filmde başrol oyuncusu, rol gereği güvercinleriyle konuşmaktadır.
“Babamı tanımıyorum. Gerçi piç filan deseler de iyi ki kardeşim yok.
Bir kardeş olsa bir dert, iki olsa iki dert… “
Zamanımızda hak vermemek de elde değil…
**
Söke’den Didim’e gerçekleştirdiği yürüyüşle ilgili olarak CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu, kamuoyunda gündem yaratırken CHP, disipline sevk edince partisinden istifa eder. Kardeşinin eylemi ve sözleri Sayın Genel Başkanı mutlaka üzmüştür. Protesto orucuna başlaması, Aydın’a yürüyeceğinden söz etmesi ise dikkat çeker. Oysa ağabeyinin yaşadığı sıkıntıyı anlaması gerekirdi. Bir özel televizyon programında Prof. Dr. Özcan Yeniçeri haykırıyordu. “Kardeşlik hukuku diye bir şey vardır…” diyerek.
**
Osmanlı Devletini kuran Osman Bey vefat etmiştir. Orhan Bey ağabeyi Alaeddin’e devletin başına geçmesini ister. Alaeddin Bey ise; “Kardeşim Orhan, sen babam ile devlet içinde, savaşlarda her daim bulundun. Ben ise din adamlarının içindeydim, her Allahhuekber diyeni Müslüman ve iyi biri zanneder, hata yaparım. Devletin başına geçmek senin hakkın diyerek kardeşini tahta geçirir.
**
Kosova Savaşında şehzadeler, Beyazıt ve Yakup “kardeşim” diyerek bir birlerine sarılarak düşmana kılıç sallarlar. Sultan I.Murat, savaş meydanını gezmektedir. Yaralılar arasındaki Sırp Miloş ayaklanarak Hüdavendigar’a hançerini saplar. Bir ara Yıldırım Beyazıt, savaş meydanında kardeşi Çelebi Yakup’u aramaktadır. Devletin bekası ve tahta geçmek için kardeşini öldürecektir ki rakip kalmasın! Az öncesine kadar birlikte düşmana kılıç sallayan kardeşi Şehzade Yakup, korkudan bir köşeye büzülmüş, ağlamaktadır. Yakalanır ve boğdurulur. Sultanlık, iktidar ve muktedir olmak uğruna kardeşkanı dökülür.
**
İnce Mehmet’in oğlu Hüseyin ise, Honamlı Yörüklerinden Topal Mehmet torunu Hanım kız ile evleneli üç gün olmuştur. Hüseyin üçüncü günün sabahında Çanakkale’ye çağırılır. Kardeşi 16 yaşındaki Mustafa, ağabeyinin durumuna üzülür,”Ben Hüseyin’im.” Diyerek karakola gider. Yaşından şüphelenen Zaptiye Çavuşu bu kez taze güvey Hüseyin’i alır götürür. Hanım Gelin, üç günlük kocasının arkasından sessizce ağlayıp da bakakalır. Çok geçmeden Mustafa, o gepegenç Mustafacık da savaş değirmenine çağırılır. Hüseyin ve Mustafa da geri dönmeyenlerdendir…
**
Ahaliden biri “benim düşmanım yok” diye öğünürken Nasrettin Hoca işitir ve seslenir. “Ananın doğurduğu da mı yok?”
**
Kişinin anasını, babasını, kardeşini ve evladını seçme şansı yoktur. Arkadaşından vazgeçebilirsin, nişanlından, eşinden ayrılırsın. Kısaca atılan her adımdan birilerini üzmemek, yaralamamak adına sorumluluğumuzu unutmamız gerekir. Büyük büyüklüğünü, kardeş kardeşliğini, evlat evlatlığını bilirse ne ala!