İşkence

Mehmet EROĞLU

Değerli okurlar son günlerde gündem olan gerek ceza evlerinde gerekse karakollarda işkence olaylarının arttığı ve işkencelerin mutat hale getirildiği haberleri alınıyor. Ne olursa olsun işkence bir insanlık suçudur.

Üikemde/

İşkence, savaş durumu dahil, hiçbir koşulda istisnası olmayan mutlak bir yasaktır. İşkence insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde ve Anayasanın 17/3.maddesi ile TCK 94. maddede açıkça yasaklanmıştır.

Mhail Abakunin şöyle der:

”Bir halk ya da bireye baskı herkse baskı demektir. Hepimizin özgürlüğüne tecavüz olmadan, birimizin özgürlüğü iğfal edilemez.”

Değerli okurlar ülkemde

12 Eylül Faşist darbesinde faşist generaller tarafından yapılan darbede ülkemde ne kadar yurtsever varsa gerek sağdan gerek soldan hepsini zindanlara atıp orada insanlığa yakışmayacak işkenceler yapıldı. Hatta çoğu bu insanlık dışı işkencelere dayanamayarak hayatını kaybetti. Bunlardan biride ağabeyimin kızı yiyenimdir.

Bir sağdan bir soldan olsun diye iki gencin canına kıydılar. Hatta bunlardan birinin yaşı küçük olduğundan doktorlara rapor verdirerek idam ettiler.

Hepsine lanet okuyorum. Ülkemi ve ülkem insanlarına bu kadar büyük acılar yaşattıkları nedeniyle büyük lanet okurum. Yaşamım boyunca da edeceğim.

NELSON MANDELA'NIN BİR ANISI

Başkan olduktan sonra askerlerimle bir yürüyüşe çıktık. Yürüyüşten sonra bir restoranda öğlen yemeği yemeye gittik.

Restorandın ortasında bir masaya oturup yemek siparişlerimizi verdik. Yemeklerimizi beklerken yan masamızda tek başına oturan bir adam gördüm.

Adamın yemeği masasına ulaşınca, askerlerimden birinden gidip adamı bizim masamıza davet etmesini istedim. Adam yemek tabağını alıp yanımıza geldi ve benim yanıma oturdu.

Sessizce yemeğini yerken ne yüzüme bakıyor, ne sohbetimize katılıyor ne de göz kontağı kuruyordu. Adamın elleri sürekli titriyordu.

Yemeğini bitirince adam sessizce kalktı, bana bakmadan hoşça kalın der gibi elini salladı. Ben adamın elini sıktım ve adam masadan uzaklaştı.

Adam gidince güvenlik görevlilerimden bir tanesi şöyle dedi:

-Efendim o adam çok hasta olmalı. Yemeğini yerken eli sürekli titriyordu.

"Hayır, hiçte öyle değil! Adamın elleri o sebepten dolayı titremiyordu," dedim ve sonra da ekledim:

"Adam ben hapisteyken benim gardiyanlarımdan bir tanesiydi. Bana saatlerce işkence yapıldığında, bağırıp bana su vermesi için yalvarırdım. Ama bu gardiyan bana su vermektense, alay eder, kafama işerdi.

O adam hasta değildi, sadece artık Güney Afrika'nın Başkanı olduğum için benden korkuyordu. Onu hapse göndereceğimden, bana yaptıklarını ona yapacağımdan, beni aşağıladığı gibi onu aşağılayacağımdan korkuyordu ama ben öyle bir insan değilim. O tür davranışlar benim karakterimin ve etik değerlerimin parçaları değiller.

İntikam almak isteyen zihinler ülkeleri darmadağın ederler, barış isteyen insanlar ise ülkeler yaratırlar.

Özgürlük için satın almaya gerek yok. Ruhunuzu satmayın yeter.

Mandelalar çok olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.