Tuttuğum her ipin ucu
Boşa mı gelmek zorunda
Bitişimde şucu bucu
Coşa mı gelmek zorunda
Allanıp gönül alından
Sıyrılıp dünya malından
Gonca aldığım dalından
Tuşa mı gelmek zorunda
Helâl diye bandığım aş
Gözlerimi dolduran yaş
Kör şeytana attığım taş
Kuşa mı gelmek zorunda
Davut'un diline üşüp
Çıkmaz yollarıma düşüp
Sevdayla gülüp gülüşüp
Yuşa mı gelmek zorunda
Boylandığım el arıyla
Elinde kına kârıyla
Hem akarı kokarıyla
Nuşa mı gelmek zorunda
Başıma koyduğum tuğum
Bile isteye uttuğum
Abdestine su tuttuğum
Duşa mı gelmek zorunda
Çimen sanıp ad aldığım
Otağına kök saldığım
Gözüm kapalı kaldığım
Huşa mı gelmek zorunda