Emperyalizmin ahtapot gibi saran kolları her geçen gün canımızı daha da çok yakıyor.
Bu durumu görüp bilenlerin önemli bir kısmı siyasiler, iktisatçılar, gazetecilerin önemli bir kısmı ( istisnalar hariç ) kendi ikballeri için bu olumsuzlukları, ülkenin üzerine oynanan oyunları görmezden, bilmezden, duymazdan gelmektedir.
Prof.. Dr. Ümit Kocasakal'ın aşağıdaki ifadeleri; Emperyalizmin en büyük gücü; Yapmak istediklerini kurgulu iktidarlara ve / veya muhalefete yaptırıp söylemek istediklerini mandacı iktisatçılara ,siyasetçilere ,gazetecilere , sözde muhaliflere söyletilebilmesi tüm bu aktörleri de yetiştirip " gerekli " yerlere getirilebilmesidir .
Yaşananlara, yaşadıklarımıza baktığımızda Kocasakal'ın tespitlerinin ne kadar doğru ve haklı olduğunu görürüz. Halkımız Emperyalizmin yerli işbirlikçileri ve maşaları tarafından bilinçli ve sistematik bir şekilde borçlandırılıp, yoksullaştırılarak, kafasını kaldıramaz hale getirilip, küçük fotoğraf gösterilip büyük olanı bakmaya, görmeye mecal bırakılmamıştır.
2002 yılında sıfır şehitle teslim aldıkları iktidar yıllar içinde sayısız şehit cenazeleri ile tanışmış, “analar ağlamasın” sloganıyla teröristleri aklanması hafızalardan silinmedi.
Özelleştirme adı altında ülkenin tüm kazanımları haraç mezat satıldı. İşsizlik arttı, enflasyon üç haneli rakamlara ulaştı.
Örf ve adetlerimizden uzaklaştırıldık bencilliğin adı iş bilirlik oldu.
Milli eğitim, askerlik, sağlık paralı hale getirildi.
Sınırlarımız yolgeçen hanı, kevgir oldu.
Üç kuruşa vatandaşlık satıldı.
38 kişilik sınıfta 3 yerli öğrencinin eğitim ve öğretim gördüğü olay manşetlere düştü.
Andımız kaldırıldı.
“TC” ibaresi tabelalardan söküldü.
Biz ekonomik krizle boğuşurken, ülkenin demografik yapısıyla oynanıyor.
Bu uzatılabilir listeye rağmen bizler uykuya devam ediyoruz.
Ne diyelim?
İyi uykular!