“Nasılsın” diye sorduğumda “İyi değilim” diye yanıt verince çok şaşırmıştım. Hani adet yerini bulsun kabilinden de olsa “iyiyim” demez mi insan? Denmiyor işte!
Efeler Belediyesi’nin düzenlediği “Aşkımız Aksaray’ın en büyük yangını” tiyatro oyununu izlemek üzere gittiğim Aydın Kültür Merkezi Dr. Hidayet Sayın Tiyatro Salonu’nda karşılaştığımız Hüsnü Ertuğ hocama, ‘Nasılsın’ dediğimde yine “İyi değilim” diye yanıt verdi.
Hüsnü Hocam haklı… sözün gelimi değilse şayet; “İyiyim” diyemiyorsunuz ki! Zaten iyi de olamıyorsunuz. Ben de son günlerde “Türkiye gibiyim.” Hepimiz gibi…
İyi olmadığımız, olamadığımız günlerden geçiyoruz. Düşünsenize son 6 aydan bu yana yaşadıklarımızı…
15 Temmuz darbe kalkışması…
İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakını ve Maçka Parkı'nda gerçekleştirilen çifte bombalı saldırı…
Kayseri'de Erciyes Üniversitesi yakınındaki terör saldırısı…
Türkiye, bir yandan bu hain saldırılara göğüs germeye çalışırken diğer yanda “Fırat Kalkanı Harekatı” ile sınır ötesinde mücadele ediyor.
Sadece bu 4 olayda 300 civarında şehidimizi son yolculuğuna uğurladık…
Şehidine üzülen ve onu uğurlamak isteyen binlerce insan…
Herkesin yüzünde üzüntü, gözünde yaş…
Annesi, babası, dayısı, dedesi, nişanlısı ve diğerleri…
Param parça perişan olan aileler…
Kim anlatabilirdi ki şehit ailesine ve anneye ‘şehitliğin ne kutsal bir mertebe olduğunu’…
Ya da şehit annesi olmanın ‘şerefini’…
Kimse…
Anlatılamıyor da zaten…
Eş feryat ediyor…
Anne feryat ediyor…
Baba feryat ediyor…
Dede feryat ediyor…
Dayı feryat ediyor…
Suriye’de gencecik fidanlarımız şehit düşüyor…
Eş, anne, baba, dede, dayı kan ağlarken, “Ne işimiz var Suriye’de” diyenlere “milli çıkarlar” denilerek izah edilmeye çalışılıyor.
“Eğer Suriye'nin bütünlüğü sağlanırsa Suriye'den Türkiye'ye gelen ve ülkede beka sorunu yaratan bir sorunun büyük ölçüde altyapısı ortadan kaldırılmış olacak” diye düşünüyorum.
Şimdi sormak istiyorum:
‘Haini en çok olan ülke Türkiye’ sözünün sahibi rahmetli Kamran İnan haksız mı?
“İyi değilim” diyen Hüsnü Ertunğ hoca haksız mı?