Gün içinde;
- Üzerinde yük varmış gibi dolaşan,
- Depresif duygu durumu ile hayata isteksiz katılan,
- Baş ağrıları, mide ağrıları yaşayan,
- Vücudunda gezici kas ağrılarıyla, uyuşma / karıncalanma şikâyetleri ile çeşitli dallarda doktorları dolaşan,
- Uyku problemleri nedeni ile sabahları yataktan yorgun/isteksiz kalkan,
- Üşüme/ terleme atakları görülen,
- Barsak problemleri (kabızlık/ishal) olan…
Kısacası düşük yaşam kalitesi ile mücadele veren çok insan fibromiyalji tanısı ile baş başa kalır.
İyi haber: Sistemik olarak bir hastalık teşhis edilmez (Başka hastalıklara eşlik etmiyorsa.)
Kötü haber: Kişinin tedavisinde kendisinin rolü büyüktür; sorumluluk almalı, pek çok alanda yaşam koşullarını/ akışını değiştirmelidir.
‘’Fibromiyalji Bir Hastalık Değil, Sendromdur!’’
Fibromiyalji bir hastalık değil, bir sendromdur. Yani bulgular, belirtiler bütünüdür. Yapılan tetkikler normal çıkar (başka hastalıklara eşlik edebilir, bu noktada hekim ayıklamayı yapar), ama hasta kronik bir ağrıdan şikâyetçidir. Ağrı görülmez, ama oradadır. Hastanın bulguları hastalığı işaret etmese de, yaşam kalitesini düşürür.
Tıbbi olarak ifade etmek gerektiğinde, “strese karşı kişinin cevabında nöro-endokrin (sinirsel- hormonal) bozukluğa bağlı olarak ortaya çıkan kas-iskelet sistemi sorunu” olarak özetlenebilir.
‘’Tedavisi Sadece İlaçla Çözülmez’’
Tedavisi, sendromun bir bütün olarak ele alınmasını gerektirir. Sadece ilaçla çözülemez. Öncelikle organik bir problem varlığı/yokluğu doktor tarafından belirlenmelidir. Hastanın ağrıları, psikolojik durumu, yaşam aktiviteleri detaylı incelenmeli ve “tedavi programı” oluşturulmalıdır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimleri konunun uzmanlarıdır.
Tedavide, ilaç yanı sıra, hobiler, egzersizler ve psikolojik/ psikiyatrik destekler yer alır.