İbret dolu günler yaşıyoruz değerli okurlarım…
Fakir hakir olduğu için bulabildiği dere yataklarına ev yaptığı için, ya da bulabildiği kötü şartlardaki evlerini sel bastığı için acılar yaşıyor…
Zengin deniz kenarlarına sayfiye evleri yaptığı için deniz taşınca evi, arabası sular altında kalıyor o da sıkıntılar yerine göre mağduriyetler yaşıyor.
Son haftalarda bir de milyon dolarla kazanma hayaliyle milyon dolarlarını kötü niyetli insanlara kaptıran spor camiasından olsun iş dünyasından olsun para, şöhret ve ün sahibi kimselerin kaptırdıkları milyon dolarlarla ilgili haberler servis ediliyor medyaya durmadan.
O kadar çok ve farklı bilgiler ve belgeler dolaşıyor ki ortalıkta kimin haklı kimin haksız olduğunu bilmek bir yana, düne kadar sevdiğiniz saydığınız insanların düştüğü bu durumları görünce insanlığa karşı da güveniniz sarsılıyor…
Şimdi bu olanı biteni bir yana koyalım ve genellikle esnaf dükkânlarında rast geldiğimiz şu sözlere bir kulak verelim derim:
Dost istersen Allah yeter,
Mürşit istersen Kur'an yeter,
Delil istersen Muhammed yeter,
Meşgale istersen ibadet yeter,
Zenginlik istersen kanaat yeter,
Şeref istersen İslamiyet yeter,
İbret istersen ölüm yeter,
Düşman istersen nefsin yeter,
Bunlar da yetmezse, Cehennem yeter…
“Kimsesiz hiç kimse yok, herkesin var kimsesi
Kimsesiz kaldım, yetiş ey kimsesizler kimsesi” La Edrî
Lâ- Edri, -Söyleyeni bilinmeyen- şâir gerçek anlamda hiçbir kulun kimsesiz olmadığını, Allah’ın bilhassa “Kimsesizler Kimsesi” olduğunu, Allah’tan başka gerçek anlamda kimsesi olmadığını dile getirirken, dolaylı olarak da hayatta insan için gerçek Dost’un Allah olduğuna dikkat çekiyor…
Biz de İNSAN şiirimizde şöyle dikkât çekmiştik bu konuda:
“İnsan, insandır!..
Duvara dayanma göçer
Ağaca yaslanma çürür
İnsana bağlanma ölümlüdür…
…. “
Günümüzde “ego” olarak da söylenen, nefis ve enaniyet rodeo sporu yapan vahşi hayvanların sırtına binip de gösteri yapan insanların haline benzetilmektedir. Çünkü, tamahkârlık, kumar, iddia, at yarışı, piyango, kazı kazan, spor-toto, kumar vb şans oyunlarında emek çekmeden, ter dökmeden bir anda çok paraya sahip olma hayaline dayanan konulardır.
Bu tür konuların bağımlılarının sınıf ayırımı da yoktur. Zengin, fakir demeden herkes cebindeki parası ölçüsünce bu konularda faaliyet göstermektedir. Bütün mesele bir koyup, beş, on, on beş kat kazanmaktır.
Saydığımız değer olmayan değer yargılarını kendilerine rehber edinen gerek birey olsun, gerekse toplum ya da devlet kurumu rakamsal olarak kazançları ne kadar çok olursa olsun, insana mutluluk ve huzur götürememekte tam tersine acılarla dolu hatıralar zinciri bırakmaktadır geride…
Bu konudaki en canlı örnek de İsrail devletini kuran ve yöreye yerleşen Yahudilerdir.
Yahudiler Abdülhamid döneminde Osmanlı’dan toprak satın almak istemişlerse de bunda başarılı olamamışlardır. Ne var ki 1880’den itibaren gizli ya da açık bir şekilde yörede toprak satın alan Yahudiler 1948'de İsrail Devleti'nin kuruluşunu ilan etmişlerdir. Bugün ise, Arapların olmadığı bir coğrafya için her türlü yolu denemektedirler…
Dedik ya “İbret dolu günler yaşıyoruz!..” diye…
Allah, birey olarak önce kendimizin sonra da toplumumuzun ve insanlığın aklını başına aldırmak nasip etsin…
NOT: VEFAT ve TAZİYE!..
27 Kasım 2023 günü Kayınbabası Burhan AKSARAYLI'yı kaybeden Servet TÖZ Beyefendiyle eşine baş sağlığı ve sabırlar diliyoruz. Merhuma ALLAH’tan rahmetler diliyoruz. Mekanı Cennet olsun…
GÜL/AYDIN…. SEVGİLERİMLE…