Değerli okurlar bir gencin Sayın İmamoğlu’nun mitinginde söylediği “Her şey çok güzel olacak” sözü inanın bütün Türkiye’de çok önemli bir döviz oldu. Herkes birbirlerine “Günaydın her şey çok güzel olacak” diye selamlıyorlar.
Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi toplanıp 23 Haziran seçimlerine çok doğru bir şekilde katılma kararı aldı.
Parti Meclisi toplantısından sonra yapılan açıklamada: “Demokrasinin olmazsa olmazı olan Meclis denetimi, bağımsız yargı, tarafsız medya tarihe karıştı. Demokratik meşruiyetin elde kalan son kalesi olan sandık, millet iradesine kastedenlerin emellerine terk edildi.
“Demokrasinin temelini oluşturan ‘hukukun üstünlüğü’, ‘kuvvetler ayrılığı’, ‘seçme ve seçilme hakkı’ bu kararla açıkça ortadan kaldırıldı”. Deniyor.
Bunlar elbette çok yerinde saptamalar. Buna karşı ne yapılacağı “demokratik mücadelemizi artan bir azim ve güçlü bir kararlıkla sürdüreceğiz.”
Cumhuriyet Halk Partisinin aldığı bu kararlara sonuna kadar yürekten katılıyorum.
Bu seçim sonucunda bütün vicdanlı vatandaşlarında yüreğinde hissettikleri gibi Sayın Ekrem İmamoğlu’nun göz göre göre hakkı gasbedildi.
Her bir şey konuşma, ben ne dersem doğrudur özgürlüğü; hiçbir kimseye tanınmış bir hak değildir. Hele had bildirme haddi de hiç kimseye verilen bir imtiyaz değildir.
Özgürlükler bağlamında yasaların suç saymadığı bir eylem ve söylem üzerinden, yetkileri ne olursa olsun hiç kimseye had bildirme hakkı tanınmamıştır.
Hukukun hakim olduğu özgür, bağımsız demokratik çağdaş ülkelerde haddini bilmek de, hakkını bilmek de işte buradan başlar. Hem de had bildirmeyi kendisinde hak görenlere, haddini bildirerek.
O nedenle hiç kimse kendisini yasaların üzerinde göremez. “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” der bizim Anayasamız.
“Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.” “Yetkili Organ” olarak da ilk etaptan itibaren yasama organını, uygulatma alanı olarak da bağımsız mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Kendini bunun üzerinde görerek ahkâm kesme hak ve yetkisinde değildir.
Hazreti Ali Der ki:
“Eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa, bil ki sonu yakındır.
Eğer mazlum da ısrarla direniyorsa, bil ki zafer yakındır.”
Değerli okurlar 31 Mart seçimlerinden üç gün sonra İstanbul’da Sayın Cumhurbaşkanlığında 3 Nisan’da bir toplantı yapıldı. Bu toplantıdan sonar Anadolu Ajansı genel müdürü bir açıklama yaptı ve şöyle dedi: ” Ekrem İmamoğlu belediye başkanı oldum sanıyor onunda görecek” diye bir beyanat vermişti. İşte o gün içime bir şüphe düşmüştü. Anadolu Ajansı Genel Müdürü böyle bir demeci nasıl verir diye.
Bir yazarın “Dün trafoların kedisi bugün YSK yedisi” dediği gibi açıkça Sayın İmamoğlu’nun hakkı yendi.
Arzum ve dileğim, önümüzdeki günlerde yapılacak seçimler Sayın İmamoğlu’nun üstünlüğü ile bitmesi.
O zaman her şey çok güzel olacaktır.