İnsan bolca kandırılan ve kanan bir varlıktır. Alet yapan insan, düşünen insan, oyuncu insan birde bunlara " kandırılan insan sıfatı " eklenebilir. Sülün Osman ise günlük yaşamımızdaki kandıran semboldür. Kananlar kandıranları besler. Kandıranda ahlak eksikliği, kananda işe düşünme becerisi eksikliği vardır.
Prof. Dr. Üstün Dikmen, “Kenya’nın toprakları Mindfulness, meditasyon türü yaklaşımlar insanların iç huzuru içinde yaşamalarına katkı sağlar. Güzel. Ancak biz kendimizle barışık olarak yaşarken dünyaya, felsefenin ve bilimin sorgulayan gözlükleriyle bakmalıyız. Aksi halde siz iç huzuru içinizde yaşarken bir takım açıkgözler sizi kandırabilirler, size ait şeyleri çalabilirler. Bu konuda Jomo Kenyatta çok ünlü bir teşbihi var, şöyle demiş:
“Batılılar ülkemize geldiklerinde bizim uçsuz bucaksız topraklarımız vardı. Onların elinde İncil. Bize İncil’i verdiler ve gözlerinizi kapatıp dua edin dediler. Bizde İncil'i aldık, gözlerimizi kapadık uzun uzun dua ettik. Gözlerimizi açtığımızda gördük ki İncil hâlâ bizim elimizde ancak topraklarımız onların olmuştu.”
Eski ABD başkanlarından birisi siyasi anlamda sıkıntıya girince eline bir İncil alıp televizyona çıkmıştı. Bu davranış insanların dini duygularının istismarından başka bir şey değildi. Bize gelince insanların her anlamda maddi manevi sıkıştığı bir dönemde Kur’an-ı Kerim siyasilerin sığınağı olmuş, siyasetçilerin bazıları her türlü siyasi malzeme olarak kullanmaktan bahis duymamışlardır. Bizler seçmen olarak akıldan, bilim ve felsefeden uzaklaştığımız sürece elimizdeki tüm kazanımlarımız buhar olup gidecek gidecektir. Uyandığımızda ise iş, işten geçmiş atı alan Üsküdar'ı geçmiş olacaktır...