12 Eylül Darbesi, sonrası sorgulamaları yaşadım ben. Önce en alakasız sempatizanları alırsınız sorgulamaya. En alttan en yukarı doğru adım, adım ilerler ve en baştaki teröriste ulaşırsınız.
Elinizde yüzlerce ifade vardır, en baştakini tutuklamanıza delil olacak.
15 Temmuz Fetö çetesinin darbe girişiminin hemen ardından ilk uygulanan yöntemde böyleydi. Sanayideki en küçük sempatizan elemandan başlamışlardı göz altılara.
İyi gidiyordu. Yavaş, yavaş tepelere ulaşılıyor zannetmiştik. En azından yönetim kadroları ve para kaynakları ele geçiriliyor demiştik.
Bir müddet sonra neler yaşanmaya başladı şimdi bir göz atalım ve oynanan oyunu görmeye çalışalım isterseniz.
Tutuklanan ya da denetimli serbestlik verilen üst kadrolar, öyle zannediyorum ki, yurtlarda kalan sempatizan öğrencileri dahi ihbar etmeye başladılar.
Kendi toplantılarına iki üç kez dahi katılan, esnafı, memuru, öğretmeni, şikâyet ederek gözaltına alınmalarının artmasını sağlamaya başladılar.
Şimdi soruyorum yetkililere, Bu güne kadar gözaltına alınan ya da tutuklananların ifadelerini bilgisayarda süzgeçten geçirmeniz halinde, bir kez dahi adı geçmemiş ama onlara selam vermiş, toplantılarına sohbetlerine katılmış, insanları gözaltına almak ya da görevlerinden uzaklaştırmak kimin işine yarıyor?
Söyleyeyim sizlere.
Bu Fetö’cülerin son oyunudur.
Gözaltıları, tutuklamaları ve açığa almaları, çoğaltmak.
Mağdurları çoğaltmak demektir.
Neden Yapıyorlar bunu?
Ne kadar çok mağdur, ne kadar çok ağlayan, ne kadar çok işinden uzaklaştırılmış çaresiz, o kadar çok hükümet düşmanı demektir.
Daha önceki bir yazımda 50 işçi çalıştıran bir Fetö sempatizanı iş yeri sahibinin, kapatılan iş yerinde, çalışanların hakkını nasıl ödeyeceksiniz diye sormuştum.
Yine daha önceki bir yazımda Bir iş yeri vardır ki, koca bir şehirdir. Kapanmasına ve işçi çıkarılmalarına sebep olmayınız diye yazmıştım.
Gerekirse yöneticilerinin hepsini birden içeri almayınız, iş yerinin hesaplarına el koymayınız. Büyük ödemelerini, atadığınız bilirkişiler nezaretinde, yapılmasına izin veriniz.
İşçileri, işsiz ve aşsız kalmasınlar. Demiştim. İleride, pardon dediğinizde o işçilerin işsiz kalmalarından doğan mağduriyetlerinin vebalini ödeyemezsiniz demiştim.
Oyuna geliyorsunuz efendiler.
Bu şehirde geçmişte, Fetö şerefsizine küfrettiği için, görevlerinden uzaklaştırılan, memurlar amirler halen mağdur iken, onları şikâyet eden ve görevlerinden alan, üst görevlerde bulunan yetkililer, halen görevlerinin başındalar.
Bu şehrin en büyük imamları kontrollü serbestlikle dışarıda işlerine devam ederlerken, sempati duyanları, sohbetlerine bir kez dahi katılanları, gözaltına alınmaya devam ediyor.
Oynanan oyunu görünüz Allah aşkına.
Bu oyun, Fetö’cülerin, şerefsiz üst kadrolarının oynadığı son oyundur. Yeni mağdurlar, yeni örgütlenmeleri ve yeni hükümet düşmanlarını doğuracaktır bilginiz ola.