Üniversite birinci sınıfa gidiyorum ikinci dönem olsa gerek bir gezi yaptık.Öyle şık giyinip gezip tozup yorgunluktan ölmedik. Gidiyordum hayatımda ilk defa çocuklar arasında çocukluğumu bulmaya gidiyordum. Yakındığım bir çok şeyin nasıl da değerli olduğunu anlayıp utanmaya gidiyordum.
Ve İsabeyli Çocuk Esirgeme Kurumuna yakın bir yerde durduk. Biraz yokuş vardı orayı çıktık. Ellerimizin ise birinde kocaman, ufak ufak dünyalar; diğerinde ise renkli renkli balonlar vardı.
Önce görevliler karşıladı bizleri. Bakıcıların yüzlerinde dahi tuaf bir ‘her şey normal’ ifadesi gelmiş oturmuştu adeta. Tebessümün sonbahar koktuğu bu yerde hangi şey bir anne eli olurdu dolanmış saçlara bilmiyorum.
Yaşları küçük olanları çıkarttılar bahçeye üçüncü adımında ayakları birbirine dolanacak kadar küçük.
Yaşamları ise sanki bir ömür tüketmiş ve dönüp arkaya bakılası kadar kocamış. Kimsenin hikayesini dinlemek istemedim bu neyi değiştirirdi ki hangi an’a geri döndürürdü bizleri. Yaşlarını sordum bende…
Sonra top oynadık, balonları yere düşürmemece oynadık, gökyüzüne bakma oyunu koyduk diğer adına. Bir kız çocuğu vardı bakışları adeta tek bir noktada. Gözleri yeşil, mavi veya ela…
Uzun uzun hiç bakamamıştım ki. Onun ellerini tuttum. Elleri orakla tırpanla uğraşmış gibi büyümüş, çatlamış. Krem sürelim dedim çantama yeltendim. Sürmeyelim acır dedi durdum önce. Dünyasına inemiyordum yine de yavaş yavaş sürdük. Yaşları biraz daha büyük olanlar hiç dışarı çıkmadı odalarının parmaklıklı pencerelerinden izlediklerini görüyordum. Bakıcılardan biri onlar kimseyle görüşmüyor dedi odalarına çıkabilir miyim dedim izin vermediler.
Uzun süre çocuklarla oynadıktan sonra akşam çöktü.O aydınlık yüzlere güneşin kızıllığı vurana kadar akşamdı artık. Ve veda. Otobüste çıt çıkartmıyordu kimse.
Şimdi arayın babalarınızı da son moda kaprislerinizi dileyin dedi içim, telefonlarınızı lüzumsuz yere değiştirmek isteyin, annelerinizin elleriyle yaptığı yemekleri reddedin , hadi oflayın onlara istekleriniz yerine gelsin anında… isteyin. Kendim de döndürdüm iç sesimi öyle kayırmak yoktu kimseyi. Benim daha farklıydı belki ama üç aşağı beş yukarı istekler hiç değişmedi.
Gelin gidelim. Gerekli izinleri, evrakları, resmi olan ne varsa halledelim ve gidelim. Çocuk sağlıklı bir hayatın temeli, sevginin en hasretlisi buyurun gidelim. Kendinizi onların yerine koysanız dayanırsınız bilirim. Kendi çocuklarınızı onların yerine koyun ki gidelim. Hadi çocuk olup gidelim.