Dünyada bitki ve hayvan türlerinin azalmasını önlemek için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Hayvan ve bitki türlerinin varlığı devamlı olarak izlenmektedir. Her yerde alan çalışmaları yapılmakta zoologlar araştırmalar yapmaktadır. NASA uzaktan algılama metotları geliştirmiştir. Bu konuda toplantılar düzenlemektedir. Bölgelerin zoolojik, demografik ve coğrafi verileri bilgisayarlar sistemiyle devamlı izlenmektedir.
Canlılar yaratılıştan bu yana bir denge üzerinde yaratılmışlardır. Ancak insanların doğaya hakim olmasıyla denge hayvan ve bitkilerin aleyhine gelişmeye başlamıştır. Hayvan ve bitkiler insanlar tarafından hızlı bir şekilde yok edilmeye başlamıştır. Her geçen gün binlerce hayvan ve bitki türü yok edilmektedir.
Koruma yöntemleri pahalı bir uğraşıdır. Ayrılan bütçeler yetersizdir. Bu konuda devlet ve sivil toplum olanakları birleştirilmelidir.
Öncelikle ülkede bitki ve hayvan türleri ve miktarları tespit edilmelidir. Hangi bölgede hangi türlerin yaşadığı tespit edilmelidir. Bu konuda belediyelere, orman ve tarım teşkilatlarına büyük görevler düşmektedir.
Ülkemizde yerleşim genelde düz alanlara yapılmaktadır. Verimli topraklar acımasızca tüketilmektedir. Buralarda yaşayan bitki ve hayvanlarda yok edilmektedir. Çevreci kuruluşların bu konuda çalışmaları yetersiz kalmaktadır. Bu konu tüm insanlarımız tarafından benimsenmelidir. Çevrecilik ilkokullardan itibaren okullarda çocuklarımıza öğretilmelidir. Bu konuda çocuklarımız ve insanlarımız aralıksız eğitilmelidir.
Deniz kenarındaki ilçelerde kaymakamlık yaptım. Buralarda denizlerde kaçak avlananlara var gücümle mücadele yaptım. Bir gün denizde kaçak çipura yavrusu toplayan bir kaçak avcının tankerini durdurup kontrol yaptık. Tankere deniz suyu doldurmuşlar. İçine hortumlarla şoför mahalline koydukları oksijen tüpünden on beş dakikada bir oksijen veriyorlar ve böylece gidecekleri yere kadar yavru çipuraları taşıyorlardı. Yakaladığımız tankerleri denize boşalttırıp kaçak avcıları adliyeye verdik. Yine baş edemedik. Adana DSİ Bölge Müdürlüğünden büyük kırık büz aldık. Tırla getirip sahilin iki yüz metre açığına rastgele koyduk. Kaçak balık avcılarının ağları parçalandı. Bizi mahkemeye verdiler. Çukurova Üniversitesi bilirkişi heyeti yaptığımız işlemin balık popülasyonunun artırılması açısından yararlı olduğuna dair rapor verdi. Mahkemeden beraat ettik. Bu uygulama diğer sahil ilçelerin de de uygulanmaya başladı. İlçede 24 saat görev yapacak çevre kirliliği mücadele komisyonu oluşturduk. Kaldığım süre içinde denizde kaçak avlananlara göz açtırmadım. Kayseri Talas Kaymakamıyken köylülerde meşe palamudu getirttim. Ali dağına 40 bin meşe palamudunu öğrenci, asker ve sivil vatandaşlarla diktik. O zamanki Çevre Bakanlığı çevreye karşı duyarlı olmam ve gerekli mücadeleyi yapmamdan ötürü bana bakanlık Çevre Beratı verdi. Ölünceye kadar da Çevre Vakfı gönüllü üyesi oldum.
Deniz kıyılarımızda denizin tabanını tarayan ve ne varsa öldüren avcılık sistemlerine karşı ağır cezalar getirilmelidir.
Ülkemizde orman yangınları da önemli bir yer tutmaktadır. Ormanlar yakın çevresinde oturan vatandaşlara zimmetlenmelidir. Onlara ormanları korumaları için destekler verilmelidir. Belli mevsimlerde ormanlara insan ve hayvan girişleri yasaklanmalıdır. Orman yangınları konusunda erken uyarı sistemleri kurulmalıdır. Bazı illerde Valilikler orman köylerine su tankları vermekte ve su dolu tanklar hazır bekletilmektedir. Bazı bölgelerde boşluklara su havuzları yapılmaktadır.
Yavaş yavaş ormanlarımız ekonomik ağaçlara dönüştürülmelidir. Badem, kestane, çam fıstığı gibi, zeytin gibi ağaçların dikimine daha fazla hız verilmelidir. Verimli tarım arazilerinin imara açılmasına kesinlikle izin verilmemelidir. Buralardan rant sağlanması kesinlikle önlenmelidir.
Bitki popülasyonu korunmalıdır. Buralardan yabancıların tohum ve fidan kaçırmaları önlenmeli ve ağır cezalar getirilmelidir.
Belli bölgelerde konuşlanan bilhassa kanatlı hayvanların yaşamaları kolaylaştırılmalı rahatsız olmaları engellenmelidir.
Göçmen kuşların eğlendiği yerler iyi korunmalıdır. Bu hayvanların tedirgin olmasına sebep olan engeller kaldırılmalıdır.
Afyon Dinar ilçesine bağlı Avşar köyünde vişne ağacı dikimine önem verdiler. Her sene belli tarihte Avşar dışından gelen Avşarlılarla binlerce vişne ağacı dikilmektedir. Köyde vişne sayesinde ekonomik durum çok yükselmiştir. Her yıl vişne festivali de yapılmaktadır. Meyve suyu fabrikaları köyden vişneleri alıp köylülere büyük paralar ödetmektedirler. Bölgede hayvan varlığımda buna paralel olarak artmıştır. Bu tür örnekler yurdumuzun her tarafında çoğaltılmalıdır.
Kütahya’da yararlı bir uygulama da şöyle yapıldı. Keklikler belli çiftliklerde yetiştirilip kırsal kesimde belli bir bölgeye bırakılınca dağılamıyorlar. Belli kayalıklarda toplanıyorlar. Bunu duyan kaçak avcılar da acımasızca bu hayvanları avlıyorlardı. Bunun için köylülerden keklik üretmeye meraklı vatandaşlara keklik yavruları verildi. Belli bir süre sonra onlardan alınıp kırsal kesime bırakıldı. Köylüler iki sene avlanmayınca yörede keklik varlığı çoğaldı. Köylü bu işin bilincinde olunca kendi ürettikleri keklikleri daha dikkatle korumaya başladılar.
Yazımın sonucunda söyleyebilirim. Çevremizi koruyalım Kızılderililerin dediği gibi çevre bize torunlarımızdan kalan mirastır. Onu ne kadar korursak canlıların yaşaması o kadar kolaylaşır. Doğanın dengesi bozulmaz.