Alnımıza yazılı olan için iyi beklentiyle yeteri kadar gayret gösterdiğimizde gerçekleşecek alnımıza yazılı olan.
Bireysel iradenin kadere etkisi bu kadar işte…
Bazen öylesine rutin kabullerle hayata bakarız ki kader kendini tekrar eder durur.
Ne zamanki biz bunu farkeder ve kabullerimizi değiştirir yeni kader beklentimizi göndeririz Allah'a o da açar yeni sayfayı. Bunu kendimde uyguluyorum uygulayacağım da inşallah.
Eskiden, karşımdakinin olası niyetini/ düşüncesini okur sözüm ona yiğitlik yapar onun işini kolaylaştırıp bana ulaşmasını sağlardım en azından yolundaki taşları ayıklardım
Böylece yaşadığım her ilişkide iki evliliğimde de bu kısır döngüyü yaşattım kendime. Böylece yaşadığım her ilişkide iki evliliğimde de bu kısır döngüyü yaşattım kendime.
İkincisinde farklı ama aynı hikâye.
Esas oğlan kızdan küçük öğrenci önünde aşılması gerek dağlar var. Kız şahmeranya dağların tümünü sırtlandı aşkı uğruna Sonra ne oldu kız yoruldu aşk da bitti.
Öyle değilmiş işte canısı. Doğru olan her iki taraf içinde kimliğe uygun doğru davranışı gösterecek. Kız herifliğe soyunmayacak Erkek de kızdan kendine doğru adım atmasını bekleyip işin kolayına kaçmayacak.
Oğlan yiğitlik yapıp duygularını anlatacak karşılık almayabileceğini varsayıp sonucu göğüslemeyi göze alarak. Kız da sevildiğinin değerli kılındığının keyfini onurunu yaşayıp güvenle yüreğini açacak.
En azından ben bu gerçeği yeni farkettim.
Bu yüzden diyorum anlamsız yiğitlik gösterisinde bulunup kimsenin işini kolaylaştırmıycam. Bir gün birisi sahiden ben olduğum için beni değerli bulur sever yiğitçe yüreğini açarsa elbette ben de değerlendireceğim ve kader sandığım kısır döngünün dışında keyfini yaşayacağım. Bu zor kadını oynamak değil, olunması gerekeni olmak bence
El uzatmak değil kadın için yiğit olmak uzatılan eli sadece yüreğinle tartıp tutulası olduğunu anladığında da riyakâr kaprisler yapmadan tutmayı becermek. Kadının yiğitliği bu kadar.
Erkeğin yiğitliği de işte böyle bir kadına gönlü düştüğünde el uzatmayı sorumluluğunu üstlenerek bilecek Ölene kadar da bırakmayacak.
Bütün mesele bu aslında.
Biz ya da ben dengeleri bozdum doğanın kanununa ters konumlarda yer aldım hep. Erkek rolünü öylesine benimsemişim ki karşımda erkeğe kendini erkek gibi hissetme ve sorumluluğunu üstlenme fırsatı tanımamışım hiç. Kendimi de zaman içinde kendi gözümde bile erkek gibi görmeye başlamışım.
Doğal olarak herkes de beni oğlan çocuğu olarak görmeyi beninsemil. Hadi gel erkekler bu tarafa diye çekiştirmeleri bile bu konuda nasıl başarılı bir rol üstlendiğimi gösteriyor. Kadın olarak bile görmüyorlar artık beni.
Bi taraftan da rahatlık da aslında. Birçok anlamda özgürlük kadın kimliğini yadsımak.
Kendim biçtim bu rolü kendime. Kimsenin suçu yok ki.
Ama şimdi işe saçlarımı uzatmakla başlayıp Oğlan çocuğu Nermin’i uğurlamaya karar verdim. Normal kadınlar gibi davranmayı öğreneceğim. Kırk gün birine deli deyince deli olurmuş de mi. Hem çok da keyifliymiş akıllım birinin sana beğeniyle baktığını fark etmek.
Çocuklarımın bakışlarında bile komçnum değişikliğini farketmeye başladım şimdilerde..
Bu gün kızım bile “sakın anne saçlarını kestirme annemmişsin gibi hissetmeye başladım” dedi.