Değerli okurlar 7 Haziran seçimleri yapıldı. Seçmen bu seçimde hiçbir partiye tek başına iktidar olma yetkisini vermedi.
En fazla milletvekili AKP olmasına rağmen seçmen ona mola verdi.
Anlayacağınız AKP icraatlarını beğenmedi. Hele yolsuzlukla suçlanan dört bakan ve bazılarını yüce divana göndermemeleri AKP siciline işlenen bir kara leke olarak kaldı.
İşin en garibi de hırsızlıkları ve yolsuzlukları araştıran soruşturan hâkim ve savcıları görevlerinden alındı.
Polisler darmadağınık edildi. Sen misin bu yolsuzluk yapanları yakalayan..
Kimisi açığa alındı kimisinin görevine son veridi.
Türkiye’de bu zamana kadar bu denli yolsuzluk ve hırsızlık ne duyuldu ne de görüldü. Ama bu dönemde yolsuzu ve hırsızı yakalayan ve soruşturan adli ve kolluk kuvvetleri adaletsiz bir şekilde kıyıma uğradılar.
Anlayacağımız adalet mülkün temeli olmaktan hak ve hukuk denen kavramlar tepe takla edildi. Adaletin Ası bile kalmadı. Milletin gözü önünde yasalar rafa kaldırıldı.
4+4 eğitim düzeni diye eğitimin temeline dinamit kondu. Hem de bunu koyan Cumhuriyet döneminin kazanımları ile okuyan ve sözde prof. Olan birisi.
AKP dışında bütün muhalefet partiler seçim meydanlarında bunları yapan AKP hükümetinden hesap soracaklarını uzunca anlattılar. Hatta Sayın Bahçeli “Hesaplaşma olmadan helâlaşma olmaz” diye çok güzel bir şekilde fikrini açıkladı.
Ama Sayın Bahçeli ilk günde çıkıp koalisyona girmeyeceğini bu hususta kapılarının kapalı olduğunu söyleyerek millette bir tedirginlik yaptı.
Sayın Bahçeli koalisyona girmeden nasıl hesap soracaksın.
Sayın Bahçeli ne zaman AKP dara düşse zor da kalsa AKP’nin can simidi oluyor.
Yarın meydanlarda Sayın Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri çıkıp “görüyormusununuz bunlardan bir şey olmaz demedik mi”? Diye muhalefeti suçlayacaklar.
Sayın Bahçelinin seçim konuşmaları ve televizyon konuşmalarını dinledikçe iyi ki böyle bir devlet adamımız var diyorum. Ama icraata gelince bir şey yok.
CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu durumu çok iyi analiz yapması gerekir. Sayın Davutoğlu gelip koalisyon teklifi yapınca hemen sizinle koalisyon yapmıyorum dememesini istiyorum. Davutoğlu’na şartlarını söyleyecek meydanlarda halka verdiği sözleri anlatacak 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının tekrar açılacağını ucu kime dayanırsa dayansın sonuna kadar gidileceğini bozulan adalet ve eğitimin tekrar restorasyona alınacağını kısacası AKP Hükümetinin tahrip ettiği her şeyi düzeltilmesi gerektiğini anlatmalı.
Bu isteklere AKP mutlaka karşı çıkacak. Zaten AKP yetkilileri 17 ve 25 Aralığı asla gündeme getirmek istemiyorlar çünkü sonunun nereye uzanacağını iyi biliyorlar.
İşte o zaman Sayın Kılıçdaroğlu biz şartlarımızı şunu şunu istedik AKP bunlara razı olmadı diye kamuoyunda hükümetten veya koalisyondan kaçan bir parti durumuna düşmeyecek.
Şu anda hükümet kurmanın zorluğu ortada ama kurulsa dahi ekonomi çok kötü bir durumda o nedenle parti liderlerinin halka bu durumları çok teferruatlı anlatmaları gerekiyor.
Aydınımızda CHP dört milletvekili çıkarması çok şaşırtıcı bir durum değildi, beklenen oldu. Burada başta Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu olmak üzere İl yönetimine ve değerli merkez ilçe yöneticilerine candan kutlamak gerekiyor, çok çalıştılar.
Seçimi kazanan milletvekillerimize de başarılar diliyorum.
Ama seçilen sayın vekillere bir önerim olacak. Kesinlikle her cumartesi ve Pazar Aydın’a gelerek seçmenlerle ilişkilerini daima sıcak tutmaları gerekiyor.
Çünkü Sayın Erdoğan’ın ne yapacağı belli olmaz haydin seçime diyebilir. O nedenle asla Aydın’ı terk etmemeliler.
Bence ufukta erken seçim görülüyor. Seçilen milletvekilleri seçmene mutlaka karşılıklı ve telefonla ulaşmalılar. Mutlaka geleceğe yatırım yapmaları şart olduğunu bilmeleri gerekir.
Bu nedenle ilerde şartlar ne getirir şimdilik belli değil buna rağmen kurulacak hükümetin ülkemize ve ulusumuza hayırlı olmasını dilerim.