Her sabah kalktığımda bilgisayarımı açar, Ulusal ve yerel gazeteler ile birlikte internet gazetelerinin önemli gördüğüm haber ve köşe yazarlarını mutlaka okurum.
Ulusal gazetecilerin bir kaçı hariç diğerleri iktidarın emrine ve buyruğuna girmiş durumda.
Yerelde yayın yapan görsel gazeteciler de neredeyse ekonomik durumdan çıkmak için çaba gösterirler. Pek bilemiyorum ama bence en rahat olanı ise Internet gazeteciliğidir. Kadrolarına kattığı birkaç köşe yazarlarının yazıları ile gündemi takip etmeye çalışıyorlar.
İnternet sitelerinde köşe yazarlığı yapan bazı tanıdığım arkadaşlar doğruları yazmaktan çekinmeyen yürekli gazetecilerde var. Bu arkadaşlarımızın bazıları nerdeyse her hafta adliyede ifade vermekten kendilerine zaman ayıramazlar.
Bazı İnternet siteleri haftada bir kendi köşe yazarlarının yazılarını yayınlar. Köşe yazarlarının bazılarının hemen hemen her hafta işlediği konu aynıdır. Bir kurumu veya belediye başkanını hedef tahtasına oturtturup sözde aleyhine yazı yazmakla belediye başkanına zarar verdiklerini veya vereceklerini sanırlar. Hâlbuki her hafta aynı konuyu işledikleri için toplum gözünde kendilerinin itibarsızlaştıklarının farkında bile değiller. Bir konuyu yazarken hangi yazar olursa olsun önce o konunun çok güzel bir araştırmasını yapıp doğru bildiğini yazması gerekir. Çünkü yazılarınla aynı zamanda toplumun karşısına çıkıyorsun.
Değerli okuyucular Divan Edebiyatımızın ünlü şairi Fuzuli ne güzel söylemiş; “söylesem tesiri yok; sussam gönül razı değil” diye. Gerçekten büyük şair bu ünlü sözünü bu günler için söylemiş.
Zaman oluyor değil yazmayı, bilgisayarımın başına oturmayı bile istemiyorum. Zaman oluyor yüreğimdeki duyguları yazıyorum. Tekrar silip nasıl olsa tesiri yok diye vazgeçiyorum. Zaman oluyor düşüncelerim yüreğimde düğümleniyor. Yüreğim bir yanardağ gibi kaynayıp duruyor. Gönül derinliklerinden bir ses “tesiri olmasa da” yaz; susmak hem kendin için hem de toplum için zararlıdır diyor. Bu yaşanan olumsuz gelişmeler karşısında değil susmak insanın sokağa çıkıp bağırması geliyor. O nedenle bakıyorum olmuyor başlıyorum yazmaya.
Bir yanda bu hali içine sindirebilen ve en küçük bir rahatsızlık duymayan duyarsız bir toplum, diğer yanda ülkenin birliği ve dirliği için çırpınan bir avuç yurtsever.
İşte bizim kentimizde de internet gazeteci arkadaşlarımızın bazıları ahlaksızlık, yoksulluk ve yolsuzluğu hiç görmezler.
Bu gibilerin kalemlerinden vatan, bayrak derdi ve sevgisi hakkında bir satır olsun yazı yazıldığını göremezsiniz.
Bunlar için en önemli olan ise kişisel çıkarlarıdır. Yoksa ülke sorunlarıymış.
Ülkenin içine düştüğü sıkıntılı durummuş, Ülke bölünmenin eşiğine gelmiş bu tiplerin umurunda olmaz.
Çünkü bu gibiler aydın olamaz. Aydın zalimlerin, hırsızların yanında yer alan değil, doğruların ve doğru bildiklerini sonuna kadar savunan kişidir.
İçinde yaşadığımız toplumun ne gibi sorunu olduğunu yazıları ile topluma önderlik ederek yol gösterecekleri yerde hedeflerine oturdukları kurum ve şahıslar hakkında durmadan kötülemek bunların en önemli özellikleridir.
Bazı internet köşe yazarları her hafta yazılarında aynı konuyu işler. Bunların değişmez gündemleri ve yazıları belediye başkanı aleyhine yazı yazmakla büyüdüğünü sanıyorsa aslında toplumun gözünde hiç hoş karşılanmadığını bilmeleri gerekir.
Sayın Başkan Çerçioğlu ne yapsa bazılarının gözünde suçlu olmuştur.
Göreve geldiği günden bu zamana kadar işlediği suçları sıralayalım:
1) Şehrin görünümünü ve trafiği engelleyen şehir halkının olumsuz yönde etkileyen büfeleri kaldırdı. Hele postahanenin karşısındaki olumsuz görüntüye son verdi.
2) İsmet Sezgin parkındaki boşaltarak yine halkın hizmetine verdi.
3) Bu zamana kadar yapılamayan çevre yolunu kendi olanakları ile yaparak hizmete sundu. Aydın trafiğinin rahatlattı.
4) Yeni dört yolda yapılan ve bir sanat şaheseri ve Aydın kompozisyonu olan anıtı yaptı.
5) Aydın’ın gururu olan Milli Aydın Bankası binasını satın alarak Aydın halkına armağan etti.
6) Hüseyin Aksu zamanından beri, 15 yıl atıl vaziyette duran belediye binasını çok güzel bir şekilde yaparak Aydın halkının hizmetine sundu. Aydın halkına derme çatma ve kiralık binadan kurtardı.
7) Borçla devraldığı belediyeyi, Türkiye’nin borçsuz belediyelerinden birisi haline getirdi.
8) Cihanoğlu hanının yenilenme çalışmalarının hızlı bir şekilde devam ettiriyor.
9)Yine Aydın’ımız için çok büyük bir ihtiyaç olan terminal binasını tamamlanmak üzere olduğu.
10) Balık pazarını çok güzel bir şekilde yaparak Aydınlıların hizmetine sundu.
11) Giden vali tarafından engellenmeseydi meydanın düzenlemesinin şimdiye kadar çoktan bitmiş olacaktı. Buna rağmen oto parkın bitmek üzere. Meydan düzenlemesi ise otoparkın bitiminden hemen sonra son surat çalışmalarına başlayacak ve 7 Eylül günü açılışını yapacak.
12) Sevgi yolu ve çevre düzenlemesinin çok güzel bir şekilde yapılarak halkın hizmetine sunuldu.
13) Gençlik Caddesi’nin devamını gerçekten bir sanat sokağı haline getirdi. Gece aydınlanması ile Türk büyüklerinin büstlerinin yapıldığı çok güzel bir sanat sokağını Aydın halkına kazandırdı.
14) Battı çıktı, üst geçitlerin kısa sürede bitirilmesi için yoğun çaba harcıyor.
15) Aydınımızı bir çiçek bahçesi gibi her tarafını çiçeklerle donattı.
16) Aydın Tekstil Fabrikası alanını kamulaştırarak, halkın kullanımına sunmak için çalışma yürütüyor.
17) Taşdöner sineması binasını satın alarak, kültür merkezine dönüştürmenin gayretini gösteriyor.
18) Kentin ortasından yıllardır akıp giden Tabakhane Deresi'ni çağdaş bir spor ve yaşam alanına dönüştürüyor.
19) Akıllı vezne ve engelliler ile evlerinden çıkamayan yaşlılar için mobil tahsilât hizmetini başlattı.
20) Kısa süre sonra kaliteli ekmeği ucuza satacak Halk Ekmek projesini hayata geçirmeyi planlıyor.
21) Osman Yozgatlı Mahallesi’nde belediyenin yaptığı taziye evi gibi yaptığı hizmetler herhalde suç oluyor.
Bunlar Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun bir çırpıda aklıma gelen hizmetleri…
Bizler ve Aydın halkı biliyor da acaba her hafta olumsuz yazı yazanlar bunları bilmiyor mu?
Sayın Belediye Başkanı bunlara hiç cevap vermiyor. Herhalde kişi yaptığı işlerle halk katında değer kazanır diye düşünüyor.
Bazıda hep eleştirenler için de sanırım Mevlana gibi düşünüyor:
“Susmak asaletimdendir.
Her lafa verilecek bir cevabım var,
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye,
Birde söyleyene bakarım adam mı” diye.
O nedenle başkan yaptığı ve yapacağı hizmetlerle Aydın halkının gönüllerinde yerini almıştır. Bunu da hiç kimsenin engellemesi mümkün değildir.
Kimlik, kişilik ve fikir değiştiren siyasetçiler, gazeteciler ve bazı akademisyenler ülkemin en büyük talihsizliğidir.