Kanuni Sultan Süleyman’a Fransa Kralı Fransuva İle Annesinin Mektupları

Necdet BAYRAKTAROĞLU

TARİHİMİZDEKİ MUHTEŞEM MEKTUPLAR’DAN BİR MEKTUP

Osmanlı Devleti ile Fransızlar arasında ilk siyasi ilişki, Kanuni Sultan Süleyman zamanında başladı. (1525) Bu tarihlerde Fransa kralı I.Fransuva (François), Alman İmparatoru Şarlken (Charles Quint- Karlos) ile yaptığı savaşta yenilmiş ve esir düşmüştü. (24 Şubat 1525) Alman imparatoru, Fransa kralını Madrid Kalesi'ne hapsetmişti. Kralı esir düşen Fransa ve halkı zor günler geçiriyordu. O sıralarda Avrupa'da devletlerin içinde en güçlüsü Alman İmparatoru ve İspanya Kralı olan Şarlken idi. Bu devlete karşı üstünlüğü ve kuvveti olan tek devlet ise, Osmanlı Devleti idi.

Avrupa'da büyük tehlike olarak görülen Şarlken, kız kardeşini Macar kralı II. Layoş'a vermişti. Avusturya kralı Ferdinand, Şarlken'in kardeşiydi. Macar kralının kız kardeşi de Ferdinand'la evliydi. Avrupa'da İspanya, Almanya, Avusturya ve Macaristan birbiriyle akrabalık kurmuşlardı. Bütün bu devletler aynı ailenin egemenliğine girmiş, bunları Şarlken yönetiyordu.

Şarlken, Orta Avrupa'da Osmanlı Devletinin ilerlemeleri ile mücadele ederken, Fransa kralını da savaşta yenmiş esir almıştı. Esir düşen Fransa kralı ve annesi (Louise de Savois) Luiz Dö Savua kurtuluşu, tek çare olarak Osmanlı Devletine başvurmakta gördü. Fransa kralının annesi, Kanuni Sultan Süleyman'a bir mektup göndererek, oğlunun esaretten ve Fransa'nın istiladan kurtarılması için yardım istedi. Mektubunda şöyle diyordu:

Fransa Kralı Fransuva'nın Annesi Luiz Dö Savua'nın Kanuni Sultan Süleyman'a Mektubu

"İspanya Kralı Şarlken, oğlum Fransuvayı Pavi muharebesinde tutup hapseyledi. Şimdiye kadar oğlumun halasını Şarl'ın insaniyetine bırakmış idim. Halbuki memulümüz olan insaniyeti icra etmedikten başka, oğlumun hakkında hakaret dahi etmektedir. İmdi alemin musaddakı olan azamet ve şanınız ile oğlumu düşmanımızın pençe-i kahrından halas ile ibraz-ı übbehet (büyüklüğünü göstermek) buyurmanızı zat-ı şahanenizden bilhassa niyaz ederim. Hasmından intikam almağa Padişah-ı Din-i İslam asitanesine (başkentine) ilticadan (sığınma) gayri (başka) çare bulamayıp, şüdde-i saadete elçi gönderip, ubudiyetnamesinde (kulluk bildiren yazı) tahrir olunan (yazılan) bu ki, Engerüs (Macar) Kralı Padişah-ı ba-ikbal (saadetli, talihli padişah) tarafından bir güşmal (silahlı müdahale) görmek olursa, biz İspanya Kralı’na karşı mukabil olup intikamımızı alırdık. Rica ve temennimiz oldur ki, ol mağrurun def’ine (ortadan kaldırılmasına) Sultan-ı Cihan’dan (Cihan’ın Sultan’ından) inayet       ola. Bad-el-yevm (bundan sonra) biz dahi Sultan-ı Sami-mekan (mekanı yüce sultan) ve sahibkıran-ı zaman (her zaman başarılı) olan Padişah Hazretlerinin kende-i ihsanı (iyilik görmüş kulu, kölesi) olalım."(1)

Fransa kralı Fransuva da, annesinin yardım istek mektubundan sonra, kendisi de kurtuluşunun sağlanması için Kanuni Sultan'a bir mektup yolladı. Mektubunda şunları yazıyordu:

Fransa Kralı Fransuva'nın Kanuni'ye Mektubu

"Dünyanın cihad-ı mamuresinden birçok ülke ve biladın (beldenin) hakim ve padişahı ve bil-cümle (bütün) mazlumların dad-hahı (mazlumlar adına adalet isteyen) olan Sultan-ı Muazzam (büyük sultan) ve Hakan-ı muhakham (hak iddia eden hakan) hazretlerine arz-ı mafil-bal (gönülden arz edilen şey) budur ki, Macaristan Kralı I. Ferdinand'ın üzerine hücum ettiğinizde, biz dahi himmet (emek, çaba) ve inayetiniz (gayretiniz) hapisten halas olup(kurtulup) İspanya kralı Şarlken'in üzerine hücum edip öcümüzü alırız. Siz ki, şehen-şah-ı celilüşşansınız.(şerefi pek büyük padişahlar padişahı) Onun hakkından gelinmeye inayet buyrulduğu halde bundan böyle bende-i nimetşinasınız (iyilikbilir kulunuz, köleniz), olduğuma istibah (şüphelenme) buyurmaya."(2)

6 Aralık 1525 yılında, Fransuva ve annesinin mektuplarını getiren elçi yardım isteğini bildirdi. İstenen yardım, Kanuni'nin, Şarlken'in kardeşi Avusturya Arşidükü Ferdinand'a hücum etmesiydi. Eğer Osmanlı Sultanı, Ferdinand ve onun himayesinde olan Macaristan'a hücum ederse, Şarlken de zor durumda kalacak, Fransa kralını serbest bırakacaktı.

Asırlardan beri Hristiyanlarla İslam devletleri arasında ki savaşta, Hristiyan birliğinin en ön sırasında yer alan Fransızların, şimdi Osmanlı Devletine el uzatarak, savaştığı bir Hristiyan devlete karşı yardım istemesi, Hristiyan birliğinin bozulması demekti.

Kanuni Sultan Süleyman da, Şarlken'in Avrupa'nın tamamına sahip olabileceği ve Osmanlı Devletine karşı ciddi bir tehlike oluşturacağı kanaatine vararak, bu durumu değerlendirmek istedi. Fransa Kralına yardım etmeye karar verdi. Kanuni Sultan Süleyman, (Şubat 1526'da) Fransa Kralından gelen mektuba şu cevabı verdi.

Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransa Kralı Fransuva'ya Cevabı

"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla,

 Cenab-ı Hakk'ın inayeti;

Peygamberlik güneşinin, peygamberler aleminin yıldızının, azizler alayının dinsel başkanının, Hz. Muhammed'in hayır duaları ile dolu mucizeleri;

Ve dört Halife Hz. Ebu Bekir'in, Hz. Ömer'in, Hz. Osman'ın ve Hz. Ali'nin kutsal ruhlarının koruması altında daima muzaffer Sultan Selim Han oğlu Şah Sultan Süleyman Han,

Ben ki, Sultanların sultanı, kralların kralı, ülkelerin hükümdarlarına taç giydiren, Tanrının yeryüzündeki gölgesi, Karadeniz'in ve Akdeniz'in, Rumeli'nin ve Anadolu'nun, Dulkadir, Diyarbakır, Azerbaycan, İran, Şam, Halep, Mısır, Mekke, Medine, Kudüs eyaletlerinin, Arabistan ve Yemen'in bütün bölgelerinin İmparatoru ve tek egemeni, şanlı ve yüce atalarımın muzaffer güçleri sayesinde alevlenen kılıcıma emanet ettikleri birçok eyalet ve ülke sahibi; nihayet, Sultan II.Bayezıd'ın oğlu Sultan Selim Han oğlu Şah Sultan Süleyman Han'ım;

Sen ki, Fransa krallığının kralı François'sın!

Kralların sığınağı olan Osmanlı İmparatorluğu'na yolladığınız mektuptan ve güveninize layık olan Frangipani'nin bana sözlü olarak anlatmasını istediğiniz haberlerden öğrendiğime göre düşman ülkenizi yağma ve tahrip ederken, sizi de hapsetmiş. Kurtulmanız için benim bu taraftan size yardım etmemi istiyorsunuz. Söylediğiniz her şey, herkese açık olan tahtımın önünde ortaya kondu. Açıklama için eklenen bütün ayrıntılar anlaşıldı ve benim yüce bilgim hepsini kavradı. Yaşadığımız zamanda İmparatorların yenilmesine ve hapsedilmesine şaşmamak gerekir. Yüreğiniz teselli bulsun!,

Ruhunuz hiçbir zaman umudunu yitirmesin. Bu böyle iken şanlı büyüklerimiz ve ulu atalarımız (Tanrı son saatlerini aydınlatsın) yalnızca düşmanı yenmek ve fetihler yapmak için seferlere çıkmak hatasını göstermemişlerdi. Ben de onların izinde giderek her mevsim güçlü ve erişilmez olan eyaletleri ile kaleleri egemenliğim altına aldım. Ne gündüz, ne gece uyudum ve kılıcımı asla yanımdan ayırmadım. Tanrısal Adalet hayırlı işi kolay yapmamızı sağlasın! Her yerde, her zaman gözetimi ve iradesi hazır olsun!"(3)

Zaten bahane arayan Kanuni Sultan Süleyman, Macaristan üzerine sefer için hazırlıklara başlanması emrini verdi. Macaristan üzerine sefer düzenlenmesinin belli nedenleri oluşmuştu. Kendinden yardım isteyen kimseye yardım etmek istiyordu. Macaristan, Osmanlı Devleti aleyhine İran'la ittifak içine giriyor, Eflak işlerine karışıyor, Ulahları, Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtıyordu. Macaristan'a yapılacak bu seferle, Türklere düşmanca davranan Macarlara haddi bildirilip, darbe indirilecek, bunun zararı da Alman İmparatorluğuna dokunacaktı. Macaristan istila edilince, Osmanlı ordusu Alman sınırına dayanacaktı. Alman İmparatoru ve İspanya kralı Şarlken,  zaten Macar kralı ile akrabalığından dolayı Macar toprakları üzerine hak iddia ediyordu.

Kanuni Sultan Süleyman bu seferle, Hristiyan aleminde bir gedik açarak batıdaki Hristiyan birliğini bozmayı düşünüyordu. 23 Nisan 1526 tarihinde büyük Veli Hazretleri, baba ve dedelerinin mezarlarını ziyaret edilip, dualar okunarak sefere çıkıldı. 29 Ağustos 1526 yılında, Osmanlı ordusu 300 top ve yüz bin kişilik bir orduyla, Mohaç Ovası'nda Macar ordusu ile karşılaştı. Sultan, orduyu coşturan konuşmasında "İlahi kuvvet ve kudret sendedir. İmdat ve himaye senden. Ümmet-i Muhammed'e yardım et" diye Allah'a duasıyla savaş başladı. Türk savaş modeli olan Turan taktiği ile, düşman ordusu sağ ve soldan çember içine alınıp sarılarak, imha edildi. Mohaç Ovası Macarlara mezar oldu.

O günlerde Kanuni Sultan, Alman imparatoru ve İspanya kralı Şarlken'e bir mektup yazarak, Fransa kralını serbest bırakmasını, aksi takdir de; "Mücahitlerimin atlarının ayak seslerini Berlin sokaklarında duyarsın" tehdidini yaptı. (4) Kanuni'nin mektubunu alan Şarlken, Fransa kralını hemen salıverdi.

Mohaç galibiyetinden sonra akıncılar, Macaristan'ın her tarafına akınlar düzenledi.  Osmanlı ordusu Macaristan'ın başkenti Budin'i teslim alarak, çok miktarda ganimetler ve esirlerle Edirne'ye döndü.

1-2-3-Tarihte Türkler ve Fransızlar- Süleyman Kocabaş- Vatan Yay.-İst.1990-S.25-29 Arası

1-2-Mufassal Osmanlı Tarihi-Heyet-İskit Yay.1958-C.2-S.820

1-3-Osmanlı Tarihi- Alphonse de Lamartine-Heyet-Sabah yay.-İst.1991-C.1-S.427-422

1-3-4-Cihan Hakimiyetine Giden Yol-Mustafa Turan-Cihan Yay.-İst.2007-S.242-243-244

3-Muhteşem Yüzyıl-K.S.Süleyman-Fairfax Downey-Mola Kitabevi Yay.-İst.2011-S.60-61

EDİTÖR NOTU:

Yazarımızın "Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar" adlı eserini D&R, NT, Diyanet, Sıla, Nezih, İnkılap, Akçağ, Kitapyurdu, Kabalcı gibi kitabevleri ve internet sitelerinden temin edebilirsiniz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.