Memlekette, yakılıp yıkılmadık yer, acıtılmadık can, zarar verilmedik mal bırakmadınız. Kesilmedik ağaç, satılmadık toprak bırakmadınız. Hadi bize acımadınız kıydınız. Hadi doğamıza acımadınız kıydınız. Ormanlarımıza kıydınız, topraklarımıza kıydınız, tarımımıza hayvancılığımıza kıydınız, koca koca dağlarımıza tepelerimize kıydınız. Çocuklarımıza, kadınlarımıza kıydınız, yurtlardaki öğrencilerimize kıydınız anladık da, şimdi sıra yaban hayvanlarına mı geldi? Ne anlıyorsunuz sürmeli gözlü ceylanlardan? Ne istiyorsunuz tablo gibi keçilerden? Bu ülke sizin olsa canınız yanar, acırdınız bizim canımızın yandığı acıdığı gibi. Siz bu memleketten değilsiniz. Dahası bu memleket sizin değil bizim. Onun için bu kadar canımız acıyor. Sizinki hiç acımadığı gibi.
Diğerlerinin (tahrip edilen, yok edilen her şeyin) cevabını az çok biliyorum, buluyorum da bunun cevabını bir türlü bulamıyorum. Nedir geyiklerden alıp veremediğiniz? Nedir çengel boynuzlu yabani dağ keçilerinden alıp veremediğiniz? Nedendir bu ülkenin bütün değerlerine verdiğiniz zarar? Şimdi geyikleri avlıyor, avlatıyorsunuz. Bunu hangi mantıklı sebep için yaptığınızı çok merak ediyorum. Neden her türlü işin başında o işi bilen uzman insanlar yok? Bu ülke, sizin elinizde oyuncak olmak zorunda mı?
Ne liyakat kaldı, ne prestij. Herkes kendi kafasına göre iş yaparsa bu işin sonu nereye varacak. Kimbilir daha bilmediğimiz neler oluyor? Kimbilir daha hangi hayvanlarımızın nesli tükendi? Kimbilir hangi endemiklerimiz artık bizim olmaktan çıkıp başkalarının ellerine geçti? Biz sadece basına yansıyanları duyabiliyor, görebiliyoruz. Yurt dışında adamlar tek bir taşlarına zarar gelmesin diye neler yapıyor, değerlerine nasıl sahip çıkıyorlar. Şimdi bu ülke bir başka ülkenin elinde olsaydı, ülkenin taşından, toprağından, sadece turistleri gezdirip, göstermekle ülke ekonomisini düzeltir, ekonomisinin en iyi ülkeler içinde yer almasını sağlarlardı. Bizde nasıl oluyor; gördüğünüz gibi hergün başka bir köyde, hergün başka şehirde başka bir bölgede insanlar ellerindeki pankartlarla, dövizlerle. Zavallı bir şekilde umutsuzca hak arama peşinde koşuyorlar. Köylerimizi, akarsularımızı, tarlalarımızı, topraklarımızı, yakıp yıktığınız her şey yüzünden değiştirdiğiniz iklimlerimizi bile korumak için. Sadece yandaşınız diye ruhsat verdiğiniz yerlerde, dere yataklarında yapılan evler, binalar yüzünden durmaksızın yaşadığımız sel felaketleri, durduğu yerde yıkılan binalar, bunlara bağlı ölümler bilinçsizce yaptığınız, yaptırdığınız işler yüzünden meydana geliyor.
Dünyada hiçbir ülke ve insanı yoktur ki, kendi toprağını yine kendi insanından korumak zorunda kalsın. Dünyada eşi benzeri olmayan birçok zenginliğimizi Salda Gölünü bile yok etmeye kalktınız. Bunu neyle açıklarsınız bilmem ama; bu insanlar artık sizden çok yoruldu ve bıktı biz ülkemizde sakin, sorunsuz, hergün gündemin değiştirilerek saçma sapan sürprizlerle karşı karşıya kalmadığımız bir dünyada ve kandırılmaya çalışmadığımız bir ülkede yaşamak istiyoruz. Tıpkı Atatürk’ ün bize zamanında, onlarca fabrika kurup emanet ettiği ülke gibi, değer görmek istiyoruz mesela. Biz; Çocuklarımız, kadınlarımız, hayvanlarımızla, milli değerlerimizle, milli zenginliklerimizle bir arada mutlu yaşamak istiyoruz. Bizi, bize bırakıp gider misiniz?
Burada herkese çok iş düştüğü gerçeği var. Kimse elini taşın altına koymuyor koymak istemiyor. Herkese özellikle korkan herkese sesleniyorum REHBERİNİZ ATATÜRK OLSUN! KORKMAYIN! Sosyal medyada çiçek böcek paylaşıldığı zaman yüzlerce beğeni koyan arkadaşlar iş böyle paylaşımlara gelince neden duyarsız davranırlar ki? Bu vatan da, bu Vatan nın değerleri de bizim. Kimse elini taşın altına koymuyor. ‘’Bize dokunmayan yılan bin yaşasın’’ mantığıyla hereket eden dostlar; o yılan, bir gün sizi de sokacak, bakalım o gün geldiğinde ne yapacaksınız? Bu kadar dua ediyoruz yalvarıp yakarıyoruz da bunlar neden hala bize bunları yapıyorlar! Ey! İlahi adalet nerdesin? Bizden misin, onlardan mı? Söyle bir bakınca onlardansın gibi görünüyor. Sen bizden olduğunda vatan elden gitmiş, biz bizden geçmiş olacağız! Geçmiş olsun!
Kendi düşüncemi yazmak ve bazı sorular sormak istiyorum;
1-Neden bu hayvanlar avlanmak isteniyor?
2- Avcılar bunların sekiz yaşında olduğunu nasıl anlıyorlar? Tam da av sırasında.
3- Size inandırıcı geliyor mu, sadece sekiz yaşındakilerin avlanacağı?
4- Bunun ucunda bir para ışığı görülmese, bu hayvanlar asla katledilmezdi. Ama bu sebebi bilmeyen sadece biziz!
5- Bakalım daha sıra nelere gelecek?
6- Susmaya devam edersek elimizde kalan üç beş değerimizde elimizden uçup gidecek.
7- ondan sonra oturup ağlamanın kimseye faydası yok. Kuruların yanında yaşlarda yanacağız! Oturup ağlamanın kimseye faydası yok! Bu böyle biline!
Bir haber kaynağından edindiğim bilgi şu ki, bunun sebebi konusunda bilgi verir sanıyorum. Özetle, para için yapamayacakları yok!
Adıyaman'da 8 yaşını geçen 30 dağ keçisi için açılan ihaleye giren aralarında yurt dışından gelenlerin de olduğu avcılar, kentteki 29 keçiyi avladı. Ekiplerin nezaretinde avlanan keçilerin boynuz ve derilerini alan avcıların ödediği ücretin yüzde 60'ı ise bölgedeki köye aktarılıyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekipleri, geçen yıl sonuna doğru Sincik ilçesindeki Devlet Avlığı'nda bulunan dağ keçilerine ilişkin envanter çalışması yaptı. Çıkarılan envanter ile sayılarının 3 bin olduğu belirlenen dağ keçilerinden 30'unun 8 yaşının üzerinde olduğu için avlanması yönünde karar alındı ve doğrultuda ihaleye çıkarıldı.
Dağ keçilerinin avlanması için çıkılan ihaleyi kazanan yerli ve yabancı avcılar, jandarma ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekipleri nezaretinde ava çıktı. İhaleyi kazanan yerli ve yabancı avcılar şu ana kadar 29 dağ keçisini ekiplerin nezaretinde avladı.
Son olarak ABD'den gelen Michael Shaun ve Emieblcek Harris çifti; Sincik Devlet Avlağında 11 yaşında ve 130 santimetre boynuz uzunluğu ve 9 yaşında 118 santimetre boynuz uzunluğunda 2 keçiyi avladı.
"GELİRİN YÜZDE 60'I KÖY HESABINA AKTARILIYOR"
ABD'li çiftin dağ keçilerini avlaması kamuoyunda yankı uyandırırken, Doğa ve Milli Parklar Adıyaman Şube Müdürü İsmail Kozan,Adıyaman'ın avcıların en çok ilgi gösterdiği bölge olduğunu söyledi.
Dağ keçilerinin av turizmi açısından Adıyaman'ın avcıların ilgi gösterdiği bölge olduğunu belirten İsmail Kozan, "4915 Kara Avcıları Kanuna göre envanter çalışmaları sonucuna göre 8 yaş ve üzeri yaban keçilerinin vurdurulması için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne teklifte bulunuyoruz. Teklif sonrasında ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü onayıyla birlikte yıllık ortalama 20 ile 30 arasında değişen dağ keçisi için ihaleye çıkılıyor. Bu ihale sonucunda kazanan kişiler ilimize gelerek ekiplerimiz ve jandarma ekipleri gözetiminde avlanma yapıyor. İhale miktarına göre elde edilen gelirin yüzde 60'ı avlanma yapılan bölgedeki köylerin tüzel kişi hesaplarına ihtiyaçların karşılanması üzerine aktarılıyor. Dağ keçilerinin biyolojik yaşına göre 8 yaş ve üzerindekiler avlanıyor" diye konuştu.
AVCILAR KEÇİLERİN VURULMASINI İSTEMİYOR
Adıyaman Avcılar ve Balıkçılar Derneği Başkanı Mehmet Sitil ise dağ keçilerinin vurulmaması gerektiğini söyledi. Dağ keçilerinin belli bir yaşa ve boynuz uzunluğuna ulaştıktan sonra telef olma riski taşıdığını bu nedenle ihaleyle avlanmalarına olanak sağlandığını hatırlatan Sitil, "Avlanmaları yasal olarak doğru ama dağ keçilerinin vurulmasından öte çoğalmalarına olanak sağlanması gerekiyor. Dağ keçilerini bulundukları bölgede köy sakinleri kaçak avlanan kişilerden korumak için yoğun çaba gösteriyor. Biz dağ keçilerinin sayısının azalmasını değil çoğaltılmasını istiyoruz" dedi.
Bartın'da 10 karaca canımız, "av turizmi" adı altında katledilmesine izin verildi. Şu muhteşem canlıya insan nasıl kıyar? Avcılık, eski çağlarda bir ihtiyaçtı. Günümüzde ise gereksiz ve vahşi bir eğlencedir. Yaşamsal bir mecburiyet dışında başka hiçbir şey avcılığı meşru kılamaz.
Bitmedi; 398 erkek yaban keçisi, 25 hatalı boynuzlu şelek yaban keçisi, 45 dişi yaban keçisi, 12 melez yaban keçisi, 39 çengel boynuzlu dağ keçisi, 9 Anadolu yaban koyunu, 14 ceylan, 89 kızıl geyik, 167 karaca ve yüzlerce yaban domuzu avlanabilecek.
http://www.bartin.info/m/cevre/bartin-da-10-adet-karaca-avina-izin-h35493.html