Ülkede enflasyon, neredeyse üç haneli rakamlara ulaştı,
Bizim sokakta kiralık üç daire ilanı vardı, bir arkadaş üşenmemiş tek tek arayarak aylık kira bedellerini sormuş.
Yanıtlara 20,15 ve 12 bin lira istendiğini anlattı. Bu tutar 7 bin 500 lira emekli maaşı ve 11 bin küsur olan asgari ücret düzeyinin üzerinde ve düşündürücü bir rakam...
Hastanede film çekimi (sintoğrafi) için yakın zamanda istenirse 715 lira, beklersen 6 ekimde ücretsiz olacağından söz edilmesi sağlığın paralı hale gelmesi değil midir?
Sınırlarımızdan Afgan ve Suriyeli birçok kaçak, ülkeye sığınmacı olması sonucu demografik yapımız konuşulmaya başlandı.
Hatay’da dünyaya gelen her üç bebekten ikisinin Suriyeli olduğu iddiaları var.
Sabit ve dar gelirli, Emekli ekonomik krizle boğuşmaktadır.
**
Bazı kişilerin söylemleri ilginçtir...
"Elim kırılaydı da. ", "şerefsizim bir daha verirsem...",
"Yemin ederim ki bir daha oy vermem.. "
Bu tür yüksek sesli söylemleri her ortamda, günlük yaşamda duyar olduk.
**
Halam,
"Eskiden insanlar yalan yere yemin etse, yemin tutar, 40 gün sonra ölürdü, Ah! Alanın bedduası geçerdi" diye bize anlatır, öğütlerdi. Birgün bizim bağımızdan geçerken çıkışta papuçlarındaki toprağı silkmiş, Babamız öldüğü için bizleri kastederek yetimin toprağı bile korunmalı derdi.
**
Kocası Hacı Hasan'dan korkan Yelaldı kızı Emine kadın, oğluna sünnette takılan altınları bulunamayınca öksüz bir kızın aldığı yalanını söyler, bu arada altınlar bir köşede bulununcaya kadar kocası yemin ettirince 40 gün sonra vefat eder.
Hacı Kuru Mustafa karısı Teslime kadın, kızını taciz eden Karafakılı lakaplı Mehmet oğlana beddua eder. "kuduz köpekler dalayasıca" diyerek. Bir gün Mehmet oğlanın yanına küçük bir köpek eniği gelir, elini yalar, çok geçmez, Mehmet yanındakilere saldırmaya başlar, "dalarım ha!" der. Kuduz mikrobu kapmıştır, bilge birisi üzerine su döker ve Mehmet çırpınarak ölür.
**
Bugün Allah, kitap yemin edenler ile birlikte din ve inançların da kullanılmalarını üzülerek görüp izliyoruz. Toplumumuz ve yarınlarımız adına düşündürücü günlerden geçiyoruz. Üstelik her iki kulvarda da Siyaset mecrasının sıkıntılı olması da cabası...