Evliya Çelebi’nin “Ovalarından bal, dağlarından yağ akar”, Heredot’un ise “Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü” diye bahsettiği Aydın’da eşi benzeri görülmemiş bir su furyasıyla karşı karşıyayız.
AK Parti Efeler İlçe Başkanı Çağatay Gülaştı’nın başlattığı, “indirimli ve bedava su” tartışmasına, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun “elektrik ve su bedava olsun” çağrısı ile devam eden tartışma ile son üç haftanın gündemini belirleyen şey su oldu desek abartmış olmayız.
Bu konuda sizleri biraz geçmişe götürmek istiyorum. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019 seçimlerinde AK Partili belediyelerin performans kriterlerine dair çeşitli tüyolar vermişti. Bunlardan bir kısmı belediyelerin içme suyu, atık su, şebeke ve arıtma tesisleri gibi özelliklerine dairdi. Bu açıklamaların hemen ardından büyükşehir belediyeleri bir biri ardına suda fiyat indirimine gidileceklerini duyurdu. Konutlara verilen şebeke suyuna İstanbul’da, Bursa’da ve Balıkesir’de fiyat indirimi yapılırken; yüzde 45 oranında suya zam yapan Aydın Büyükşehir Belediyesi büyük eleştirilere hedef oldu.
Her kesimden vatandaşın şikâyet ettiği pahalı su ücretinin belirlenmesinde Özlem Çerçioğlu ve CHP’li meclis üyelerinin sorumluluğu var da belediye meclisinde görev yapan AK Parti ve MHP’li üyelerin sorumluluğu yok mu? Elbette var! Kimse kusura bakmasın! Önlerine gelen her teklifi araştırmadan, sorgulamadan ‘emme basma tulumba’ gibi parmak kaldırarak ‘evet’ diyen meclis üyelerine ‘masum’ diyemeyiz.
Evet, belediyeler maliyetine su satabilir ama bedava su veremez. Kim ‘suyu bedava yapacağım’ derse yalan söylüyor demektir. Bu anlamda Başkan Çerçioğlu’nun “elektrik ve su bedava olsun” çağrısı ‘olmayacak duaya amin’ demekten başka bir şey değildir. Bu durumu kendisi bildiği halde böyle bir çıkış yapması en hafif ifadeyle halkın aklıyla dalga geçmektir.
Su fiyatını belirleme yöntemi yasa ile belirlenmiştir. Ne yazık ki Aydın Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ASKİ) maliyet hesabı yapamamış olması nedeniyle işi Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında operasyon düzenlenen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'ne havale etmişti. Bu köşeyi takip edenler, belediyeyi ehil ellerin yönetmediğini defalarca gündeme getirdiğimi hatırlayacaktır. Maliyet hesabını bile yapamayan bu beceriksiz yönetim, ilgili üniversitenin belirlediği fiyata tefe tüfe ekleyerek fahiş bir bedelle su satmaya devam ediyor.
Yukarıda belirttiğim gibi bedava su olmaz ama ucuzlatılması mümkündür. Özellikle Efeler ilçesi su ihtiyacını İkizdere Barajından temin ediyor. ASKİ fahiş fiyatta sattığı su için devlete tek kuruş ödemiyor. Bu nedenle halka ortalama 6 lira 50 kuruş bedelle satılan su 1 lira 50 kuruşa satılabilir.
Olur mu?
Bal gibi olur!
Firmaların 19 litresini 8 liraya sattığı Bozdağan Madran suyunun tonunu 2 lira 40 kuruş bedelle satan ASKİ, bedavaya aldığı baraj suyunu neden 1 lira 50 kuruştan satmasın?
Yanlış işitmediniz…
Özel sektöre cömertlikte ve yardım etmede akar su gibi olan Çerçioğlu, Bozdağan Madran suyunun tonunu 2 lira 40 kuruşa satarken, halka gelince 6 lira 50 kuruş bedelle satıyor.
Konuyu biraz açalım:
Aydın İl Özel İdaresince Pınar Su San. Ve Tic. A.Ş.’ye 02 Aralık 2014 tarihine kadar kiraya verilen ancak Aydın Büyükşehir Belediyesine devredilen Bozdoğan ilçesindeki su kaynakları için 2014 yılında 16 lira 18 kuruş/ton ücret alındığı halde, söz konusu su kaynaklarının kiraya verilmesi için yapılan ihalede ve işlemlerde usulsüzlükler yaparak suyun 2 lira 40 kuruş/ton ücret üzerinden kiralanmasını sağlayarak belediye zarara uğratıldı.
2014 rakamlarıyla PINAR SU AŞ’nin belediyeye ödediği bedel aylık 440 bin lira iken şimdi bu rakam sadece 40 bin lira. Yani belediye her ay 400 bin lira zarar ediyor. Çerçioğlu bu zararı fahiş fiyata su satarak vatandaştan çıkarıyor. Üstüne üstlük 100 liranın üzerindeki ödenmeyen fatura için halkın suyunu kesip, 30 lira açma-kesme ücreti ekliyor.
Bu durum müfettişlerce tespit edilerek, Çerçioğlu ve zamanın ASKİ Genel Müdürü Özcan Dursun Korkmaz hakkında İçişleri Bakanlığınca soruşturma izni verildi. Adı geçenler tarafından yapılan itirazı değerlendiren Danıştay Birinci Dairesi 02 Aralık 2016 tarihinde itirazı reddetti. Ve soruşturma açılması ile ilgili kararı Aydın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Aradan 18 ay geçmesine rağmen soruşturma açıldığına dair bir bilgiye henüz ulaşmadım. Ancak adaletin er yada geç tecelli edeceğine inanıyorum.
Tam bu noktada okurlarımın da fikrini almak istiyorum:
Kaynak suyunu 2 lira 40 kuruşa satıp, belediyeyi aylık 400 bin lira zarara uğratırken sızlamayan vicdan, baraj suyunu 6 lira 50 kuruşa verirken sızlar mı?
Bence sızlamaz...
Ama hatırlatmakta fayda var...
“Sudan daha yumuşak ve ince başka bir şey yoktur; fakat önüne çıkan her şeyi sürükleyecek ve parçalayabilecek kadar güçlüdür.”
Sonuçta;
Halk Çerçioğlu’nu sandıkta taşa tutacak.
AZICIK DEDİKODU
Aydın Büyükşehir Belediyesini FETÖ firarisi Erkan Karaarslan ve belediyeye çöreklenen adamlarının yönettiğini defalarca yazdım. Bu ekibe bir ‘Parfümcü Hanım’ ile bir de ‘Parmakçı Hanım’ eklenmiş.
Belediyede konuşulanlara göre; Erkan Karaarslan’ın adamlarından üst düzey bir yöneticinin eşi belediye personeline parfüm satmakla meşgulmüş. Bu yüzden adı ‘Parfümcü Hanım’a çıkmış.
Bir başka üst düzey bir yöneticinin eşi sözleşmeli memur olarak belediyede işe alınmış. Ancak bu hanımın mesai saatlerine riayet ettiği pek görülmezmiş. “Başkanın sağı solu belli olmaz, mesaine dikkat et” diyerek uyarıda bulunanlara, kocasının başkanla olan samimiyetini anlatan şu cümleyi kurmuş: “Benim kocam başkanla enseye tokat, kıça parmak. Bana bir şey olmaz.” Şimdi ona herkes, ‘Parmakçı Hanım’ diyormuş.
Çerçioğlu’nun bu iki hanımın kimliklerini bildiğinden hiç şüphem yok!
Bilmiyorsa koridorların sesine kulak versin derim.