(Bilgisayarımda kayıtlı bulduğum, nasıl ve nereden geldiğini
Hatırlamadığım bu yazıyı silmek yerine sizlerle paylaşmak istedim.
Belki bir şairin, yazarın, bir vatanseverin yazısı… )
**
Bu topraklarda hep gurbeti yaşadım.
Bazen yalnız oldum, bazen âşık.
Bazen yurt dışına göç eden emekçi.
Bazen milletvekili, bazen mühendis,
Patika yollarla doludur yaşadığım yer.
Keçi yolu diye tabir edilen yolları
Hiç keleş ile dolaşmadım.
Senin gibi açlığı iyi bilirim.
Beraber yüklendik ülkenin en ağır yükünü.
Emekçileri oynadık nesiller boyu.
Sen susuzluktan yakınırken,
Ben sellerin sürüklediği molozlar arasında
Kaybettiklerimin cesetlerini aradım.
Senin adın sınır kaçakçılığıyla anılırken,
Ben yasa dışı silah kaçakçısı olarak tanındım.
Silah ürettim evimin ahırında,
Namlu taktım oyuncak silahlara.
Sen Irak, Suriye topraklarında gezinirken,
Ben de Gürcistan topraklarına uzanmışım ara sıra.
…
Benziyoruz biz,
Aynı toprakta, vatanda, bayrak altında yaşıyoruz.
Sen karnı burnunda anne adaylarını
Kızak ile hastanelere taşırken ben sırtımda taşıyorum.
Benzemez miyiz?
Ülkenin en ağır işlerini beraber sırtlandık.
Sen beton dökerken ben duvarcılık yapıyordum.
Sen duvar örerken ben demir döşüyordum.
Benzemez miyiz?
Senin çocukların ile benim çocuklarımın kaderi de aynı,
Aynı hastalıklardan kırılırlar,
Aynı hastalıklardan sakat kalırlar,
Aynı eğitimsizlikten mağdur olurlar.
Benzemez miyiz hiç?
Sana ulaşma konusunda devletin nasıl geç kaldığını iddia ediyorsan
Benim de farkım yok bilesin.
Devleti hep jandarma diye bilir yörem insanı.
Sizdeki gibi.
Benzemez miyiz?
Aynı gelenek yüzünden silahına sarılıp binleri öldürdük,
Namus anlayışı gereği dedik.
Silaha merakımız,
Silahı yaşamın parçası görme anlayışımız hep aynı.
Çanakkale'de öldük.
Ruslara karşı öldük.
Kore’de ve de Kıbrıs’ta öldük.
Benzemez miyiz?
Çok benziyoruz çok.
………..
(Aynı vatanda yaşıyoruz.
Üzüldük, asker çocuklarımız can verdi.
Açılım derken…
Düşman mıydık?)