Kuşadası Üçgözler sitesinde bulunan yazlığımdan sabah erken kalkar deniz kenarında arkadaşlarla buluşur iki saate yakın bir yürüyüşten sonra bir saate yakında topluca denizde yüzer sonrada saat ona doğru evlerimize döneriz. Tabi bu yürüyüşlerde ve deniz sefasında şaka espri gırla gider. Anlayacağınız uyumlu ve güzel bir birlikteliğimiz olur.
Bu gezilerde bürgün Çetin Ardıç birlikte yürüyüş yaptığı arkadaşı bizim guruba tanıştırdı. “Arkadaşlar sizlere Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli deprem bilimcisi Sayın Prof. Ahmet Ercan beyi tanıtayım” dedi. Hepimiz bu değerli hoca ile tanışmaktan son derece memnun olduk. Ama ben kendisine “Sayın hocam siz bundan yıllar önce Milet müzesine geldiniz orada Milet antik kentinin depreme dayanıklılığı hakkında uzun bir araştırma ve inceleme yapmıştınız Ben o zamanlar o müzenin yöneticisiydim. Hatta o araştırma sonucu düzenlemiş olduğunuz rapordan bir adette bana vermiştiniz. Ben halen o değerli raporunuzu saklarım. Siz beni nasıl hatırlamazsınız” diye sitem ettim. Bu çok sevdiğim değerli insan beni hemen tanıdı Mehmet Bey siz misiniz diye bana sarıldı. Yıllar sonra bu deprem bilimcisi hoca ile birlikte olmaktan mutlu oldum.
Bir gün sabah yürüyüşünde bana “Mehmet Bey şu Kadıkalesi’nde yapılan kazıyı gidip bir görelim hem oradaki kazı başkanından uzunca bilgi alalım eğer yoksa sizler bizi bilgilendirirsiniz” deyince, kararlaştırdığımız bir günde sabah 8 de tahminen on kişilik bir gurupla Kadıkalesi’ne vardık.
2001 yılından beri Kadıkalesi’nde kazı yapan Eğe üniversitesi sanat tarihi Prof. Dr. Zeynep Mercangöz başkanlığında kazılar yürütülmektedir. Sayın kazı başkanı bize çok yakın ilgi göstererek gerekli ikramlarda bulunduktan sonra kazı alanına giderek kazı hakkında geniş bilgiler verdi. Bu değerli bilim insanı Nazillili sayın Ahmet Ercan Beyle dostluğumuz başladı.
İnsanlığı, toplumları, ülkeleri ve Ulusları ayakta tutan kim diye sorarsanız bilgili ve bilge kişilerdir. Bilge olmak başka bir deyimle akil olmak, aydın olmaktan, akıllı ve zeki olmaktan farklı bir şeydir.
Bakan, müsteşar, milletvekili, general, gazeteci, başbakan, cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Ama aydın olmak bilge kişi olmak farklı bir şeydir. Aydın, bilge kişi; insanlığı, toplumu aydınlatan kişidir. O eserleriyle var olur. Diğerleri ise geçici unvanlardır, bir gün mutlaka son bulur..
İnsanlığın, toplumların, devletlerin gelişmesini sağlayan temel unsur bilgidir. Gözlemleyen, sorgulayan değişime , büyük ölçüde ilgilenen bireyler toplumun en önemli unsurlarıdır..
Aydın kişiler; bilginin çoğalması ve yaygınlaşması için elinden gelen gayreti ve özveriyi göstermesi her zaman topluma karşı olan borçlarıdır. Aydınların ve bilge kişiler bilgi ve donanımını sadece kendine saklar toplumdan uzaklaşırsa o kişi toplum gözünde yozlaşmış veya yobazlaşmış olur.
Aydın: kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli bireydir.
Tekrarlarsak aydın; düşüncesi ve etkinliği ağır basan, düşünsel etkinliklere yönelmiş, bilgili, okumuş, Ülkesine ve Ulusuna yararlı olan önemli bilge kişilerdir.
Aydın İnsan; aydınlık düşünceye sahip olan, bağnaz düşüncelere saplanmamış olan, gelişme ve yenileşmeye karşı durmayan insandır.
Bilge kişi Ahmet Ercan Aydın Kuşadası yuvam kur sitesinde eski bir ev aldı. Evin restorasyonu ile epey uğraştı
Sayın Ahmet Ercan yazın yazlığına geldiği zaman veya aldığı evi restore ettirirken bir malzeme lazım olduğu zaman elektrikli bisikletine biner ve malzemeyi alır gelir.
Yazın sabah yürüyüşlerinde bakarsın bisikleti ile hızlı bir şekilde yanımızdan geçer “Günaydın Mehmet ağabey” diye selam verir.
Hiçbir zaman “Ben önemli bilim adayım” dediğini duymadım.
Herkesle konuşur tartışır. Hiç kimseyi ayırıma tabi tutmaz. Bir bakıyorsunuz on kişiyi toplamış onlara deprem ve bazı konularda bilgi verir.
Ben Hollanda başbakanının bisikleti ile işe gidip gelmesini çok kıskandım. Ülkemi yönetenlerin durumlarına bakıyorum bir de Hollanda Başbakanının bisikletli halini görünce.
Acaba bizi yönetenler ne zaman Hollanda Başbakanı gibi sade bir hayat süreceklerini ve halkını düşünen bir yönetici olacaklar diye kendi kendime soruyorum.
Sayın Ahmet Ercan yazın yazlığına geldiği zaman veya aldığı evi restore ettirirken bir malzeme lazım olduğu zaman elektrikli bisikletine biner ve malzemeyi alır gelir.
Yazın sabah yürüyüşlerinde bakarsın yine elektrikli bisikletine binerek hızlı bir şekilde Güzelçamlı’ya kadar gider. Davutlar’da ve Güzelçamlı’da kalabalık bir dost gurubu ile sohbet eder.
Hocamın depremler konusunda epey bir yayınlanmış kitapları var.
Sayın Ercan sadece depremlerle ilgili değil sosyal siyasal ve ekonomik konulara da epey duyarlı ve bilinçli. Yazdığı makaleler nerdeyse belgesel niteliğindedir.
Bu değerli bilim adam hakkında ufacık bir yazıya yazmak doğru değildir. Ama beni bağışlasın benden anca bu kadar.
Sonuç olarak Hollanda başbakanının bisikleti ile Ahmet Ercan’ın bisikletini kıskandım.